bu adamın çektiği filmleri izleyenlerin çoğu televizyon ekranlarında yapılan abartılı övmelerin sonucu sinemaya gidip paralarına heba etmişlerdir. son filminin* ardından da aynı taktiği uyguluyor. bence sinema sanatını daha fazla kirletmeden bu sevdadan vazgeçsin. gitsin reklam falan çeksin. zira o işlerde daha iyi arkadaş.
oyuncu olarak kazmanın önde gidenidir. sesi de güzel değildi. e filmlerine de o kadar çok yıldız oyuncu koyuyor ki gişeyi garantiliyor. dünyanın en overrated adamlarından biridir gözümde.
bundan sonra çektiği filmlerin sonuna okuduğumuzu anladık mı benzeri izlediğimizi anladık mı temalı 10'ar dakikalık videolar koysun bence. o kadar kör gözüm parmağına şekline getirip mesaj oalyının bokunu çıkartıyor ama bakalım anlayan var anlamayan var.
unutmadan: küresel ısınmayla başlayıp onu ozon tabakasının delinmesine bağladıktan sonra fokların katledilmesiyle bitireceği filmini dört gözle bekliyoruz. hatta bak töre cinayeti işlerken yanlışlıkla havaya ateş eden bir delikanlının kurşunu delmiştir belki ozon tabakasını? töre cinayetine de bağlayabilir böylelikle yani.
çok değil 10 yıl önce kürtlüğünü reddeden şu an ise bunu ön plana çıkarak güneşi gördüğünü iddia eden adam.ne sanatçısı ulan?iki şarkı bi filmle sanatçı olunmuyor.
ne zaman mahsun kırmızıgül adını duysam, zaman mekan fark etmez aklıma alem buysa kral cimbom şarkısı gelirdi. klibi filan geçer gözümün önünden. yanlış hatırlamıyorsam böyle üzerinde bir takım elbise onun üzerinde beyaz kadir inanır atkısı filan. geçmiş zaman yamuluyorda olabilirim ama genel konsept bu kıvamdaydı. küçük yaşlarda ben de koyu galatasaraylı olduğum için (koyu galatasaraylı ne demekse tabi) iyi bilirim yani. ne zaman galatasarayın şampiyonlar liginde maçı olsa star tv o gün alem buysa kral cimbom olurdu. neyse.
bu adam ilk çıktığında (nereden çıktığı tartışma konusu) senin, benim, onun, bunun, şunun bildiği magandaydı. hani öyle şehir magandası falan da değil. safkan maganda. neyse sonra lo lo mahsun oldu, prestij müzik ailesine katılıp kankileri alişan özcan deniz le program fila bastılar (a takımı). o gün bu gün bu şekilde bir çizgide devam etti bu kardeşimiz.
olaylarda bundan sonra başladı zaten. ben kendisini ve ekürilerini büyük bir merakla izlerken mahsun ortalardan kayboldu. daha sonra da sinemacı kimliği ile karşımıza çıktı. ben film çekecem dedi. iyi ne güzel, çek tabi. beyaz melek ilk filmi, güzel mi? toplumsal duyguların bayat bir şekilde sömürü olmaktan daha öte bir anlamı yok benim gözümde bu filmin. daha sonra güneşi gördüm le çıktı karşımıza. güzel mi? değil, çok dağınık bütünlüğü olmayan, çok önemli konuları işleyeyim; tek sefer de birden çok yaraya parmak basayım derken götünü parmaklamaktan öteye geçememiştir. lakin benim gözümde birinci filme göre çok daha iyi bir iş çıkmıştı ortaya. daha sonra beş minare filmi geldi. yine ikinci filmde tespit ettiğim eksiklikler bu film içinde geçerli lakin yönetmenliğinde en gerzek insanın bile kolayca anlayabileceği bir gelişme olduğuda aşikar. bu filmde yine, 'izlenir abi' filmer katagorisinde yer buldu benim gözümde.
bu kısa özgeçmişin ardından asıl konuma gelmek istiyorum. dön geri! dön! bu adam benim aklıma önceleri nasıl geliyordu? alem buysa kral cimbom artık beyaz kadir inanır atkısı. şimdi nasıl geliyor? pek de başarılı olmayan filmlerin senaristi ve yönetmeni. şimdi benim güzeller güzeli, akıllı, mantıklı okuyucum demek istediğim şeyi anladı mı?
her tartışmada konuşmada hep ülkedeki magandalardan şikayet ederiz. illa bir kaç küfür giydiririz onlara, adamın birisi o sınıftan çıkıp biraz kendisini geliştirmeye çalışınca da demediğimizi bırakmayız. neden? çünkü toplum olarak eziğiz. kendi yapamadığımız şeyleri başkaları yaptığında, hele ki bu insan uzun yıllar boyunca bizim gözümüzde kıro, öküz, davar, maganda olarak şekillenmiş bir insan olunca bunu kaldıramıyoruz kardeşim. bu dediğim bende de var sende de var anasını satayım. ne yapsak ne etsek yenemiyoruz aşamıyoruz bunu. mahsun kırmızıgül film çekmesinmiş. niye çekmesin canım kardeşim? çünkü çok kötü film çekiyormuş. evet kötü film çekiyor katılıyorum sana da ulan ibnator o zaman neden diğer kötü film çekenlerede başlık açıp bu adam film çekmesin diye yazmıyorsun.
bıraklım bu işleri. ben derdimi anlattığımı sanıyorum. adamın filmleri öyle çok güzel filmler değil evet, hatta hangi fimle karşılaştırdığına bakarsan güzel bile değil diyebilirsin ama ortada da bir gerçek var lan. kendisi hakkında 'alam buysa kral cimcom artı beyaz kadir iannır atkıs, lo lo mahsun, yıkılmadım ayaktayım' denirken şimdi adam kötü 'yönetmen' e.
anladın mı şimdi, anladık mı? valla ben destekliyorum öyle göreceğime böyle göreyim ben bu adamı. sadece bunu değil he, hepsini, hepimizi.
alem buysa kral benim diyerek şarkılar söylerken 3(üç) film çekerek ülkenin en iyi yönetmeni olduğunu iddia eden bünyedir.
ama evet bu medya, bu kadar yalaka insan varken: alem buysa kral sensin be mahsun.
anlamadığım nokta şu:
bu adam gerçekten en iyi yönetmen mi?
bu adam "alem buysa kral benim" demedi mi?
kendini yönetmenlik-oyunculuk-yapımcılık konularında çok iyi geliştirmiştir. Ses getirecek yapımlara imza atmaktadır."New York'ta Beş Minare" filmi bu söylediklerimi kanıtlar niteliktedir.
kendi kapasitesini zorluyan, yapabileceğinin en iyisi olan işler yapmaktadır. en azından önyargılar yüzünden korkakça geri çekilmemiştir. bu yüzden takdire değerdir.
servetine servet katmak yerine, ki bu mahsun için çok kolaydı, farklı ve riskli bir yol seçerek sinema yönetmenliğinde karar kılmış bir insan. yaptıklarını beğenir veya beğenmezsiniz ama hiç değilse bu seçiminden dolayı kutlanması ve takdir edilmesi gerek. kendi adıma saygı duyuyorum. günümüzde kalıcı işler yapma kaygısını paraya tercih eden insan sayısı o kadar azki.
ekleme: bir de şunu net şekilde belirteyim, kendisinin sinemasını beğenenlerden değilim.
önyargıyla yaklaşanlara gişe rakamlarıyla cevabı yapıştıran sanatçıdır.
yok iq su 50 falan insanlara film yapmış gibi palavralara, iftiralara maruz kalan, tek suçu doğuyu işlemesi olan karizmatik sanatçıdır.
not:iq 148 bilader.
kendini bir türlü sevdiremeyen itü mezunu sanatçıdır.(ve bence ağzıyla kuş tutsa dahi sevilmeyecek)ama bana göre çok iyi işlere imza atmiştir yaptiği filmlerle.
iyi bir sinemacı olduğunu düşünmüyorum, filme çok fazla şey koyuyor bir bütün yok aşure gibi yapınca olur diyor galiba kendine. ama bir insanın bebeğim benimden kalkıpta yönetmen koltuğuna oturacak kadar değişim geçirmesi takdire şeyan bir şey. ister kro deyin ister kültürsüz (ki bende öyle düşünüyorum) ama insan psikolojisi alanında uzman biri olarak söyleyebilirimki bir insanın bu kadar kısa bir sürede geldiği yeride düşnürsek çıtasını bu kadar bu derece yükseltmesi bu insanın ciddi bir kapasitesi olduğunu gösterir.
dolmabahçe'de olmasa bile, bir yerlerde kendisine şunlar söylenmiş olmalı;
şarkı söyle, mesela "kardeşlik türküsü" tuttur, ama kardeşlik nağmelerde kalsın.
kat'a ve asla melodisiz konuşma, yoksa sonun ahmet kaya gibi olur!
ve zaten sen öyle değilsin, 10. yıl marşı'na nasıl eşlik ettiğini gördük, sen kendini bize kanıtlamış bir maykıl ceksın'sın.
film çek, bir şeyler söylüyormuş gibi yap, ama bu sadece birikmiş gazı almaya yönelik bir sırt sıvazlama işlevi görsün. ki zaten o sırt bizim sırtımız değil.