"bizde cesaret, bizde hamiyyet yok mu? işte ben, tekmil servetimi ordunun masarif-i iftihhariyesine hayatımı, hayatımı da vatana feda ediyorum."
Adamdaki ses tonu korkunç derecede karizmatik. Söylediklerine bir şey diyemeyeceğim. Herkes farklı şeyler söylüyor. Nereden nasıl tutacağımı bilmiyorum açıkçası. Evet
Bunun taş plak kaydını dinleyip cuş u huruşa gelen piçler kayıttaki kelimelere, cümlelere, dile dikkatli baksınlar da içine sıçtıkları hazineyi bir görebilsinler. O günden bu güne, hamiyyetli bir vatan evladı tarafından arabasında vurularak gebertilen bu farmasonun da dediği gibi "makarr-ı hilafet kan ağlıyor."
109 sene önce bugün.
"yeter ulan" diyerek türk milletine hürriyet ve özgürlüğü sunan adam gibi adam, komutan gibi komutan.
ruhu şad olsun, nur içinde yatsın...
kardaşlar !
yüzbinlerce şühedanın kanı bahasına kazanılan meşruyetimizi mahvedip yerine yine istibdadı ikamet etmek üzere istanbul’da o köhne bizans’ın yıldız burcunda ikamet eden baykuş, insan kanı emmekten, öksüz yetimlere gözyaşı döktürmekten mütevezir olan haris, 600 senelik muhteşem, muzaffer bir milletin tarihini, ecdadının namusunu lekeleyen o insan kıyafetindeki canavar, istanbul’da avcı taburlarını iğfal ettirmiş, para mukabilinde namuslarını satan o alçaklar da sair muti askerleri cebren isyanlara iştirak ettirmişler.
orada ne kadar hamiyyetli kardaşlar, ne kadar genç mektepli zabitler varsa cümlesi birer suret-i feciyyede şehid ediliyorlar.
işte, bu şühedanın içinde asar-ı tevfik zırhlısı kaptanı ali kabuli bey de var. istanbul’un erbab-ı namusu pencerelerden bile bakmaya cesaret edemiyorlar. makarr-ı hilafet kan ağlıyor. payitaht bizden, ordudan, imdat bekliyor. vatan gidiyor, millet mahvoluyor. ne duruyoruz?
bizde cesaret, bizde hamiyyet yok mu? işte ben, tekmil servetimi ordunun masarif-i iftihhariyesine hayatımı, hayatımı da vatana feda ediyorum.
hürriyet istihsali için benimle beraber istanbul’a gidecek içimizde çok kahraman var
bu arada kendisi gürcüdür bu kayıdın da isyandan sonra kayda alındığı söylenmektedir.
Günlük tutan ve devlet görevindeyken suikaste uğrayan tek osmanlı sadrazamı. Kendisinin şehadeti sonrası ittihatçılar muhaliflere karşı terörizm uygulamaya başlamışlardır.
Hürriyet uğruna ölümü göze alan paşalarımızdan birisi. Bu cumhuriyet size çok şey borçlu, kimi monarşi sevdalıları bu paşamızı darbeci diye yaftalasa da paşamız, ulu onderin de icinde bulunduğu mektepli subayların komuta ettigi hareket ordusuyla birlikte halkın zaferini kazanmıştır ve darbeci derviş vahdeti ve yanlılarına gereken dersi vermiştir.
vatansever ve kahraman bir paşamızdır. hareket ordusunun abdülhamit'in kışkırtmasıyla ayaklanan yobazları ezmesi için yaptığı çağrının ses kaydı şuradadır.
Hareket ordusunun basındaki adam. Sonradan yanlış hatırlamıyorsam bir Hükümet'in basına geçmişti. Daha sonra iTC nin artık zarar vermeye başladığıni düşünüp istifa bile etmiştir.
Yanlış olmadın Saffet ya da Sıddık isimli bir paşa ile dönemin en masum hükumetlerinden birinin ideresinde bulunmuştur.
harbiye müzesinde adına özel bir salon bulunan zattır. suikaste uğradığı aracı ve öldürüldüğünde üzerinde bulunan kanlı gömleği ve hatta içinden çıkarılan mermilerle birlikte sergilenmektedir. ne maksatla öldürüldüğü halen bilinmemektedir.
--spoiler--
kardaşlar, yüzyıllarca şühedanın kanı pahasına kazanılan meşrutiyetimizi mahvedüb, yerine yine isdibdadı ikame etmek üzere, istanbul'da o köhne bizans'ın yurdunda ikame eden baykuş, insan kanı emmekten, öksüz yetimlere gözyaşı döktürmekten mütelezziz olan anut, 600 senelik muhteşem muzaffer bir milletin taihini, ecdadını, namusunu lekeleyen o insan kıyafetindeki hunhar istanbul'da avcı taburlarını iğfal ettirmiş, para mukabilinde namuslarını satan o alçaklarla, şair muti askerlerini cebren ve hileyle tayyen isyanlarda istirahat ettirmişler...
--spoiler--
1910 yılından itibaren hız kazanan uçaklardan askeri amaçla yararlanma düşüncesinden sonra kaydedilen gelişmeleri takip ederek, türk havacılığının temeli sayılan teşkilatın kurulmasına ön ayak olmuş olan sadrazam. 1911 yılında genelkurmay başkanlığı bünyesinde oluşturulan şubeye ve akabinde alınan uçaklara, maaşının bir kısmını yatırarak ne denli önem verdiğini gösteren paşa ; sultanı, donanma cemiyetini ve bazı zenginleri de bu işe kanalize ederek, kurumların varlığını amaçlamıştır.
ikinci abdülhamit'in ahına uğrayanlardandır. padişahı indirince herşeyin güllük gülistanlık olacağını zannedenlerin arasında yer almış, başa geçince de en büyük toprak kayıplarını yaşatmıştır.
OKulumuza yakın durağın ismidir. Çalıştığım okulu yaptıran Mahmut Şevket Zırh isimli, aslen çiftçi olan şahsın iett tarafından okulun hemen yakınındaki durağa isminin Mahmut Şevket Paşa olarak verilmesi durumu hasıl olmuştur.