Bilimsel sosyalizmin bir ülkede nasıl gerçekleşeceği hakkında en ufak bir fikri dahi olmayan cenahın sosyalist devrimlerin amacının burjuvazi devletinin militan ve bürokratik yapısının temsil ettiği devlet iktidarının ki bu da bir sınıfın diğer sınıf üzerindeki sömürüsünden ibaret burjuvazinin bir egemenlik kurumudur , yıkılmasını paris komününden ekim devrimine ve küba'dan , çin'e değişik ulusların devrimci mücadelelerinde göremeyenler tarafından terörist yaftası yapıştırılan devrimcidir. Ne yani lütfen bize biraz borç mu verin diyeceklerdi ya da bankalardan kredi mi isteyeceklerdi silahlanmak için. Açın şu sözde hümanist kapitalist gözlerinizi , hiçbir eylem kapitalizmin ve sermayenin halk üzerindeki sömürüsünden daha kanlı olamaz. Maksat legal ve milliyetçi sömürü ve katliam yöntemlerini haklı çıkarmaksa devrimcilere bok atılarak böylesi bir çamur at izi kalsın mantığıyla asla başarıya uzanamayacaktır. Zira kendisi bir proleter ve teorisyen olarak o çok kutsal saydığınız kapitalist sömürünün devlet aygıtı üzerinde yapacağını yapmış ve kendisinden sonra gelen kuşaklara devrimci önderliğini ve klavuz düşüncelerini aktarmıştır.
kimin bankasını soymuş? burjuvanın, sermayenin. yani kapitalin. mahir kim? anti-kapitalist, sosyalist. bu bakımdan düşünceleriyle yaptığı arasında bir çelişki yoktur. iş adamı kaçırmakla suçlanıyor, yahu adam tümden burjuva sınıfına savaş açmış durumda, dalga mı geçiyorsunuz cemaati müslim? sosyalistler'i suçlayabileceğiniz tek bir nokta vardır, savaşlarında masum insanlardan yana mı, onlara karşı mı tavır aldığı konusu. yani, mahir masum bi kişiyi katletmiş midir? hayır!
neyse, ben teoriye yönelmeye devam edeyim. lakin ''senin elinden zehir olsa içerim'' özlü sözü geldi aklıma giriyi sonlandırmadan, kendisinin düşünceleri -bir kesim feci üzülecek ama- hala bizi ''zehirlemeye'' devam etmekte;
hırsızlığına bile kılıf bulunmasıyla beni kendisine bir kez daha hayran bırakmış insan. köşe başlarında adam dövmemişmiş. adam silahlı çatışmada öldü be manyak herif. burjuvaya savaş açmışmış da banka soyması mübahmışmış da... kimseyi zehirlediği yok fikirlerinin. içinde varsa bir adamın zaten tutunacak bir dal olarak bulmuştur onu. babanın bankasını soysalardı her şeyi geçtim sen o bankada vezne bilmem ne olsaydın ben o zaman görürdüm senin kılıf uydurduğun hırsızlığa nasıl saydırdığını. bir de değinmek gerek ki sosyalistleri suçlamıyor kimse. mahir çayan'ın estirdiği terörü anlatıyor insanlar.
edit: eksileri kılıf olarak kullanmaya başlamışız görmeyeli.
banka soyması zaviyesinden eleştirisi yerine farklı yönlerden eleştirilebilirdi. banka boklaşmanın son noktası olarak telakki eidlebilir, hatta belki de boklaşmanın ilk noktası. şimdi çayan banker soysaydı sen yine eleştirecektin, ama halktan çaldıkları trilyonlarla [ ki bunu yine devletin siktirik teşvikleri ve uygulamaları ile yaptılar ] kaçan bankerleri herkes unuttu. ama çayan unutulmadı.
çayan pratik ve teorik anlamda birçok islamcı gruba dahi dolgun bir kaynak olmuştur. çayan nasıl ki bankaya düşmandıysa hakkıyla uygulanacak bir islami rejimde de bankaya yer yoktur. faizin resmileştirildiği, normalleştirildiği, sermayenin temerküzünün en birinci aracı olan kurumlardır bankalar.
pkk da kendisinden çok şey öğrenmiştir mesela. ve diğer birçok radikal sol grup da. öğretiler değiştirildi diye fikir babaları iki dakkada karalanamaz. iyi etmiştir o bankaları soymuştur. şimdi yaşasaydı belki felsefi temelde fikriyatına dahil olmazdım amma gider onla bir güzel banka soyardım.
sozunu ettigi emperyalizm in 3. bunalim donemi teorisi , bugunku sartlara uygulandiginda bile turkiye yi ne kadar dogru tahlil ettiginin gostergesidir. nuanslarla bugun icin bile gecerlidir.
suni denge teorisi felsefi olarak degerlendirildiginde , insanin kisisel yasamini yonlendirebilmesi icin bir kilavuz niteligindedir.
hic bir lider kitleler uzerinde onun kadar etki yaratmamistir.
kemalizm hakkindaki gorusleri de ilgi cekicidir.katledilmeseydi mutlaka soyleyecek cok sozu olacakti.
yazik oldu...
koyu milliyetçi bir insan olarak ismini bildiğim şahıs. fikirlerini sevmem ama bu adamı tanımayan türkiye cumhuriyeti'nin yakın tarihiyle ilgili bir s.kim bilmiyor demektir. üstelik bir de ulusal bir yayın organıysa böyle bir hata yapma lüksü yoktur. adamı böyle t.şağa sararlar işte.
bir de bu işin "mahir çayan kimmiş yahu." tarzlı tipleri var. akılları sıra dalga geçmeye çalışıyorlar, kendi kara yüzlüklerinden olanları savunmaya geçiyorlar. bir gazete yanlış resim basılmış. doğrudur mahir çayan'dan fiziksel olarak korktuklarından dolayı yapmadılar bunu. fakat cehaletlikleri bilgileri bilmemelerinde gizli değil, tahrifatçı basın anlayışlarında. bu sayede bir taşla iki tuş vurmaya çalışıyorlar da nafile.
mal bulmuş mağribiymiş... ne güzel işte mal bulduk seviniyoruz. kara yüzlerin yüzlerini ifşa ediyoruz diye de kızıyorlar. tabi ne de olsa ancak onlar saldırabilirler, karşı taraf hiçbir şey yapamaz. işte böyle hayat garip, vapurlar filan. olayları aklımızca basitleştirmemek lazım deyip, sevgili kara yüzlerimize elveda diyoruz. esenlikle kalsınlar, kendilerini üzmesinler.
hayatın anlamını, ne futbolcu olabileceği zamanlarda ne fransa'daki yaşantısında ne de okuluna devam edip para babası olabileceği mekanlarda bulabilmiş kişiliktir.
hayatı doğacak şafağın sahibi olan gözlerde ve sımsıkı yumruk misali sevdiği kavgasında aramıştır.
inat etmişti bir kere beyaz gelinlik giydirecekti kendi elleriyle güzel vatana.
mükemmel insan.o güzel gülüşüyle ve pos bıyıklarıyla insanın *inancına güç katan büyük devrimci liderdir. kızıldere de vahşice katledilmiştir. devrimin silahlı mücadele ile olacağını savunmuştur. teori yönüde çok kuvvetlidir.
Taş duvar, demir karyola ve yerlerde sayısız izmaritler / insanı serseme çeviren kurşun gibi ağır bir hava / ... Ranzanın karşısında kafesli demir kapı,
... Günde beş kere büyük başlar bakar içeriye;
Yüzlerinde tecessüs.
'Çılgın adam, 3-5 kişi ile koskoca karanlıklar imparatorluğuna kafa tutan adalılar.'
Ama yine de 'çılgın adamın' karşısında Bir eziklik, bir burukluk duyuyorlar o başka.
Gündüz gece diye bir ayrım yoktur hücrede,
Zaman ve mekan özümlenmiş artık.
Sadece koldaki saattir, geceyi gündüzü bildiren.
Işık yirmidört saat yanar.
Bir nefes, bir dumandır yoldaşım,
Cigaramı her çekişte duman olur,
Uçar giderim, ta uzaklara.
Çoğu kere Ada'ma giderim,
... Kahpe istanbul'un, kahpe bir bölgesinde,
bir evdeyim, yoldaşlarımla beraber.
Bu ev, yoldaşlık-dostluk-kardaşlık-mertlik-kazanç ve sevgi evidir.
Bu evde, herşey o kadar güzel ve o kadar anlamlıdır ki...
Ev de değil, ada, ada!
Satılmışlığın, kahpeliğin, riyakarlığın, adiliğin
ve her çeşit
aşağılık ve
her çeşit yabancılaşmanın karışımı olan,
Karanlık Denizi'nin ortasında,
Güneşi batmayan bir ada.
Ben ne şuralıyım ne buralı,
Adalıyım adalı,
Adam ormanlıktır.
Dostluk yoldaşlık, mertlik ormanı,
bütün Ada'mı kaplar.
Erdemin güneşi yirmidört saat aydınlatır adamı
Biz ada sakinleri bilmeyiz karanlığı.
Ben adalıyım ey kahpe hücre, Ada'lı.
Doğru ya, sen nereden bileceksin Ada'mı.
asırlık, feodal, militarist hücre.
Ya, sen, öküze benzemek için kasılan,
şişen
haset kurbağa hilkat garibesi bilir misin
ada'mı?
Dünya karanlıktır, güneşi batmayan böyle bir ada
yeryüzünde yoktur.
Değil mi karanlıklar cücesi, zavallı acuze?
Ya sen yarasalar şairi, pişkin Cacomcho?
Değil şiirlerde, masallarda bile böyle bir ada
yoktur.
böyle bir ada eşyanın tabiatına aykırıdır.
... Ada'm kalabalıktır hain hücre:
Elde mitralyözüyle,
Sierra Maestra'da, Falcon'da, Vietnam'da
Mozambik'te, Angola'da, Sina çöllerinde...
Özgürlüğün türküsünü söyleyenler.
Zulme, kahpeliğe, sömürüye karşı...
Dişiyle, tırnağıyla üç kıtada karşı koyanlar
benim evlatlarımdır kahpe hücre.
Benim adamın ormanlığından aldıkları fideleri,
"birer birer dikiyor, kahpeler koalisyonunun dünyasına.
Kel dünya, Ada'mın ağaçlarıyla ayıbını örtüyor, güzelleşiyor artık.
iyi bak bana feodal duvar, iyi tanı beni.
Seni yerle bir edecek Ada'lıları iyi tanı.
Ada'm ve hemşerilerinin çoğu ne halde diye
dudak bükme, orospunun dölü utanç duvarı
Evet adamı karanlığın suları bastı.
Evet, benim gibi pek çok adalı
bu çirkef suların altında,
ama boşuna sevinme, Ada'm batmaz, yok olmaz
Ada'm, sadece karanlık denizinde yerini değiştirdi.
Hepsi o kadar.
bugün yaşasadaydı cengiz çandar gibi liberal arkadaşlarının safında yerini alacak devrimciydi. bunu onu aşağılamak için söylemedim bilakis övmek için söyledim. her aklı başında devrimci gibi dünyanın nereye gittiğini görüp en mantıklısını seçerdi. zira kafası çalışan bir insanmış. demokratikleşmenin, yeni dünya düzeninin karşısına küba tipi dışa kapalı ekonomiyi savunan diktatörlükleri değil özgürlükleri ve serbest piyasa ekonomisinin kazanımlarını savunurdu.
herhalde liberallerin yanında yer alsaydı bugün en başta kendine devrimci diyenler tarafından yerin dibine sokulacak bir kişi olurdu. hayır hayır bunu bir sataşma olarak görmemek lazım ama siyasal arena da tutarlılığın önemini sanırım herkes kavramıştır. bir başka örneğii şöyle verlim. eğer bugüm mustafa kemal atatürk yaşasa ve kemalizm'in türkiye'ye bol geldiği söyleseydi, en başta bugünün kemalist çevreleri ve kadroları onu alaşağı ederdi. siyasal arenada tutarlı olmak sanırım diğer erdemlerin yanında siyasette boş kalmaktadır. ayrıca dünya gerçeklerini bir nebze iyi bilen biri batı tipi demokrasimiz de ve ekonomimizde özgürlükler saçarken insani gelişmişlik bakımından küba'nın kat be kat be gerisinde kalırken, üstelik doğrudan katılımın olmadığı bir ülkeyi savunurken yüzümüzün kızarmaması işten bile değil. dünyaya kapalı ekonomisiyle ve baskıcı yapısıyla sağlık ve eğitim alanlarında dünyanın süper gücü olan abd ile yarışmak sanırım her kapalı ekonominin harcı olmasa gerek. ne diyelim, yüzümüz kızarmasa bile batı tipi özgür ekonomiyle bunları başaramamayı bari siyasi tutarsızlık olarak görelim.
devrime yeni bir soluk getiren, saygıyla andığım devrimcidir. kararlılığı, zekası, kendine olan güveni ile bir çok insanı kendine hayran bırakandır. ondan sonra da onun gibi ikinci bir kişinin dünyaya gelemeyeceğini düşündüğüm mükemmel insandır.
cayan teorisyen değildir, varolan fikirleri türkiye gerçeğine uyarlamış ve bu konularda yazılar yazmış bir insandır. ayrıca kendisi o dönemki öne çıkan devrimcilerden en sevdiğim kişidir. romantik ve gerçek dışı sosyalizmden uzak, faşizme karşı silahını cesurca doğrultmuştur.
(bkz: devrimci şiddet)
