müzik her şeydir. bazen en mutlu animiza ortak olur ve bir dost gibi içimizi ısıtır. bazen boşluğumuzu dolduran kimi zaman giden sevgililerin ardindan gözyaşımızı paylaştığımızdır müzik.
yücelttiği eğlence aracı. "ritm nereden geldi yahu" demeyin şimdi, nabzınızı yani kalbinizin size verdiği ritmi nasıl unutursunuz, zombi olsanız anlarım, belkide vampir onlarda yokmuş ya kalp ve yaşayan organlar, her neyse. insanların müzik yapmak ve bunu geliştirip daha farklı ruh hallerini yansıtacak tonlara dönüştürmek için yarattığı enstrümanları düşünürsek uzun ve kronolojik bir dosya önümüze düşer. vurmalı çalgılar, telliler, üflemeliler ve diğerleri derken ilk çağdan bu yana listeyi büyütmüştür. her coğrafyanın kendine özgü müzik aletleri ve bunların doğurduğu müzikler vardır. şimdilerde müziğin evrenselliği, iletişimin ve global sınırsız dünyanın verdiği nitelikle daha da pekişmiştir.
tapınırken bile müzik yapardı adem soyu, ölülerin ardından, doğumların neşesiyle, merasimler, uğurlamalar, anma günleri ve eğlence, evlilik aklınıza ne gelirse tüm toplumu bir araya getirme güdülü işlerde can alıcı nokta müziktir. seçim kampanyaları, direnişlerde, ayaklanmalar ki 2. dünya savaşında rusyanın direnişinde bile operalar büyük rol oynar. varlığını farklı ezgiler ve tonlar insan ruhuna işletmiştir.
peki ya müzik susarsa ? sanırım insan olgusunun, her ne kadar beyin yada ruh olarak tartışılsa da en önemli parçası müzik. onları diğer canlılardan ayıran, hatta onların iletişim seslerinden esinlenip bile müzik yapan canlılar olarak farkımız sadece beyin yada ruh değil, bunların ikisinin en iyi harmanlandığı yer müzik.
şöyle güzel bir video ile müziğin evrimini göstermişler...
her dönem değişir müzik ama eğer iyi bir nota düzenine sahipse o şarkı bin yıl geçse de unutulmaz.
--spoiler--
Müzik ahlaki bir kanundur. Evrene ruh, zihinlere kanat, hayal gücüne uçma becerisi, hayata ve her şeye çekicilik ve neşe verir.
--spoiler--
yunanca mousa kelimesinden gelen müzik tanımı, mitolojiye göre zeus un kızları sayılan dokuz ilham perisine verilen (mousa - müz) addır. inanışa göre bu periler dünyanın tüm güzelliklerini ve ahengini düzenlemekle görevliydiler.
ruhun gıdası deyip klasik bir sözle yetinmek istemem. benim için mesela; düşünmekten gecelerce uyuyamıyor olsam bile bazı şeyleri. belli etmeden kimselere ruh huzuru arayacaksam. .dibine kadar müziğin içine düşerim mesela. hep de en iyi dostum olur. şaşmaz, yarı yolda bırakmaz.
benim için, bir yaşam tarzı. günde 4-5 saatimi müziğe ayırıyorum. enstrümanda çalıyorum, sürekli kendimi geliştirmek için çaba sarf ediyorum. müzik olmasaydı ne yapardım hiç bir fikrim yok. özellikle bazı şarkılar var ki; ruhta orgazm etkisi yaratıyor. keşke sevişilebilse müzikle. evet, benim için bu kadar ileri bir noktada.
Aşkın öbür adıdır. mutluluğu da hüznü de yaşatır arka arkaya. bir melodide dünyanın en mutlu insanıyken bir anda en dibe çekebilir sizi ancak yine de vazgeçilemeyendir. doyumu yoktur müziğin. bir kez tadı alındı mı farklı notalarda gezmek hayatınızın anlamı olur. hep yeni şeyler dinlemek, farklı duyguları yaşamak istersiniz. çünkü sizi sizden iyi anlar müzik. bazen sofranızda en iyi dostunuz, bazen soğuk yatağınızda en büyük aşkınızdır. tüm bunları yalnızca düşündürerek yapar. yalnızca aklınıza getirir. siz de düşünür ve müzikle birlikte hissedersiniz. bir anda tüm vücudunuzu sarar ve bir parçanız olur adeta. bazen yorsa da koparıp atamazsınız o parçanızı. aşktır müzik, yalnızca aşk.