paskalya ve noel, nüfus çoğunluğu hristiyanlara ait devletlerde ne statüdeyse ramazan ve kurban bayramları da nüfusunun çoğunluğunun müslüman olduğu bir devlet de odur. bunun laiklik statüsüyle herhngi bir bğlantısı yoktur. tamamen toplumun genel sosyal talep ve ihtiyacına göre (bkz: sosyoloji) bu günlerin tatil olup olmaması o toplumu yönetimince sorumlu devlet tarafından sağlanmaktadır. bu dünyanın her yerinde gayet doğal bir şeyken bizde niye sorgulama konusu olmaktadır merak edilmektedir. zaten pratikte bu bayramların tüm günleri özel sektörde bayram olmamakta, byram günlerinde çalışanlara 1 ya da 2 günlük izin verilip sonra tekrar işlerinin başına dönmesi de istenmektedir. son olarak söyleyeceğim müslüman bayramarının niye tatil olduğunu sorgulayan kim varsa onun bir zahmet * almanyaya gidip orada "ya paskalya niye tatil bu ülkenin yarıya yakın nüfusu göçmen nerden bakılsa dörtte biri müslüman siz niye hristiyan bayramını kayırıyorsunuz" desin rica ediyorum. ya türkiyede çalışan yabancılar dahi noelde genelde izinli olur hatta sırf noel izni olabilsin diye lig fikstürleri bile olabildiğince ona göre düzenlenir bu neyin tartışmasıdır biri bana anlatsın.
ne olacaktı yani tüm dinlerin bayramını mı kutluyacağız, bunun laikle alakası yok örf ve adetler halkların yaşayışlarını belirler, hamursuz bayramı kutlansa 5000 musevi bayram yapacak diye 65 milyon yatsın mı ?
birçok entry girilmiş, sağolsun arkadaşalar kendi fikirlerini yazmışlar. ancak, zaten laik olmayan bir ülkede yaşıyoruz ve bunu bin tane de örneğini verebilirim. diğer bir konu da türban, laiklik türbanı falan yasaklayan bir düşünce değil ki, ikiye bir laikliğe yükleniyorlar. evet, "birileri çıkıp türban laiklik ile ters düşüyor o yüzden yasaklanmalı" derken, bir diğeri çıkıp bu tezi destekler gibi "evet, laiklik yasaklıyor sizin türbanınızı, namusunuzu" diyor ve her iki şekilde belli kesimlerden oy toplanmaya çalışılıyor! türbanı laiklik falan yasaklamıyor, türbanı düpedüz politikacılarımızın bir bölümü laikliğe atıfta bulunurak yasaklama yoluna gidiyor malı buradan vuruyor, bir diğer açık göz de bu politikacıdan almış olduğu pası değerlendirerek türban özgürlüğüne soyunup gol atmaya çalışıyor, bu kadar açık.
ikincisi, biz laikliği fransa'dan falan almadık, fransa laikliği ya da avrupa'daki laiklik çok farklı hem de çok, bir örnek: sen fransa'da ya da başka bir avrupa ülkesinde kilise yaptıracağım diye devletin ya da belediyenin sosyal yardımlaşma fonundan beş kuruş alamazsın, cemati bulursun ve aranızda para toplarsınız (belediye bir müfettiş atar, toplanan paraları hortumlamasınlar diye) uygun araziye, mimardan geçmiş projenizle kilisenizi yaptırısınız, elektirik ve su paralarını da kilise cematinden toplanan paralarla ödersiniz, öyle bizim buradaki gibi caminin elektirik ve su paraları belediyeye havale edilmez, yani beleş değildir! ayrıca, bizdeki gibi papazlar ya da diğer din adamları devlet kasasından maaş almazlar (bazı durumlarda değişir), ya gönüllü olarak kilise de dururlar (emekli ya da işinde arta kalan zamanlar da vardiyeli olarak) ya da cemat tarfından hibe edilne para ile papazlar vardır! öyle avrupa devletlerinin incil belletme kursları da yoktur, çocuğuna incil ve hıristiyanlık tarihi öğretmek isteyen anne babalar belli zamanlarda evlatlarını kiliseye gönderirler ve karşılığnda da yardım da bulunurlar! şimdi, bu laikliğin fransa ya da herhangi bir avrupa devletinde olan laiklikle ilgisi var mı? (kaldı ki bu farklı örneklerden yüzlercesi çıkar), hangi laik avrupa ülkesinde hadi bütün avrupayı bırakın, o fransa'dan ithal ettik dediğiniz laiklik bizdeki laik uygulamaya benzemekte midir? bu laflar, yok fransa laikliğini almışız da yok bilmem avrupalılar zaten kendileri üretmiş de bu ideolojileri! laiklik batı icadı birşey değildir, belki demokrasilerin olmazsa olmazı olarak avrupa'da uygulanmaya başlamıştır ama laikliğin temeli de kökeni de doğu'da başlar ve uygulaması avrupa'dan çok öncelerine dayanır ve buna türkler de dahil!
türkiye'de laiklik devletin din üzerinde egemen olduğu bir sistemdir, cumhuriyet döneminde din bir süre kullanılmış sonrasında ise toplumu geri bırakan bir olgu olarak ele alındığı için kısmen yasaklanmış, toplum hayatından soyutlanmaya çalışılmıştır. türkiye'nin toplumsal dinamikleri laikliğin sekülarizm olarak algılanmasına, laisizme kaymasına engeldir. 80 yıl önce yapılmaya çalışıldı bu, tutmuyor kardeşim, bu toprakların mayasına fransa'nın laikliği uymuyor, isviçre'nin hukuku bol geliyor, niye onun bunun ideolojisini aynen benimseyeyim ki, alıyorum, kendime uyduruyorum, güzel de duruyor, halkının ihtiyaçlarına cevap vermeyen bir devlet ne için vardır ki? ha hıristiyanlara da verilsin aynı hak, veriliyor zaten, satanistlere de verilsin, bak o olmuyor işte, bu kadar da bol değil demek ki. diyelim bir kanun çıktı, vekillerin hepsi içti kafa yüzbin iken bir kanun çıkardılar, kot pantolon giymek yasaktır diye, ya da batı'da yasaklandı,vs. biz de bunu aldık, bu bize uyuyor mu diye bakmayacak mıyız, ne kadar meraklıyız soyut tanımlara, herkes kurallara uyarsa kimse hapse atılmaz değil mi, basit bir teori, ama olmuyor işte, çok basit dediğimiz şey olmuyor, canım sıkıldı adam öldürdüm diyor katil, demek ki toplumsal mutabakat şart, toprak, dil, din, ırk, vs. göre değişiyor. hadi hollanda'da uyuşturucu serbest bizde de olsun, oldu olacak eşcinsel evliliklerini de serbest bırakalım ama başı kapalı kızlar başlarını açmadan okuyamasınlar, özgür çağdaş türkiye cumhuriyeti olalım. olaman, olaman.
ülkenin % 99 u müslümansa tatil yapılmaması saçma olandır. bir irdelemediğiniz o kalmıştı. bunuda laikliğe bağlarsak yuh bize arkadaslar denilesi durumdur. laiklik dinsizlik değildir ve laiklikte devlet vatandaşın dininin gereklerini yerine getirmesine engel olmaz. aksıne düzenler özgürlüğü elinden almaz
dini bayramların resmi tatil olmasının laikliği tehtit ettiğini düşünmek ziyadesiyle anlamsızdır. her ülkenin bir dini mevcuttur ve ülke vatandaşlarının inançlarına göre de bu günler, tatil olarak ilan edilir.
misal amerika; christmas tatili, easter tatili gibi bir cok resmi dini tatil soz konusudur. bankalar okullar butun ressmi kurumlar kapalidir. hatta sen musluman olupta desen ki benim inancima gore bugun dini tatilim izin istiyorum calistigin isyeri bu istegini geri cevirmesi yasalara bile aykiridir.
çelişkili olan, devletin dini bayramlar statüsünde tek bir dine ayrıcalık tanımasıdır. devletin dini bayramlar statüsüne din olarak islam'ı koymasıdır. "x de böyle değil ama", "x ülkesi de laik böyle yapmıyor" gibi yaklaşımlar, bu ülkenin laikliğinin belirlenmesinde temel etmen değildir. keza; atatürk'ün muasır medeniyetler seviyesini, batılılaşma olarak anlayan yine bu zihniyettir. "bir kere delinmekle bir şey olmaz" zihniyeti, laikliğe katkı sağlamaz.
edit: entryi girmemin üstünden yaklasik 2 sene geçti. nasil oluyor da bu entry en begenilen entrylerimde oluyor hala aklim almadi. degisik "guzel" anlayislarimiz var.
tamamen gereksiz bir durumdur. hatta bu ülkedeki tüm müslümanlar başka ülkelere gönderilmeli, avrupadan standart, dini inancı olmayan ve bizim laikçi lerin tam istediği gibi insanlar getirtilmelidir.
türkiye'de laiklik adına en büyük ayıplardan biridir. laik bir ülke, ya bütün dinlere vermesi, ya hiçbir dine vermemesi gereken ayrıcalıkları islam dinine vermiştir. fakat, aynı ayrıcalık, bir seferliğine yahudi futbolcu balili'ye verilip, kefaret gününe denk gelen maçın gününün değiştirilmesi büyük tepkiler almıştır.
yurdum, olaylara tek yönden bakmaya örnek gösterilebilecek, devlet yüzünden islam'ı yaşamadığını söyleyen güruh, bu gerçeği de hiç göz önüne almak istemez. onun için laikliğin bu şekilde yanlışları olabileceği ihtimali yoktur, aksine; laiklik islam dinine düşman bir kural olarak yaratılmıştır.