ilk önce o nezih ortama sahip, muhteşem insanların bir araya gelerek son derece samimi bir hava içerisinde yemeklerini saygı çerçevesinde yedikleri bir mekana nasıl girdiğinin araştırılması gereken görgüsüzdür.
bilhassa da bu insanlar, arkadaşlarımla restauranta gideceğim günleri seçiyorlar. hususi mi yapıyorsunuz .mcıklar diye haykırasım geliyor lakin toplum içerisinde ahlaki kuralları önemseyen bi birey olduğumdan dolayı bu düşüncemi bi türlü hayata geçiremiyorum. lakin buradan bütün eleştirilerimi en içtenlikle şimdi dile getireceğim kendilerine.
lan gavatlar. madem pilav yiyecek, üzerine de kuru isteyeceksiniz, s.ktirin gidin mahallenizdeki bi milyoncu lokantalara. amacınız nedir sizin yahu? şov peşinde misiniz, yoksa kültürsüz, hayatını doyasıya, harika bi şekilde yaşayamayan ama her daim özentiliği kalıcı olan birer şaklaban mısınız? ya bulunduğun mekana uygun hareket ederek, birtakım kurallara uyarak adabınızla oturun ya da defolun lan.
madem o nezih ortama bi kere ayak bastın, keklik fırın kızartması, ekşili karides ya da ne bileyim soya soslu tavuklu mantar güveç isteyecek, yanında da Daumas Gassac Grand Cru şarabından yudumlayacaksın.
toplumumuz hiç de iyi olmayan bir yöne doğru savrulma içerisinde. bi an önce bu duruma dur demek, engellemek, bir şeyler yapmak, çaba içerisinde olmak gerekiyor. yoksa böyle insanlar ahlaki değerler, adab-ı muaşeret kurallarını hiçe sayıp birer d.llama gibi yaşamayı sürdürecekler.
risotto istesek kurtarmaz mı hafız?yine de görgüsüzlükle eleştirilir miyiz?çin lokantasında yememek lazım o zaman, mazallah ordaki herkes gibi görgüsüzlükle yaftalanırız.
vay ne iyi etmiştir, alnından öpülesi yiğittir, görgü kuralından dem vurup uzuunca lezzet makalesi yazmaya meyleden sonradan gurmelere, zıkkımın kökünü de tattırması gereken halk kahramanıdır.
lüks restauranta gidip pilav isyeyan kişiye görgüsüz denmez, görgülü denir.
hiç pilavı görmemiş biri gidip 15 porsiyon pilav isterse odur görgüsüzlük. :) *