şubat ayına kadar gereksiz uzunlukta tatil koymuş dizidir. sırf bu sebepten bile diziden soğuyan ve takip etmeyen insanlar olucaktır. halbuki gümbür gümbür gidiyorken devam etmeliydi..
son bölümüyle gelecekten görüntüler koyarak iyice kafaları karıştırmıştır. *
gün itibariyle yayınlanan bölümünde senarist charlie'i kelimenin tam anlamıyla harcamıştır.
--spoiler--
izleyenler hatırlayacak ben'in adamı* camdan charlie'e el bombasını gösterdiğinde charlie geminin su almaması ve desmond'un kurtulması için kapıyı içeriden kilitleyerek kendini feda etmiştir.
sahneyi dikkatle izlersek ara kapının charlie'nin bulunduğu odaya doğru açıldığını görebiliriz. senarist charlie'e az biraz daha iq yüklemesi yaparak oda dışına çıkartabilir, kapıyı dıştan kapattırabilirdi. bölylece charlie evinin adamı, çocuğunun babası olma şansını kaybetmezdi. yazık oldu.
--spoiler--
edit: aldığım bir duyuma göre charlie oradan bilerek çıkmamıştır. çünkü desmond un gördüğü rüyada charlie nin ölmesi durumunda claire kurtulacaktı o da bir nevi kendini feda etmiş oldu. teşekkürler dis kapinin mandali.
kaliteli dizi.
izlemeye başlamayı düşünenlere ya da hala devam edenlere bu başlıkta veya başka bir lost başlığında, başka bir sözlükte ilgili bir başlıkta, lostla ilgili her hangi bir forum, site, blog vs. sitesinde gördüğünüz hiç bir şeyi okumayın. keyfinizi berbat edersiniz. ben yaptım bir kaç şey, pişmanlık duydum. ki o kadar önemli şeyler değildi allahtan.
yani kısaca lost yazısı gördüğünüz yerde kafanızı çevirin. hatta bunu bile okumayın.
arka arkaya 6bölüm izlendiğinde gece rüyanızda kendinizi adada görmenize neden olabilecek, bağımlılık yaratan, "hadi dışarı çıkalım" denildiğinde "ama benim lost'u bitirmem gerek" şeklinde cevap vermenize neden olabilecek kadar hırs yapmanıza neden olan dizi.
uyarı: aşağıda yazılı olan teori tamamen hayal ürünüdür ve diziyi hiç izlememiş olanlar için spoiler içerir.
--spoiler--
Hatırlarsınız ki 1. sezonun ilk bölümlerinde claire çanta ve bavulları karıştırarak fırça tarak aramaktadır ve bir türlü bulamamaktadır. bir müddet sonra sanki birisi bütün fırça tarakları kaybetmiş ya da saklamış gibisinden konuşur. şimdi gelelim bu örnekten yola çıkarak uydurma teorime. bildiğimiz üzere ada bir manyetik etki altında. orta okul sıralarında yaptığımız bazı deneylerden bazı maddelerin ( fırça tarak, yün kazak vb...) manyetikleşmeye elverişli olduğunu öğrendik. bana göre kazazedeler adaya düştükten sonra bir şekilde uyutuldular ya da hafızaları silindi. bu arada ise manyetikleşmeyi olumsuz ya da olumlu yönde etkileyecek maddeler ortadan kaldırıldı. yukarıda da belirtiğim üzere bu teorimsi şey tamamen hayal ürünüdür.*
--spoiler--
sınav haftasında olmama rağmen bu hafta ilk sezonunu bitirdiğim ve bu başlıktan sonrada 2. sezona başlamasam mı diye düşündüğüm dizi.Hiç kaybolmayan aksiyon ve sürükleyicilik diziyi milyonlara mal etmesinin doğal sonucu,izlemeyenlere şiddetle tavsiye edilir.
3.sezonun sonlarında ulan bitti bu, ne izlemeyeceğim ben şimdi diye düşünmeme neden olan dizi. bir daha izlerim ne olacak ki dedim kendi kendime ama yok. bir daha izlenmiyor. izlense de zevk vermiyor. biliyorsun ne olacağını. daha birinci sezonda herkes hayattayken kimlerin öleceğini bilip acımaya başlıyor insan.
--spoiler-- sawyer sawyer diye o kadar methettikleri adam bu muydu lan? bizim cilgin bedi$'teki oktay (cenk torun)'un ondan eksigi ne allasen, fazlasi var ma$allah. hem o omuzlar ne o oyle... oeehh.
--spoiler--
Yaz tatilimin en büyük eğlencesi olmuş dizidir..Ayrıca sabah ezanlarından sonra acaba bir bölüm daha izlesem mi diye düşündüğüm tek dizidir kendileri , bu arada herkesin benden Lost sezonlarını istemesi ve cok zorunlu kalmadıkça paylaşmak istememe durumumu anlamış değilim.
bir zamanlar kitap dünyasında var olan yüzüklerin efendisini okumuş olanlar ve okuyacak olanlar ayrımına paralel bir ayrımı televizyon dünyasına nakşetmiş dizidir. zira dizi izleyenleri lost'u izleyenler ve izleyecek olanlar diye ayırmak muhtemeldir çünkü dizi artık dizlikten çıkmış kült olmuş, fenomen olmuştur. dizinin bu kadar tutmasının bir çok nedeni olabilir ancak bence en önemlisi bildiğimiz şehir insanlarının şehir dışında bir yere düşmesi ve bu acımasız deneyimde zaaflarının, ihtiraslarının, bencilliklerinin, paylaşmalarının ortaya çıkmasıdır.
--spoiler--
özellikle ilk sezonda bu çok fazla ön plandadır. bencil şehir insanının orda birlik olması gerektiğini jack özetlemiştir "we'll live together or we'll die alone!"
--spoiler--
bunun yanında dizi insanın merak duygusunu fazlasıyla okşamaktadır. hemen her karakterle ilgili, adayla ilgili, diğerleriyle ilgili izleyicilerin kafasında bir ton soru işareti vardır. bu 3. sozen final bölümü through the looking glass ile öyle bir hal almıştır ki artık lost izleyicileri şubatı beklerken lost lost diye nicesine sarılmaktadırlar. sözün özü diziden daha fazlasıdır, izlenmelidir.
3. sezon final bölümüyle insana ''bunun üstüne dizi çeksinler çocuğumu keserim uleee'' dedirten dizidir. 9 aylık verilenen aranın nedeni ise büyük ihtimalle;
--spoiler--
ölen, vans ayakkabı hastası çarli nin gerçek hayatta evangelina lily ile çıkması ve hamile bırakmasıdır. 9 aylık süre bu hatun doğursun diye verilmiştir. ve büyük ihtimalle çarlinin ölmesinin nedeni de desmond brother'in '' (bkz: you gonna die charlie)'' demesi değil evangelina lily'yi hamile bırakmasıdır.
--spoiler--
ayrıca dizinin altından jacop makop çıkacak diye beklemeyiniz, bence her şey vincent denen şerefsiz hayvanın altından çıkacaktır.
"bahtsız bedeviyi çölde kutup ayısı skermiş" tezinden yola çıkarsak, çöl olmasada bir tropik adaya kutup ayısı yerleştirilmiş olması beni tüm kısmetsiz lost adası sakinleri adına endişelendirmektedir.