*Haggard'ın ekstra melodram içeren şarkılarından biri. içerdiği akustik gitar melodileri enfestir.
Sözleri:
Lost (Robin's Song)
by Haggard
Running away in the autumn rain
Did you ever see a little child sleeping?
"To be near them will my sorrow drain... "
Suddenly I stocked, their bodies weren't breathing anymore
And I couln't help!
They captured my heart with their sorrow... it grows
Due to the ones who fear
Dance in the morninglight
Due to the ones who fear
Slaves to this innocent might
Due to the ones who fear
Dance in the morninglight
Due to the ones who fear
Slaves to this innocent might
Carrying away the ones I love
Folden hands, they have been blessed
Now I feel angry 'bout the ones above
Just no warning, no sign
Hey, yes, I fear!
And I just really feel darkness inside
Lost without a chance to hide
Due to the ones who fear
Dance in the morninglight
Due to the ones who fear
Slaves to this innocent might
See me down
Down on the ground
Hoping that nobody hears
The sound of this falling tears
Endless bleeding
Hoping that nobody sees
What you did to me!
Endless weeping
Hoping that nobody hears
The sound of this falling tears
Endless mourning
hoping that nobody knows
This feeling below
şeytanın aklına gelmeyecek olayları , müthiş kurgusu , oyunculukları bir yana artık yavaştan kabak tadı vermeye başlamış dizi. yeni sezonda yine aklımızı alır da eskisi gibi ağzımız açık izlemeye başlarsak bilemem.
internetten 1. sezonun ortalarına kadar izlememle bağımlılık yaratmış ve hemen akabinde siteden bölümlerin kaldırılması ve sadece 3. sezonun kalması nedeniyle kakalak gibi kalmama neden olmuş süper dizi.
izleyeni deli eder çünkü o kadar güzeldir ki sürekli izleme hissi yaratır insanda ve sabahlara kadar uykusuz bırakır.
izlemeyeni deli eder çünkü etrafında kesinlikle izleyen arkadaşları vardır ve sürekli olarak lost muhabbeti yapmaktadırlar. o da için için sinir olur, gıcık kapar, kıllanır.
-abi lost diye bişe varmış biliyo musun? nası bişe?
-abi şimdi di uçak kazası oluyo, bi adaya düşüyolar, sonra garip garip olaylar oluyo.
izledikten sonra:
-abi lost diye bişe varmış biliyo musun? nası bişe?
-abi şimdi bi uçak kazası oluyo, aslında olmamış da olabilir, bööle adaya düşüyolar, aslında o ada hiç olmamış olabilir. ya nası anlatsam ki...
diğer dizilerin aksine beyni az da olsa çalıştıran, bir şeylere kafa yorduran, uyutmayan dizidir. hayatı lost olmak değil elbette ama herkesin izleyecek bir şeyler aradığını düşünürsek tvdeki pek çok programdan daha yararlıdır. atatürkçü gençlik * de dinlenmek biraz eğlenmek ister. ayrıca hayatını devleti kurtarmaya adamış bir gençlik de göremiyorum ben, şahsen. *
son dönemlerde yaprak dökümü ve hatırla sevgili dışında değişik ve kaliteli bir projeye imza atmayan dizi sektörümüzün dikkatle ele alması gereken dizi.
amerika' yı emperyalizmle suçlayın, ama dizi konusuna gelince orada durun. adamlar sürekli ve çok geniş ekiplerle diziler konusunda fikir üretiyor. yalnızca lost ve jerry bruckheimer' in yapımı olan diziler bile, aşk ve mafya konuları dışında yeni bir konu keşfedemeyen ve izlettiremeyen dizilerimize ders verecek derecede kalitelidir.
+ akşama kalamam lostun bilmem kaçıncı bölümündeyim bitirmem lazım
- sen de mi?
+ evet ben de...
- bu ülke sizin gibiler yüzünden bu halde, atatürk bunları görse napardı acaba? yazıklar olsun sizin gibi insana bu vatanı sevin biraz da.. abd nin uşağı olmuşsunuz hepiniz lanet olsun size!!!
+ hey serin gel basit bir diziden bahsediyoruz şu senin izlediğin vivid ler gibi bu da indirip izliyorsun... ayrıca bi s'ktir git ve gelme...
kaliteli bir dizi olması nedeniyle beğenildiği kadar çok fazla adından söz ettirdiği için nefret de edilen dizidir. diziye bu kadar tepki verilmesi doğru mudur bence değildir. hatta bu durum neticesinde atatürk ün memleketi emanet ettiği gençliği içler acısı göstermek de yanlış ve gereksizdir.
kendinizi dünyanızdan soyutlamanıza sebep olan aşmış dizi.. amerika'da ve dünyada milyonlarca fanatiğinden sonra ülkemizde de çok sevilen bir dizi olmuştur..
ayrıca kendisini biraz örnek alırsa bizim yapımcılar belki artık izleyicinin daha değişik, orijinal kurgular ve senaryolar beklediğini falan da anlarlar ama sadece para peşinde koşan ve dizilerden hiçbirşey anlamayan yapımcılar oldukça daha çok bekleyeceğiz maalesef bu tür dizilerin yerli olarak karşımıza çıkmasını..
herneyse, dizinin yeni sezonu şubatta başlıyor, hazır olun..
http:... http://www.lostpedia.com adresinde hakkinda tonla faydali bilgi bulunabilecek olan dunyanin en pahali tv dizisi. Proje, Amerikan ABC televizyonu yoneticilerinin cast away filmi ile survivor programi arasi bir dizi istegi uzerine baslamis ve buyuk ilgi gormustur. fakat ilgi gittikce azalmis, hatta son donemde yayin saati bir saat ileri alinmistir. dizinin butcesinin cok buyuk olmasi kadronun genisligi, cekimlerin cok pahali bir eyalet olan hawaii'de yapilmasi ve sehir cekimleri icin sik sik los angelos'a gidip gelinmesinin gerekmesidir. bence dizi cok basarilidir ve gittikce daha heyecanli ve gizemli olmaktadir.
güzel dizi, karakterleri oldukça orijinal olduğu için, kaliteli bir kadro ile çalışıldığı için, harbiden baba gibi bir senaryoya, kurguya sahip olduğu için güzel.
bir şeyin güzel olduğu kıstası eğer tekrar izlenmesi ise the usual suspects filmi de güzel değildir, örnekler artırılabilir.
özellikle bu sene milleti fena halde sarmış olan, orada burada hakkında çok fazla yazılmış çizilmiş dizidir.
başarılı bir dizi olduğu söylenebilir, ama bir o kadar da şişirilmiştir, özellikle son sezonda iyice boku çıkartılmış, işin içine pisişik birtakım zamazingolar da eklenmiştir. dördünci sezonda toparlanmasını diliyoruz.
bu dizide insanın aklında soru işareti bırakan bir iki nokta vardır, bunların haricindekiler detaydır. şöyle ki; ilk bölümden itibaren dikkat çeken şey, adaya düşen 40 küsur kişinin asla ve asla bir araya gelip kurtuluş yollarını aramaması, bir araya gelip plan yapmamasıdır (o adaya normal insanlar düşse bir kere birbirlerinin götünden ayrılmaz, en kısa zamanda kurtulmak için plan yaparlar). plan yapmak bir yana yeni bir durumla karşılaşmaları halinde dahi, birbirlerine haber vermemektedirler (örneğin; ambarları, black rock'ı ve adaya daha önce düşmüş uçağı bulduklarında bunu bilen dizinin sadece ana karakterleriydi). sürekli bok varmış gibi birşeyler saklayan kahramanlarımızın adadan kurtulamamalarına çok da şaşırmamak gerekiyor.
bu yüzden dizi, ilk bölümden itibaren insanı kıllandırmaya başlar, biraz izleyince detaylar devreye girer ve izleyeni sürükler. bu iki sorunun cevabının verilmesi halinde dizide izlenmeye değer hiçbirşey kalmayacağı düşüncesindeyim.
her bölümde karakterlerin geçmişlerine dönmesi ile de, herbirinin aslında ne kadar pislik insanlar olduğunu görüyoruz. babasını kesen mi ararsın, işkenceci mi ararsın, kapkaççı mı ararsın hepsi lost'da biraraya gelmiştir.
yine de lost oldukça kaliteli bir dizidir. evrenin sırrını vermeyeceği gerçeğini göz önünde bulundurursak, lost'un bir dizinin asıl görevi olan "vakit geçirme" konusunda diğer dizilerden çok daha başarılı olduğunu söyleyebiliriz.