alkmaeon için kaynaklar antik Yunan filozofu ve tıp bilgini olduğunu söyler. m.ö. 500 lerde bölge olarak kraton da (güney italya) yaşadığından bahsedilir. tıpkı antik Yunan'da tıp felsefe ile birlikte ilerlediği gibi lokman hekimin de hikmet (felsefenin de yer aldığı ilimden beslenen fikriyat) sahibi olup tebabet sahibi olmaması düşünülemez. zira hikmet ancak ilim sahiplerine verilir. Hz lokman hakim kendisine nübüvvet yada hikmet ehli olması teklif edildiğinde o hikmeti seçen bir kişi olmuştur. eski rivayetlerde bazı peygamberlere (Hz davut a.s.) vezirlik yaptığından bahsedilir. 7 kartal ömrüne sahip uzun bir hayat yaşadığı ifade edilir. islam'dan önceki Araplar da Lokman hekimi tanır ve bilirlerdi. onunla ilgili kıssa ve hikayeleri vardır. onu diğerlerinden ayıran en önemli özelliği cenabı hakkın kendisine vermiş olduğu ilimle tevhidi bir imana sahip olması, hakka kulluk hamd şükür ve taat ile bunu vaazetmesi , halka da tıp ve hikmet ile hizmet etmesidir. ilme sahip olduktan sonra yaradanı inkar eden antik Yunan Roma ve Batı felsefesi ve onun müdavimleri gibi yapmamasıdır. farkı budur. bugün doktorlara hekim denmesi de bu yüzdendir. işin kökeninde Lokman hekim vardır. yani hekim hakim (buradaki hakim hikmete sahip olan manasınadır. hukuksal terim değildir) Hikmet ilim ve tıp ile birlikte anılır, birbirinden ayrı gayrı değildir. bu yüzden Kuran'da hekim olmadığı yönündeki yukarıdaki ifade tamamen yanlıştır. Lokman suresinde geçen "biz ona Hikmet verdik" ifadesi ile bu fikir çürütülmüştür. ilimsiz ve imansız Hikmet olmaz, olsa olsa kuru bir felsefe olur ki bu da Lokman hekim ile Yunan filozoflarının farkıdır. tıbbın da temelinde Hikmet vardır lakin Batı bunu inkar eder ve yaradanı kabul etmez. Doğu ile Batı'nın çatıştığı nokta da tam olarak burasıdır zaten. evet..
Önceki kutsal kitaplarda olmayip ilk defa kuranda ismi geçen bir şahıs.
31. Sürede geçen konuya göre hekim değil filozoftur.
Kuranda hekim olmasından hiç bahsedimez. Çık sokağa sor kimse bilmez.
Verdiği öğüt alkmaeon 'un öğretisine uyuyor. Arap yarimadasinda buyuk olasılıkla tanınıyordu. M.ö. 440 yılında italya'da yaşamıştı. Pisagorcu okuldandi.
Aman neyse kimsenin umuru değil yazıyoruz işte buraya...
Ortadoğu'da yaygın olan bir Yahudi masalı. Gerçekte yaşayıp yaşamadığı bile belirsiz. Tevrat'ta ve Kur'an'da adı geçen bir şifacı. Asla doktor değildir, ondan olsa olsa pratisyen hekim olur. Doktor olabilmek için tıp fakültesi mezunu olmak ve TUS sınavlarına girmek gerekir. Yılana sarılmış asasıyla tıbbın kitabını yazmış ve adına yemini olan evrensel doktor Hipokrat varken kocakarı ilaçlarıyla aklınca ilaç yapan yöresel simyacı Lokman'ı kim takar?
Hem yılan zehri tıpta kullanılır. Yılanın kötü bir hayvan olmasının kökeni Tevrat'a dayanır. Bu ilkel ve kötü düşünce, Ortadoğulu çöl pislikleri olan Semitik kavimlerin zehirli düşünceleridir. Din kitaplarının bir saçmalığı daha... Yılan sinsiyse insan en beteridir.
Rivayete göre Lokman hekim Allah tan uzun ömür diledi ve tercih kendisine bırakıldığında da yedi kartal ömrü kadar yaşamayı istedi.
Yaklaşık olarak 4 bin sene yaşadığı söylenir.
Lokman hekim öldükten sonra üzerinden bir zarf çıkar. "Bu zarfta kesin uzun yaşam veya ölümsüzlük iksiri olmalı" diye düşünürler. Dünyanın dört bir yanından ünlü hekimler toplanmış ve hep birlikte zarfı açmışlar. Zarfın içinden çıka çıka küçük bir kağıt çıkmış. içinde şunlar yazılıymış:
Ayağını sıcak tut, başını serin
Yemeğine dikkat et, düşünme derin.
Hasta olmadan önce doktora görün.
Rivayete göre ölümsüzlüğün reçetesini nehire düşürmüş kıymetli kişi.
Hikayemiz burada başlıyor:
Nehirden akan sular reçeteyi özel çamlıca lisesine getirdi. Mahmut hoca o sırada kömürlükte gider borusunu açmakla uğraşıyordu; eline takılan reçeteyi okudu ve hiç ölmedi.
Not: gece saçmalıkları vol. 1 allah uzun ömür versin.
(bkz: münir özkul)
Lokman hekim adından da anlaşılacağı üzere bir tıp doktoru değildir. Lokman hekim ancak ve ancak pratisyen hekim olarak adlandırılabilir.
Sanılanın aksine her tıp fakültesi mezunu doktor değildir. Ama her tıp fakültesi mezunu hekimdir.
Doktorluk ünvanını kullanabilmek için tıp fakültesi mezunlarının uzmanlık sınavlarını geçmeleri gerekir. Bu sınav geçildikten sonra doktor unvanını isimlerinin önüne koyabilirler.
tarihteki ilk siyahi devrimci.
derisinin karalığı, dudaklarının kalınlığından ötürü kendisini hakir gören bir hastasına; ''Boyayı mı beğenemedin, yoksa boyacıyı mı'' deyip göt etmişliği de vardır. hikmet sahibi olmak diye buna derim.
lokman hekim'in ölümsüzlük iksirini buldugu ancak formülü kaybettiğine dair efsaneler mevcuttur. formülü nasil kaybettiği ise değişik kaynaklarda degişik sekillerde anlatılır. bir efsaneye göre içinde ölümsüzlük iksiri bulunan şişeyi köprüden geçerken düşürüp kaybetmiş, bir başka efsaneye göre ise eline yazdığı ölümsüzlük formülü yağmurda silinmiştir. bir rivayete göre de iksir, allah'ın emriyle cebrail tarafından yokedilmiştir.
ancak burada bahsedilen hadise sadece bir rivayetten ibarettir. ayrıca kur'an-ı kerim'de lokman hekim hakkında bunu destekleyen bir ayette bulunmamaktır. kaldı ki lokman hekim'in peygamber olduğu ihtimalide oldukça yüksektir ve peygamberler kesinlikle günahsız insanlardır. bu da yukarıda bahsedilen rivayetin çok zayıf olduğunun göstergesidir
bir rivayete göre davud peygamber lokman'a bir koyun kesmesini ve kendisine en iyi yerinden iki parça et getirmesini söyler. lokman koyunun yüreğini ve dilini getirir. başka bir gün davud peygamber kendisine koyunun en kötü yerinden iki parça et getirmesini söyler. lokman yine yüreğini ve dilini getirir. davud neden böyle yaptığını sorunca lokman şöyle cevap verir: iyilik için kullanıldığında yürekten ve dilden daha iyi bir şey yoktur. kötülük için kullanıldığında da yürekten ve dilden daha kötü bir şey yoktur.
bir tek ölümün çaresini bilmemekte olan peygamberdir.
derler ki; lokman hekim bitkilerin yanından geçtiğinde bütün nebat dile gelirmiş, şifaları ne ise, neye derman iseler lokman hekime söylerler, o da hastalıklara şifa bulurmuş.
bütün otların şifasını da kara kaplı bir deftere not edermiş unutmamak adına.
ve yine derler ki lokman hekim ölüme de çare bulmuşmuş. azrail bunu duyunca türlü düşünceler almış aklını. ne hikmetse kara kaplı defter koltuğunun altında yürümekte olan lokman hekimin geçtiği diyarda şiddetli bir rüzgar çıkmış. defter lokman hekimin koltuğunu altından savrulmuş, sayfaları etrafa dağılmış. lokman hekim defterin sayfalarını toparlamış sonrasında. bir tek ölümsüzlüğe ilaç olanı yazdığı sayfayı bulamamış. bu da tesadüfün hikayesidir.
doktor eczacı veya benzeri olmayan bitkilerle konuşma yeteneğinin bahşedildiği, konuştuğu bitkilerden aldığı yanıtlara göre dertlere deva bulduğu söylenen ve o kaybettiği ölümsüzlük iksirininde sarımsak tohumu olduğu, bunu keşfetmesi sonucu sarımsak tohumunun dünyadan toplatıldığı rivayet edilen zat-ı muhterem.
Ölümsüzlüğün iksirini bulduğu rivayet edilir. Kimilerine göre ise bu iksirin özünde Narenciye yada turunçgillerin önemli bir yeri vardır. Anlatılan hikaye ye göre
Lokman Hekim ve yardımcısı şifa dağıtmak üzere bütün Anadoluyu dolaşmaktadırlar. Birgün Torosları geçip Akdeniz' e inerlerken uzaktan görünen narenciye bahçeleri yardımcısını heyecanlandırmıştır. Üstadı Lokman Hekim'e dönerek Hekimim bak buralar hep narenciyelik kimse hasta olmaz, burada işimiz olmaz biz başka diyarlara geçerek oradaki şifa bekleyenlere varalım demiş. Bunun üzerine Lokman Hekim Haklısın buralar hep narenciye, hasta olanları bulamayabiliriz. Lakin bu narenciyeler kimisi çekirdekli olur. Bu çekirdekleri yutup hasta olanlar olabilir onlara da yardım etmek gereklidir. Diyerek yardımcısını uyarmıştır.
Davud aleyhisselam ile görüşerek kendilerinden bizzat ilim öğrenmiştir..
Davud Aleyhisselam'a peygamberlik gönderildiğinde müftülüğünü bıraktı ve bu peygambere ittiba etti..Davud aleyhisselam'a ümmet oldu.
Bazı Fransız bilginlerin Galen'in Lokman Hekim olduğunu söylemeleri ise gerçekle alakasızdır.
Çünkü bu iki kişinin yaşadığı dönemler çok farklıdır.
Lokman ismi kur'an-ı kerimde bir sureye de isim olmuştur.
Bu sûrede:”biz Lokman'a hikmet verdik” buyurulur.
Buradaki hikmetten kasıt: akıl,idrak,ilim ve bu ilimle amel edip,doğru kararlar verebilme yetisi olduğunu anlayabiliriz.
Lokman hekim tıp hekimlerinin pîri kabul edilir aynı zamanda.
Oğluna verdiği nasihatleri oldukça meşhurdur.
Lokman Hakim'e sen bu hâle nasıl geldin dediklerinde;
'Doğru sözlü olmak, emâneti yerine getirmek, lüzumsuz söz ve işi terk etmekle.'
cevâbını verdi.
insanlar ondan nasihat istediler, o da şöyle nasihat etti: Öncekilerin ve sonrakilerin ilimleriyle amel edilebilmesi için sekiz şeye dikkat etmek lazımdır.
Dört zamanda dört şeyi korumak gerekir:
-Namazda gönlü,
-halk arasında dili,
-yiyip içmede boğazı,
-bir kimsenin evine girince de gözü korumaktır.
iki şeyi hâtırdan hiçbir zaman çıkarmamalıdır. Bunlar;
-Allahü teâlânın büyüklüğü
-ölümdür.
iki şeyi de tamâmen unutmaya çalışmalıdır. Bunlar da;
-bir kimseye yapılan iyilik
-dost ve yakınlardan görülen kötülüktür.
Lokman Hekim'in oğluna nasihatlarının bir kısmı şöyledir: "Ey oğlum! Dünyâ derin deniz gibidir. Çok insanlar onda boğulmuştur. Geminin takvâ, yükün imân, hâlin tevekkül olsun, umulurki kurtulursun."
lokman hekim olumsuzluk sirrini bulmus ve kendini oldurup asistanından bu iksiri kendine kullanmasini istemistir. asistani, loman hekim oldukten sonra kazara o iksiri dusurup kirdigi ve boylece lokman hekim kendi sırrını da beraberinde goturdugu de rivayet edilir.
