lise anılarının hatırlanmasıyla akla gelen, lisede ruh hastası olan ya da ruh hastası olma yolunda ilerleyen hocalardır. okulda aynı zamanda da müdür yardımcısı olan hocanın kafayı sürekli okulda sakız çiğneyen öğrencilere takması sonucunda, kimin ağzını hareket eder şekilde görse, çıkar şu sakızı diye uyaran, ağzında öğle yemeğini yemekte olan bir öğrencinin lokmaları bile olsa, o lokmalar onun için sakız olacağından daha kapıdan içeri girer girmez, sakızı çıkar diye uyaran hocalardır. ulan ne kadar saçma sapan şeylerle uğraşıyorlarmış.. farz edelim ki o yediğim yemek değil de sakızdı.. sınıfın içindeyim dışarıda değilim. sanane benim ağzımdaki sakızdan..
büyük bir bölümünü saçları çakma sarı, 50 yaşını geçmiş, hala kısa etek giyip mide bulandıran, ya hiç evlenmemiş ya da çoktan boşanmış ama kesinlikle evli olmayan ingilizce hocaları oluşturur.
kıyafetine bakıp bakıp azarlayacak bir şey bulamaması sonucu içinde renkli tişört olmamasına rağmen "içimize renkli tişört giymiyoruz değil mi kızım" diyebilen hocadır. misal.
ayakkabıların mermerde ya da herhangi bir zeminde çıkardığı sesi duyar duymaz bayılan matematik hocamdır. spor salonuna girse geberecek demek ki.
(bkz: manyak)