3-4 yıllık liseyi eğlenceyle geçireceğine kasıp üniversite okusaymış gençlerimiz, kampüs hayatı da dahil olmak üzere, evlilik, çocuklar ve sonraki yaşam olmak üzere tüm hayatını mutlu mesut geçireceğine tam tersini yapıp lise sonrası asgari ücret ile sıkıntılı hayatı yaşamaya mecburdur.
lisede çalışıp üniversite bitirip bankaya işe girenlerin 850 lira ile işbaşı yaptığını düşünürsek, bunun serserilikle falan alakası olmadığı ortaya çıkar.
türkiye de işveren her daim siker arkadaşım, ortaokullu, üniversiteli, yüksek lisanslı falan farketmez.
yemek molasında da hergün okulda bir boka yaramaz yaptığı şeyleri anlatırda anlatır anlatırda anlatır. tek başarısı hocaya laf sokmak, tespih sallamak ve kolpalıktır çünkü...
yok kızlar da bu "serseri" dediğimiz güruha bakar hep iyi mi?
bazen, okulda alınan iyi notların iş hayatında geçerliliği yoktur potron kabiliyete bakar ama illa ki, şöyle harika bir yaşam standardı sağlayacak bir iş için çok çok çok iyi bir okul okuyup kendini bir hayli geliştirmeli kişi.
normal liselerdeki öğrencilere verilmeyen kültürel ve sosyal gelişimin sonucudur. bu kişiler kendilerini serseriliğe verir ve lisenin bir şekilde bitmesini beklerler. yaptıkları serserilik ile o sıkıcı ortamı renklendirmeye çalışırlar. bu sebeptende serserilik diye tabir edilen hal ve davranışlara bürünerek müfredat eğitimi kaçırırlar. sonuç olarak üniversiteye gidemezler. ama bunların üniversiteye gidebilenleride vardır. ama ilköğretim ve lise eğitimini düzeltemeyen zihniyet bazı kültürel ve sosyal olarak kötü durumda olan üniversitelerde de aynı durumu yaşamaya devam etmesine sebep olurlar. bu kişiler mezun olur. büyük kısmı iş bulamaz. bulanlar ise asgari ücretle başlar. çünkü kendini geliştirememiştir. öz güveni yeterince yüksek değildir. önemli toplantı ve görüşmelerde rahat konuşarak kendini ve düşüncelerini ifade edemezler. bu sıkıntı dolu eğitim yaşantılarından ötürüde akademik eğitimide yetersiz olduğundan lise de serserilik iş hayatında asgari ücret başlığı altında toplanır dururlar.