sözeli seçenlerin, arkasına bakmadan kaçmasına neden olan bir konu sanırım. ama farklı bir bakış açısıyla ele alırsak, kişinin kendi hayatıdır, kimseyi ilgilendirmez, tabi biz millet olarak hep kendimizi üstün görüp, diğerlerini ezmekte ısrarcıyız, o da başka bir konu.
sayılası seçen adam keşke eşit ağırlığı seçseydim biz fizikle kimyayayla uğraşırken adamlar yatıyo der üniversite sınav sonuçları açıklandığı zamanda eşit ağırlıkçı keşke sayısal seçseydim doğru dürüst meslek yok der. Derseniz ki avukatlık yada pdr okuyacağım saygı duyarım ama bu iki bölümü kazanabilmek için en az 20 bine girmek gerekir ama sayisalcı biri 200 bine girse bile mühendis olur. iş bulur bulmaz orası şüpheli ama adam mühendis olur.
Ben ağır sözelci olmama rağmen malesef eşit ağırlık seçtim yok işte matematikden geometriden bişeyler yaparız falan ayağına sonra girdim sınava sözelden iyi bir puan yaptım ama tüm yerleştirme sıralamalarım ham puan sıralamalarımın 6-7 bin gerisinde niye çünkü her sene matematik ve geometriden kalıyordum anlatmak istediğim budur arkadaşlar son seneye kadar öğrenciler okul puanı nedir ne işe yarar bilmiyorlar son seneye geldiklerinde benim gibi hapı yutuyorlar ha okul puanı saçmalık ötesi birşey o ayrı bir mesele
eskiden olsa, gerizekalıların seçtiği bölüm olarak lanse edilirdi. şimdi ise fen derslerinden kaçış ve yatış olarak değerlendiriliyor, hiç bir zaman hak ettiği değeri görmedi. not: hem fen hem eşit ağırlık okudum.
içlerinde gayet mantıklı davranarak bu bölümü seçmiş, zamanı geldiğinde de 'herhangi bir' sayısalcıya kıçıyla gülmeyi haketmiş -ki bu herhangi bir'ler azımsanamayacak sayıdadır- yine de tm'ye olan önyargıyı kıramamış ve kıramayacak olan. neyseki pek de s. kinde değildir.
(başlığı biraz yanlış anlamış olabilirim ama yazdım o kadar boşa gitmesin şimdi.)