x özel lisesine kayıt olmuştum. ne yapacağımı bilmiyordum, sınıfa girdik ben cam köşesini aldım. sınıfta kızlar vardı fakat bakmıyordum. nedenini de bilmiyordum ki. içeriye bir kız girdi. ama ne giriş. zannedersin ki kalbimde bir deprem oldu. yan sırama oturdu. ismi berfin'di. yemyeşil gözler. dünyada bir karşılığı yoktu o gözlerin. aradım fakat bulamadım. sarısı güneşi bile kıskandıracak derecedeydi. aşka asla inanan bir insan değildim. şaka şaka. tabikide inanıyordum. deliler gibi hemde. ben şiir yazmayı severdim, okumayı severdim ama asla okuyamazdım. berfin ile konuşmamız oldu bir kere. gözlerinin içine ilk baktığım an benim için dünya durmuştu. tamamen dünyadan kopmuştum. sanki sadece ikimiz vardı. benden bir şey istedi. adı bende kalsın ne olduğu. yaptım, gerçekten de güzel olmuştu. prensiplerim vardır aslında. bana birisi asla bir şey yaptıramazdı. berfin dışında. sırada oturuyordum. özdemir asaf okuyordum. karşıma geldi, bana bakmaya başladı. bir dakika sayfamı bitireyim dedim. bitirdim, efendim dedim. çıkışta ne yapıyoruz? dedi. bilmem ki? dedim. ne yapmak istersin? taksim nasıl fikir? dedi. olur uyar bana. dedim. tamam o zaman yanındayım çıkışa kadar. dedi. pekala dedim gel. yanıma geldi. ders falan umurumda değil. gözleri. ışıl ışıldı. kayboldum sanki derinliğinde. tamamen benimdi sanki gözleri. bakabileceğim kadar yakında. dikkatle baktım. utanınca yanakları kızarırdı. kızardı da. fark ettim ama çaktırmadım. neyse çıkış zamanı geldi, starbucks'a oturduk. tam tamına 3 saat konuştuk. ne eksik ne fazla. tamamen ikimizde birbirimize hayatımızı anlattık diyebilirim. evine bıraktım, numaramı aldı. eve dönerken koşarak hatta depar atarak gittiğimi hatırlıyorum...
evime gittim, telefonun başına dikildim. tekeli arayıp vodka, sigara vs. sipariş ettim. saat 20:00 dı. telefonum çalıyordu. evet evet. o arıyordu. ama bir şey vardı sesinde? ağlıyor gibiydi sanki.
m: mana bagimlisi
b: berfin
m: ne oldu sana berfin anlatır mısın?
b: hiç, hiç bir şey.
m: anlat hadi. benden laf çıkmaz. bilirsin.
b: sevgilim beni aldatmış. hemde defalarca.
m: neden üzülüyorsun ki? kendi kaybetmiş senin gibi bir insanı.
b: olsun. ben seviyorum.
m: peki seviyorsun. ama değiyor mu?
b: mana yanına gelebilir miyim?
m: şimdi mi? nasıl ama? evimi bile daha bilmiyorsun. hem olmaz. bir kızın bu saatte(sözümü kesti.).
b: geliyorum. kapat. adresi ver bana.
m: mesaj olarak attım.
b: tamam geliyorum yakınsın biraz.
hemen tekeli aradım, biraz alkol iyi gelecektir diye. geldi. o gün sabahladık. ağlamaktan gözleri mosmor olmuş.
kucağımda uyuya kaldı. saçını okşayarak uyuttum. seni seviyorum, sen bilmiyorsun dedim. biraz fazla sesli oldu sanırsam. ama fısıldadım. uyuya kalmışım. saat 10 civarı yumurta kokusu aldım. beni koltuğa yatırmış, üstüm örtülmüş. duvarda bir kağıtta yazı vardı. uyan haydi. yüz ve eller yıkansın. haydi sofraya, marş marş. yemekler hazırlanmış, çay demlenmiş, mis gibi yumurta. Domates peynir doğranmış ve her şey hazır. Bi günaydın öpücüğü aldım. Neden zahmet ettin ki bu kadar sen söyle? Neden yoruldun? Kıyamam bak bilirsin az çok… dedim. Bende senin açlığına dayanamam dedi. Bilirsin… bilirim dedim. Kahvaltımızı ettik haydi gel dedim. Nereye? Dedi. Sürpriz dedim. Deniz kenarına geçtik. Dedim ki;
+bu denizin ucu bucağı yok. Benim sana olan sevgimin de ucu bucağı yok. Ben senden hoşlanıyorum. Ama sevgilinden yeni ayrıldın. Çıkmamız doğru olmaz. Dedim.
-sevgilim yoktu. Seni özledim açıkçası. Bir itirafta daha bulunayım. Bende seni seviyorum be mana bağımlısı.
Kocaman sarıldık birbirimize. Tam 2.5 sene beraberdik. Sonra benden daha iyisini bulup beni bıraktı. Kader… her şey olacağına varır inşallah bir gün.
kardeş sen medcezir izleme ya. starbucks yerine kafeye gittik diyebilirdin. yada ne bilim yok alkol felan siparis ettik. zengin oldugunu belli etmissin daha cok. ayrıca senin anan baban yokmu bir kızla evde sabah dek uyuyon. yada kızın anasì babası.
iyiki sosyal medya yoktu biz ortaokul ve lisedeyken gerçi kameralı telefonlar vardı ama internete yükleme yoktu. Ergenlik yılları unutulmak istenen zamanlardır aklı başında her insan için.
