bayık bayık sevgi cümleleriyle, klişeleşmiş esprilerle dolu bir mide bulantısı sebebi. yazılara ve varsa fotoğraflara bakılıp "allahım o saçları öyle yapmama kim izin verdi" diye kahrolmak için idealdir.
kızların kuaföre gidip saçlarını yaptırdığı erkeklerin tuvalet lavabosunda saçlarını yaptığı ve sonradan resimleri çekilip ajanda şekline getirilen içinde anıların, yazıların bulunduğu lise hatırası.
pişmanlığın adıdır.
ilerde okurum da, içimden kopanlara engel olamam diye, sevdiğinin sayfasına yazamamanın verdiği burukluğa neden olandır.
yazsam ne yazardım acaba diye düşünüp, içinden binbir türlü methiyeler düzmektir.
el titremesi, kalp çarpıntısı ile beraber okumaktır kendisine her yazılanı.
aşık olduğun, saatlerce seyrettiğin fotoğraflarını yıllar sonra yeniden görmektir.
bu yıllıkta ki yazıları genelde sınıfın inek ve asosyal kişilerine yazdırdıkları için (sınıf öğretmeni, rehberlik vb gibi kişiler bu inekleri seçer) samimi olmayan lakaplar, uydurma hikayelerle doludur. sonuç olarak ona yıllık değil de bir ineğin gözünden lise hatıraları adını vermek daha iyi ve yerinde olacaktır.
okuldan hiç kimse yıllık almak istemiyor diye yıllık sorumlularının harıl harıl sponsor arayıp en sonunda final dergisi dershanelerinin kapak resminde fdd yazmak şartıyla bütün okula beleşe çıkardığı ve bedava oluşundanmıdır nedir dolabımın bir köşesinde el değmeden duran hatıralar birikimi.
sayfadaki kelime sayısına göre paha biçilen kitabımsı... sınıf yıllık sorumlusunun daima başını ağrıtan hede... en ufak hatada onun başı ağrır... ayrıca her sene öğrenciler arasında zümrüt mü hayat mı diye tartışma çıkar...
iman şartıymış gibi herkesin "malum" fotoğrafçıda çekildiği fotoğrafları koyduğu zamazingo. artistlik olsun diye "benim sözlü defterindeki fotoyu koy hocam" dedim, sonra pişman oldum tabii.
lise yıllığı resmidir, klişe kalıplar vardır..
"sana hayatın boyunca mutluluk, sağlık, huzur dilerim.." gibi.. bunları görmekten sıkıldık.
onun için, lise gömleğini tercih ediyoruz, orası rahattır, güzeldir..
küfürler havada uçuşur, imza yerine sigara basılır gömleğe, bütün piçlikleriniz yazılır oraya, bakınca hatırlar üzülürsünüz.. (bkz: mezuniyet gömleği)
Bugün temizlik yaparken dolaptan çıkardım ve biraz karıştırdım. yıllar yıllar geçmiş üzerinden. Aldıktan sonra bile doğru dürüst incelememişim. Bizim sınıfın bi fotoğrafına takıldı gözüm. Herkesin kafası sırada, kim bilir hangi ders sonrası, uykulardayız. Ben üçüncü sıradayım. Sıralar tekli. Kırmızı çantam yerde.
Yurtta kaldığım için en erken gelen ben olurdum sınıfa. Yurtta kalan tek kızdım bizim sınıfta. Zaten 6 kız vardı topu topu. Erken gelmek istediğimden değil de, sekiz buçuktaki ders için yurttan sekizde çıkmak zorunda kaldığımızdan. Yavaş yavaş yürümeme rağmen, sekizi beş geçe okulda olurdum. Erkekler de gelmezdi, neden hatırlamıyorum. Bahçede falan takılırlardı herhalde. Lisedeki yıllarım boyunca en erken gelen ben oldum. Tek başıma sınıftakilerin gelmesini bekledim yıllar boyunca. Derslere hiç geç kalamadım. Belki o yüzden her yere geç kalışım şimdilerde, bilmiyorum. içimde hiç hüzün yoktu nedense o zamanlarda. Kendime acımak çok mu zormuş bilmiyorum. Şimdi o fotoğrafı görünce başkasının fotoğrafı gibi ağladım haline.