1950li yıllarda, eyüp'te yaşayan ve sakat bir leyleğin ırzına geçen kişilik.*
Olay şu; Garip bir leylek sakatlandığından, diğerleri ile birlikte güneye göç edememiş.
Eyüp'te bir cami avlusuna sığınmış. Merhametli insanlarımız sakat kuşa gözü gibi bakıyor.
O da insana alışmış. Çarşıda pazarda bile dolaşıyor. Ama o kadar iyinin bir de kötüsü olacak elbet.
Cibiliyetsizin biri hayvanın hallerinden tahriklenmiş mi ne? Fırsatını bulup, zavallı azman, kuşu kaçırmış tenhalarda yapacağını yapmış...
daha sonra yakalanıp sorguya alındığında bir de pişkin pişkin "beni tahrik etti" diyen adam. *
insanLık dışı haraketLerde sınır tanımayan biLmem neLerin yine extrem oLayLarından bir tanesi.. uLan git bir hayat kadınına ona ne yapacaksan yap.. paran yoksa eLin ne güne duruyor.. eLin yoksa ALLah beLanı versin.. git kendini becer.. kuştan ne istersin..
Kara bela namıyla yanlışlıkla hapse giren kamil'e hizmetindeki elemanlar koğuş ağası kudret Karadağ tarafından tanıtılır. Sıra ihsan gedik'in oynadığı karaktere gelir. "leylek kadri" olarak tanıtılan bu karaktere kamil sorar:"niye senin adın leylek. Yoksa eyüp'teki topal leyleği sen mi...."
Az önce bu detayı fark edince gogıl amcaya yazdım ve bu başlık çıktı. Hikaye de tam oturuyor. Hurafe veya gerçek. Bir şekilde bu bilgi eski nesillerde mevcutmuş.