eğer eşitlikten bahsedilen bir ülkedeysek, mizah dergilerinde malzeme olarak kullanılan isimler önemli ya da önemsiz, ünlü ya da ünsüz hiç farketmez her şekilde espri konusu yapılabilir. yoksa mizah yaparken tabiri caizse taşaklı olanlar her zaman takım elbise ile mi çizilmeli? leman dergisini leman yapan bu korkusuzlugu ve cesaretidir. alışılmış değil, alışagelmemiş olmak önemlidir. farkını koymaktır arada bir. leman olmasa, penguen olmasa ya da diğer dergiler olmasa senin sesini kim duyuracak ey fani? var mı bildiğin bu şekilde cesaret gösterip, bazı perde arkasındaki yaşananları gün yüzüne cıkaran basın organı? * o nu çizen kişi, zaten herşeyi göz önünde bulundurarak, basmış ve sürmüş piyasaya bu dergiyi sana mı kalmış acık ya da kapalı kalması derginin? dergi kapandıgında, bir yerlerde dönen dalkavukluklar sonamı erecek sanıyorsun? herşey bitecek mi? sana ampul amblemli madalya mı takacaklar? netice itibarıyle ülkemizde özgürlük denen bir kavram var ve kims ekimseye zorla dergi satmıyor, hoşuna gitmeyen bir kapaga sahip dergiyi almazsın olur biter. leman almazsın keman alırsın çalar durursun tellerini koparmadan.
ortada bariz şekilde duran bir yanlışı mizahi dille anlatmaya çalışan bir mizah dergisinin kapatılması için düşünülmüş bir kampanyadır. lakin başından sonuna yanlıştır. cumhurbaşkanının görev ve yetkilerini dikkatsizce kullanmasına yapılan bir göndermenin açıkça gösterilmesinin algıda seçicilik yüzünden keyfe göre yorumlanmasından doğmuştur.
(bkz: cumhurbaşkanı)
(bkz: mizah)
bir takım insanların cumhurbaşkanlığı makamı aşağılanmıştır şeklinde bir düşünceye kapılıp, desteklediği kampanyadır.
cumhurbaşkanı, bu ülkenin başkentinde kral'ın ayağına gider, son derece utanç duyulacak şekilde duvarda kral'ın fotografı, arkada arabistan bayrağı ve arabistan bayrağına nispeten eğreti duran bayrağımızın önünde poz verir, ezik bir duruş sergiler... bu davranışı ile, abdullah gül, cumhurbaşkanlığı makamını aşağılamamış mıdır ey aklı evvel 2. cumhuriyetçiler? abdullah gül bunu yaparken, oraya islam kalkınma bankası çalışanı abdullah gül olarak değil, türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanı abdullah gül olarak gitmiştir. bu cumhurbaşkanlığı makamını yani devleti aşağılamanın dik alasıdır. aynı şeyi ingiltere'de olsaydı, ingiltere'de yer yerinden oynardı. fransa'da olsa ona keza... her kim ki, abdullah gül'ün bu davranışını tasvip edip, leman'ı eleştiriyorsa en büyük onursuzdur! ha bir de utanmadan "gül artık akp vekili değil, cumhurbaşkanı" demezler mi... güldürürler... ulan düdük, adam -abdullah gül- akp'li olmasaydı da mhp'li olsaydı aynı desteği verecek miydiniz?
1. cumhuriyetçiler olarak biz, "bağımsızlık benim karakterimdir" diyen atamızın yolundayız... 2. cumhuriyetçilerde, biraz bağımlılık sendromu olsa gerek...
abdullah gül böyle durumlara düşürmeseydi kendini, böyle kapak da çizilmezdi.
kendi etti kendi buldu. cumhurbaşkanı bile olsa kendini o durumlara düşürebiliyor, kendini rezil edebiliyorsa kesinlikle hakediyordur. leman çizerlerinin ellerine sağlık.
sonuç olarak abdullah gül iyi b.k yemiştir. hakkı budur. *
kapatalım, yasaklayalım diyerek sorunları çözmek yerine onları öteleyen bir zihniyetin başlattığı, benim katılmadığım kampanyadır. leman mizah dergisidir. haklıdır ya da haksızdır. ama onu kapatmak cumhurbaşkanı'nın bile bile lades dediği protokol rezilliğini kapatmaz.
Atatürk ile ilgili örnek vererek işin içinden çıkma gayretinde değilim, ama ülke itibarının ne demek olduğu, daha bir kaç gün önce Atatürk'ün yanında amerikan büyük elçisi varken yaptığı konuşma sırasında, duruşuyla karşı tarafa nasıl kendinen emin, nasıl kendisine güvenen bir lider görüntüsü çizdiğini göğsümüz kabara kabara izledik. olması gereken oydu zaten bir ülke liderinin karşısında kim olursa olsun dimdik durması gerekirdi.
bunlar amerikaya gidiyorlar cümbür cemaat, bush üstü kapalı ma.şak geçe geçe ağırlıyor bunları. sonra elin sonradan görme kendini beğenmiş arabı geliyor resmen posta koyup gidiyor. sonra biz büyük ülkeyiz diye halkını kandırıyor bunlar.
kıbrıs referandumunda türk tarafından ''evet'' çıktı. ne oldu. unutuldu. kimse iplemedi. hayır çıksaydı piskolojik ve siyasi olarak baskı üstüne baskı yapıp istediklerini alacaklardı. şimdi biraz ertelemiş oldular.
10 yıl sonra bizim cumhurbaşkanı arabistana gittiiginde kralın yüzünü göremeden geri gelirse şaşırmayın. vakti zamanında osmanlı sadrazamına denk gelen ülke liderleri vardı. padişah görüşmezdi onlarla. sadrazam görüşürdü. aynı arap kralı yakın geçmişte ingiltere gezisinde başbakan, dışişleri bakanı şehrin belediye başkanına kadar tek tek ayaklarına gidip görüştü. olması gereken oydu çünkü. protokol denen birşey var. istersen dünyanın en küçük ülkesi ol, dünyanın en büyük ülkesinin lider sana gelsin bir üslup içinde görüşürsün. tabi adam yerine konuyorsan.
koskoca cumhurbaşkanı neden kendisini o durumlara düşürüyor diye ses edilmezken, bunu gözler önüne serenlerin durdurulmasını isteyen zihniyetin ürünü. kapasitenin bir göstergesi. âcizlik örneği.
terör ve şehit haberlerinin, ülkenin aslında ne kadar da a.b.d.'nin emrinden çıkılamadığının halk tarafından anlaşılmaması ya da bu yönden gelecek tepkileri frenlemek için akp'nin rtük'ten istediği haber yayınlarına sansür olayı ile aynı zihniyettir bu.
tony blair, başkan bush'un köpeği olarak tasvir edilirken bilmem blair dava falan açmış mıdır birileri gibi.
o yüksek mertebedeki kişiye yapılan saygısızlığı içine sindirebilen bünyelerin karşı olduğu kampanya. o mertebede bir zamanlar atatürk vardı lan. bu kepazelik ona da yapılmış sayılır.
cumhurbaşkanı resmen o devlet adamının oteline ve de odasına kadar giderek bence soytarılıktan daha da ötesini yapmıştır. yani gül burada bence soytarıdan daha da kötü bir duruma düşmüştür. gül' ün düştüğü durum beni hiç ilgilendirmezdi ancak gül cumhurbaşkanı' dır. devleti temsil etmektedir. siz herhangi bir devlet başkanının ülkesine gelen başka bir devlet adamının odasına gittiğini nerede gördünüz? ben görmedim şahsen.
burada daha ağır ithamlarda bulunup da sölüğün başına bela açmak istemem.
cumhurbaşkanlığı abdullah gül tarafından aşağılabileceği kadar aşağılandığı için, leman'ın yaptığına ancak durumu kurtarmaya çalışmak demektir. bu sebeple tamamen saçma bir kampanyadır. kampanyaya katılan arkadaşlar bir zahmet arabistan kralının eteğini öpüp gelsinler, belki biraz para verir de sevinir gençler.
basında farklı farklı görüşler vardır. bazı konulara bir basın organı dikkat çekerken bir başka basın organı kaale bile almaz.
hepsi aynı kafadan olursa bu kadar farklı gazete ve dergiye gerek kalmaz, ülke çapında tek tip gazete-dergi çıkarılırdı.
leman kapatılsın diye kampanya başlatılırsa "yok artık" denilen her olay için "x kapatılsın", "y kapatılsın" demek zorunda kalacağız.
kısacası beğenmezsen okumazsın olur biter.
"lüzumsuzsa söndür" kampanyasına karşı yapılan kampanyadır *. kışın ortasında sıcak kum bulup ısınıp, serin sulara atlamak gibi bir şeydir lakin kışın deniz suyu da ılık olur. *
çeneni kapat, gözünü kapat, başını kapat, dergiyi kapat eee yeter lan! böyle anlayışın da böyle hükümetin de böyle düşüncelerin de!!
ülkeyi de ucuza "kapatın" da rahat edin !