sürekli gaz çıkaran pis bir nba oyuncusu. kobe ile geçen gün otururken yanımıza geldi, gelir gelmez saldı içindeki kokuyu dışarı. derhal kovaladım masamdan sonra, böyle terbiyesizlik olmaz.
tercihini miami heat'ten yana kullanmıştır kral. bu karardan sonra bu ünvanı ne kadar hakettiği de sorgulanabilir aslında. öyle ki; yeni takımındaki tek süperstar artık kendisi değildir.
bizim basket seyircisi bazen fazla anlam yukluyor sanki. belki de gercekten öyle olmasi gerek ama ben fazla kapitalistim bilemiyorum.
1 saatlik espn programinda anlasildi ki lebron icin onelmi olan sampiyon olmak, hangi takim oldugu cok da onemli degil. yani belki bunu cleveland'da yapmak isterdi belki ama salary cap yetersizliginden bu imkansizdi, kendi devreleri bosh ve wade'e katilmayi tercih etti. "miami wade'in takimi, oraya gidersen bulundugun konumdan bi basamak asagi inmis olursun, ordaki tek superstar sen olmayacaksin" turu laflari dinlemedi. bence bu sampiyonluga olan susamisligini gosteriyor.
ayriyeten nba tarihini bilen biri bunun kafasina iyi girmis. "kimse sampiyonlugu her maci domine edip tek basina alamaz, nba tarihi bunun ornekleriyle dolu; bird-mchale-parish, magic-abdulcabbar-worthy, robinson-duncan, jordan-pippen, pierce-kg-allen vs. bu ornekleri sabaha kadar verebilirim." dedi.
son donem celtics big three'sinden yas olarak da atletizm olarak da yetenek olarak da ayriliyor miami big three'si. eger sakatlik, anlasmazlik vs. olmaysa onumuzdeki 5 yila damgasini vuracak bir miami heat izleyebiliriz. su an icin savunmaci bir center eksikligi var bu takimda, gerektiginde wade point guard oynayabilir ama savunmaci centeri nerden bulacaklar merak ediyorum. zira salary cap'leri o kadar hayvani dolmus durumda ki bu uclunun etrafini kolejli bebelerle felan dolduracaklar heralde.
espn'deki program sonunda james formasini yakan bir cleveland'li vardi. tum organizasyonu tek oyuncu uzerine kurup o oyuncu da gidince zor olur be harbiden.
" egosu başarıyı 3 kişiyle paylaşmasına izin vermez , tek başına şampiyon olmak ister , amacı basketbol değil şöhret , zaten ibnenin biri " gibi gerekçelerle miami'ye gitmez diye sağda solda bık bık edenlere kapağın alasını takan basketbolcu .
miami'yi seçerek kaan kuralın "lebron-wade-bosh" iddasınnı doğru çıkarmıştır. mantıklı bir karar ile parayı değil kariyeri seçmiştir. eğer iyi bir takım olabilirseler bütün başarılara uzun süre ambargo koyabilirler.
verdiği kararla boston ve lakers'tan sonra miami de şöhretler karması haline getirmiştir. shaq'ı da ikna edip miami'ye geri döndürebilirse gelecek sezon miami tam bir all star takımı olacaktır. tabii shaq basketbolu bırakmazsa.
Seneye asist kralı olması muhtemel oyuncu da olabilir. Lebron Cavs'de iken birçok oyuncuyu besliyordu zaten ama Bosh ve Wade daha başka olacaktır. Bunların dışında bu takım inanılmaz bir fiziksel üstünlüğe de sahip. Teoride rüya takım gibi görünüyor ama ne kadar para verecekler onu da merak etmiyor değilim. Cavs'den ayrılması da kolay olmamıştır bence.
yeni sezonda miami forması giyecek süperyıldız. hakkında birçok entari girilmiş bu konuda ben de şöyle söyleyeyim. yeni sezonda muhtemelen 6 numarayı giyecek. ha bir de kesinlikle bu üç oyuncunun *** istatistikleri düşecektir. kaçınılmaz.
2010-2011 sezonuyla birlikte miami heat forması altında izleyeceğimiz oyuncu.
neymiş efendim lebron korkakmış. kobe bryant'la baş edemediği için böyle bir duruma sığınmışmış.
bunlara gülüyorum sayın seyirciler. sanki lebron james'in bugüne kadar oynadığı cleveland cavaliers 5 sezondur final serilerinde kobe bryant'lı los angeles lakersa boyun eğiyor da o yüzden böyle bir tercih yaptı lebron.
lebron'un takımı 2007'de nba finali oynadı en zayıf haliyle. rakiplerin düzgün takviyeleri ve oturmuş kadroları sayesinde de o gün bugündür final göremedi. 2008'de boston'un big three'sine yarı finalde, 2009'da oturmuş orlando magic'e konferans finalinde ve yine 2010'da boston'a yarı finalde boyun eğdi cavaliers.
yani lebron'un derdi ne? oturmuş takımlara karşı kendi takımının eksik kalması. iyi top çevirip çılgın savunma yapan takımlar karşısında yalnız kaldığı için takımını belli bir noktadan sonra sürükleyememesi.
süperstar diye adlandırdığımız oyuncuların egolarını bir kenara bırakarak aynı takımda forma giymeleri ve güzel takım oyunu yansıtmaları kadar daha güzel bir şey olamaz. zaten kimse tek başına şampiyonluk kazanmadı bu ligde.
90'ların başında jordan'ın yanında bi pippen vardı elbet. 94-95 sezonlarını alan houston rockets oturmuş bir takımdı. 96-98 sezonları arasında jordan, pippen, rodman üçlüsü chicago'yu taşıdı. 99'da san antonio'nun ikiz kuleleri, 2000-2002 arası shaq ve kobe etrafındaki lakers, 2003'te yine ikiz kuleler, 2004'te savunmacı takım detroit, 2005'te duncan-parker-ginobili-horry-kerr falan filan diye giden bir san antonio kadrosu, 2006'da wade ve shaq, 2007'de yine san antonio, 2008'de boston'un big three'si ve iki senedir kobe-gasol ve onların etrafındaki gerek tecrübeli, gerek yetenekli oyuncularla şampiyon olan lakers.
yani neymiş yeğen? şampiyon olabilmek için iyi takım olmak lazımmış. lebron'da bu mantıkla miami'ye giderek doğru bir seçim yapmıştır.
ne majesteleri ne de şimdiki nesilin tapındığı kobe bryant, yalnız başlarına şampiyon olamadılar. jordan 91 yılına kadar etrafındaki kadro oturmadığı için boston ve detroit'e boyun eğdi. sizin kobe'niz de shaq gittikten sonra playofflara kalamadı, kaldığında madara oldu vs taaki gasol gelene kadar. o yüzden lebron'da ihtiyacı olanı, yani doğru olanı yapmıştır.
kendi kendisini kral ilan etmenin yanında, çaylaklıktan ilk transferine kadar oynadığı cleveland cavaliers için söylediği 'humbled experience* sözleriyle de ne mal olduğunu belli etmiş nbasuperstarı. belki miami heat'de biraz saygı ve sevgi göstermeyi öğrenir.
aslında miami haricinde başka bir tercih yapabilme şansı yoktu bence lebron'un. gitme ihtimali olan takımlara bir bakalım:
her ne kadar chicago kadro olarak lebron için uygun da olsa o şehir michael jordan'ın şehri. lebron gibi en büyük olmayan oynayan bir adamın o şehirde bulunması üstünde anormal bir baskı yaratırdı. her yaptığı onla karşılaştırılacaktı ve görece antipatik bir karakter olmasından ötürü de bol bol eleştiri alacaktı. "işte jordan takıntısı tavan yaptı", "jordan kim sen kimsin" tarzı yaklaşımlar hiç bitmeyecekti. bu nedenle chicago kendisi için uygun olamazdı.
new york kendisinin kral lakabına, merkezcil yapısına uygun bir şehirdi. lakin takımın nasıl yönetildiği aşikar. lebron new york da iyi kazanırdı. medyatikliği tavan yapardı. lakin başarının gelmesi son derece riskliydi hatta düşük bir ihtimaldi. kariyerinde ciddi bir sakatlık yaşamış ve oyuna olan ilgisi gel gitli olan bir amare'ye maksimum kontrat verip david lee gibi genç bir yeteneği harcayan bu takımın lebron'un istediği takımı kurması da kanımca mümkün olmayacaktı.
cleveland kendisinin zaten mevcut takımıydı ve kendisi için en zor olacak şey de bu alışkanlığı terketmek olacaktı. peki lebron cleveland'da kalsaydı ne olurdu? şu ana kadar geçen zaman zaten bunun az çok ne olacağını gösteriyor. lebronu seçebilecek kadar yerlerde sürünen bir takımın 3-5 sene sonra 2 sezondur normal sezonu domine etmesi zaten büyük bir olay. lakin işte o kadarla kalmıyor. mevuct oyuncuların playofflarda süt dökmüş kediye dönmeleri ve takımın bir türlü doğru parçaları bulamaması lebron'un umudunu tüketmiş olmalı. cleveland'da devam etse de bunca oyuncu arasında yine takıma kimi monte edebilirlerdi bilemiyorum. yine bir iki tane 7 sayı 4 ribaund civarında adam koyup lebron'un sırtına yüklenirlerdi artık. takım sahibinin de lebronu ihanetle suçlaması ve ondan önce şampiyon olacağız açıklaması son derece komik. koca bir nah çekiyoruz kendisine.
new jersey ise zaten gerek şehir olarak gerek yabancı takım patronu ve takım yapısı olarak uygun bir seçim olamazdı. jay z faktörü tek başına lebron'u getirmeye yetmez.
geriye tek seçenek olarak miami kalıyor. lebron'un da bu kadar paylaşmak zorunda kalmasına bayılacağını sanmıyorum aslında. her ne kadar milli takımda gayet güzel oynamayı becerseler de oradaki tek amaç şampiyonluktu. burada şampiyonluk yanında elde edilecek ünvanlar da var. lakin lebron için artık şampiyonluk arzusu önlenemez hale gelmiş belliki. wade ile iyi arkadaş olması da bu kararı vermesini kolaylaştırmış olmalı.
korkaklık yorumları ise son derece fanatikçe. sürekli kobe yi övme adına girilen yazıları yazarken göz ardı etmemeniz gereken şeyler var. unutmayın ki lebron cavaliers gibi yılların "loser"ı olan bir takım tarafından seçildi. kobe ise phil jackson gibi bir karizma ve marka altında ve shaq gibi tüm zamanların en dominant oyuncularının biri altında kendini geliştirdi. lebron'un bu şansları olmadı. takımı lakers gibi kwame yi verip gasol'u alabilecek çapta ve medyatiklikte değil. zira kobe 2-3 sene vasat adamlarla oynarken takım değiştirmeyi de düşünmüştü. şimdi gelip de lebron'u korkaklıkla suçlamak çok aldatesizce.
miami tercihi başarıyı ne oranda getirir bilemem. ama heyecanı doruğa çıkaracağı kesin. lebron-wade-bosh üçlüsü çok heyecanlı ve görsel bakımdan zengin bir çok maç oynayacaktır. başarı ise takımın geri kalanını oluşturmak için alınan oyunculara ve bu 3 yıldızın egolarından ne kadar feragat edebileceklerine bağlı.
2003-2004 takımını playoff a çıkaramadı
2004-2005 takımını playoff a çıkaramadı
2005-2006 takımı konferans yarıfinalinde pistons'a elendi
2006-2007 takımı nba finalinde spurs'a elendi
2007-2008 takımı konferans yarıfinalinde celtics'e elendi
2008-2009 takımı konferans finalinde magic'e elendi
2009-2010 takımı konferans yarıfinalinde celtics'e elendi
kobe bryant'ın kariyeri:
2000-2001-2002-2009-2010 5 kez nba şampiyonluğu
Michael jordan'ın kariyeri:
1991-1992-1993-1996-1997-1998 6 kez nba şampiyonluğu
magic johnson beyefendi de kendisine laf atanlar kervanına katılmış. o lebron'un yaptığı gibi bir hareketi asla yapmazmış. sebep? lige gelmeden önce bile larry bird'ü nasıl yeneceğini düşünüyormuş kendisi.
yahu insan bi dönüp kendisine bakar, chicago bulls final serisi öncesi televizyonlara "chicago'da oynamayı asla istemedim, amacım kareem ile yan yana oynamaktı" diyen sanki kendisi değil?
ufak bir karşılaştırma yapmış truehoop network okuyucusu bir eleman. türkçe'ye çevirerek aktarayım söylediklerini.
magic'in ligdeki ilk 7 senesindeki kadrosunun sahip olduğu ödüller:
iki en iyi çaylak 5'ine seçilen oyuncu(byron scott, james worthy)
11 kez all-star seçilme(kareem abdul-jabbar 7 kere, norm nixon 2 kere, worthy ve jamaal wilkes)
4 en iyi NBA 5'ine seçilme(4'ü de abdul-jabbar)
2 en iyi ikinci NBA 5'ine seçilme(2'si de Abdul-jabbar)
5 kez en iyi savunma 5'ine seçilme(michael cooper 3 kez, abdul-jabbar 2 kez)
4 kez en iyi ikinci savunma 5'ine seçilme(michael cooper 3 kez, abdul-jabbar 1 kez)
bu dönem içerisinde kareem abdul-jabbar'ın mvp'si de var bir tane ayrıca.
şimdi lebron'un ilk 7 senesindeki kadrosunun sahip olduğu ödüllere bakalım:
en iyi çaylak 5'ine seçilen oyuncu yok.
2 kez all-star seçilme(mo williams ve zydrunas ilgauskas)
en iyi NBA 5'ine seçilen oyuncu yok.
en iyi ikinci NBA 5'ine seçilen oyuncu yok.
en iyi savunma 5'ine seçilen oyuncu yok.
en iyi ikinci savunma 5'ine seçilen oyuncu bir tane var, o da anderson varejao.
e haliyle mvp seçilen oyuncu da yok.
şimdi konumuza geri dönelim. ey magic efendi, tarihin en iyi basketbolcularından biri olduğun aşikar. ama sen de böyle bir kadroda 7 sene mücadele etmek zorunda kalsan, sen de gitmez miydin acaba? ya da tersten soralım soruyu. sence lebron seninki gibi bir kadroya sahip olmuş olsa, gider miydi başka takıma?
lebron'u eleştirmek normal, doğal, hatta olması gereken bir şey evet ama, bunu yaparken ikiyüzlü davranmanın da manası yok.