"kuşlar, her baharda gelirler ama, sonbaharda göçerler aşkıım,sakın sen kuşlara uyma"da da anlatılan, çeşit çeşit göçmen kuşun, göç öykülerini müthiş çekim teknikleriyle anlatan belgesel-film. sanki; bizler yata yata izlerken, o zühtülerin uçuş kabiliyetlerine hayran olalım diye çekilmiş.ben oldum.ve bir kırlangıç ya da bir turna kadar olamamanın verdiği ağır tahribatla baş etmekteyim.şimdi hezarfen'i daha iyi anlıyorum.
belgesel biterken to be by your side çalar inceden inceden...daha fazla uçmak istenir.ama nafile.uçakla muçakla aligopterle filan avuturum deli gönlümü.kısmet.
kuşların çilesini neşesini o dünyanın tüm ihtişamını kalpte oluşan pırpırlarla mest ederek, kendimi onlardan biri hissederek neredeyse adeta kanat çırpma etkisi yaratan bir seyr u sefer.ya da başka bir medeniyetten kendi zavallığımızı bize hissetiren bir sopa.
ez cümle allah'ın güçlü bir ayetinin arz ı endamı.
hele o müziği bin kanat etkisinde.
türkçe'ye " kuşlar 'kanatlı uygarlık' " olarak çevrilmiş enfes bir fransız belgeseli. microcosmos un yapımcısı olan jacques perrin ve jacques cluzaud birlikte yönettikleri filmin çekimleri 4 yıl sürmüş.
muhte$em bir album ve bu albumde yer alan her $arki istisnasiz ruhu butun sikintilardan arindirmak icin yapilmi$ gibidir. dogadan onlarca ses oyle bir huzur a$ilar ki oylece mihlanirsiniz oturdugunuz, yattiginiz yere. "hayat bu mu?" diye sorarsiniz, cevap veremezseniz bile en azindan bir gulumseme yapi$ir yuzunuze.
kuşları bize anlatan bir
film(aslında film demeye de dilim varmıyor, başlı başına bir sanat eseri). izlenilen
şeyin zevk vermesi için, hayal gücü, süper efektler vs vs gerektirmediğini kanıtlayan,
doğanın ve bu uçabilen varlıkların en güzel halini bize en sadece şekilde yansıtan bir
bir film.