izlerken hayal kurduran bir film. benim en sevdiğim, unutamadığım filmlerden biri olmuştur. hayattaki fark edemediğimiz küçük ayrıntıları, gözlemlemekten kaçındığımız insanları hatırlatan dolu dolu bir film. bir arkadaşıma çok ısrar etmiştim bu filmi izlesin diye belki 1 senedir söylüyordum kendisine izlemediğini duyunca ısrar etmiştim çok sonunda geçen gün izlemiş ve dün gelip bana ''yaa bu ne biçim film izlediğim en berbat en sıkıcı filmdi senin film zevkin bu mu yarıda kapattım filmi'' dedi. işte aynen bu tepkiyi alınca acayip kıl oldum sonra da düşününce kızmaktan vazgeçtim bu insanlar duygulara hislere hayatın küçük ayrıntılarına dikkat etmiyor ki umurlarında bile değil ki hayallerden hislerden yoksunlar boş boş yaşıyorlar ne anlıycaklar ki bu filmden kabahat bende yanlış bir öneride bulunmuşum. o tip insanlara çok sevdikleri aptal amerikan romantik komedi filmi önermek lazım. çok sevdiğim bir şeyin acımasızca eleştirilmesine gıcık olurum zevk meselesi olduğundan oturup bunu tartışmam fakat içten içe bunu da dert edinirim işte. müzikleri için bile izlenirdi bu film ayıp ya.
abartılmış bir film. hatta fazlasıyla abartılmış bir film. ne yapıyorlar arkadaş, öldüm bittim bayıldım demeyeni eşek sudan gelene kadar dövüyorlar mı? romantik değil, komik değil. hüzünlü? hiç değil. hayatımın son 5 yılında farklı gerekçelerle birkaç kere seyrettim sırf bayılanların ne maksatla bayıldığını anlamak, varsa şayet bendeki problemi keşfedebilmek için. sonuç şu ki artık bu salak ismi duymak bile istemiyorum. şu andan itibaren de bu filmi önerdiğini duyacağım ilk talihli arkadaşın, öğrencinin ya da tanıdığın, aslına bakarsanız sokaktan geçen herhangi biri bile olsa onun ağzına elimin tersiyle bi tane yapıştırma arzuma gem vuramayacağımdan ciddi ciddi endişe ediyorum.
çocukken doktor babasının ona sadece muayene etmek için dokunduğu zamanlarda kalbi küt küt atan, bu yüzden babasının onu kalp hastası zannettiği, saf ve tertemiz bir genç kızın hikayesi.
insanların yanında bir suflör olması ve onlara güzel cevaplar hazırlaması, fotoğraflardaki gizemli adamın sadece bir tamirci oluşu, amelie\'nin babasını seyahate çıkarabilmek için babasının cücesini hostesle bir yerlere göndermesi, kitapları basılmayan adamın sözünü duvarlara yazması, bir sebze bile olamayacak adam, kristal adam... detaylarıyla muhteşem bir film.
"audrey tautou'yu yerim demeye sebep olan film. arkadaş yok böyle bir tatlılık yahu. kocaman gözleri var kadının. uzaylı gibi aynı. ama tatlı duruyor yine de.
Coco avant Chanel'de de ayrı bir tatlı bu kadın yahu. yeme de yanında yat. öyle tatlı.
Amma abarttınız filmidir. Müziklerini abartın yann tieser'ı abartın da hayatınızda hiç mi film izlemediniz? Her izlediğinizde bulduğunuz ayrıntı ne? Biz ne ara böyle olduk?
Film müzikleri ile dikkat çeken ama daha çok amelelerin dikkatini çeken bir film. Ne üzücüdür ki popüler kültür sayesinde yükselmiştir keşke bu kadar tanınmış olmanın haklı gururunu yaşasaydı.
Çok sevdiğim film sevmenin en büyük sebebi müzikleri ile filmin ahenkle dansıdır. Öyle bir uyum vardır ki film ve müziklerle mest olursunuz. Birde geçen bir türkçesini izliyim dedim ve 5dk dayandım. Bok gibi dublaj. Zaten orijinalini izlediğiniz zaman dublajda yapılmayacağını anlıyorsunuz. Zira fransızca filme ayrı bir hava katıyor.
Az önce cnbc-e vasıtası ile izlediğim mükemmel bir romantik komedi. Bana göre komediden çok bir dram tadı vardı. Müzikleri ve mükemmel fransız aksanı ile gönülleri coşturan süper film.
filmi amelie'nin masumluğu götürse de bizi amelie'ye yaklaştıran(özellikle erkekleri bu konuda) konu filmin sonundaki erkek arkadaşıdır. eğer o role mathieu kassovitz yerine havalı,yakışıklı,kaslı bir eleman seçilseydi tüm erkekler ve bazı kızlar için büyü bozulurdu.bana göre mathieu kassovitz şu ana kadar bir filme etki eden en önemli cast seçimlerinden biridir bu anlamda.