her yerde yiyiniz, lakin ikea'da yemeyiniz, her seferinde "bu sefer kokmayacak" dememe rağmen ne zaman ikea'da yesem, garip bir plastik kokusu gelmekte hem ağzıma hem burnuma.
nasıl bir şeydir , nedir bunların hepsini garfield'dan gördüğüm yemek. Hayır bir de öyle bir iştahla yiyor ki sizinde canınız çekiyor. Ama gerçeği öyle değilmiş bunu anladım. Hayallerim yıkıldı. Garfield duygularımla oynadı resmen.
hayır diyemediğim, vazgeçemediğim, geçen gün televizyonda evdeki bayat ekmekleri değerlendirmek adına, ekmekli tarifinin verildiği yemek. nasıl olur bilemedim.
şimdi bilenler bilir; usta ellerde hazırlanmış, fırından taze çıkmış, kat kat hamuru arasında akarken tabağa kaliteli kıyma, insan lazanyanın, dünyanın en güzel yemeği olduğuna yemin edebilir utanmadan. öyle bir şeydir işte lazanya...
ah gözünü sevdiğim italyan mutfağı sen nelere kadirsin!
bunu bir tek ben mi balık sanıyodum lan. *
tanım: 22 yıldır balık olarak bilinen aslında makarna olan yiyecek.
(bkz: allahını seven üstüme toprak atsın)
edit: benle özel mesaj yoluyla hunharca dalga geçen arkadaşlar, sözlükte lazanya artistliği evde menemene devam. yalansa yalan deyin.
garfield bir çok insanın küçüklüğüne denk gelmiştir, o kuşak merak etmemiş olabilir lazanyayı. ancak garfield'ın yanısıra friends * izlemiş kitleler bu lezzeti merak etmiş ve evde test etmişlerdir.
sadece fırında makarna demek yemeğin kendisine hakaret olur, makarnanın fırında beşamel sosla hunharca sevişmesi diye adlandırıyorum bunu. önce 1 tepsi yapar sonra da herkesin bakışları arasında onu gömerim. cidden bu kapasiteyi kendimde görüyorum.