Laz ile Kürdün aynı cümle içinde bile olması tehlike arz eder. Lazların kürtlere kız vermesi çok nadir olaydır. Kürtlerden en çok nefret eden lazların olduğu apaçık ortadadır. Hatta en iyi Kürt ölü Kürt gibi cümleler çok kullanılır. Bir kürdün karadenize gelip kürdüm ben diyerek ahkam kesmesi kadar cesaretli bir kürde rastlanılmamıştır.
hepimiz ademdeniz kürtler de bu cümledendir tespitine atıftır. bir yerden ok'ta çıkar ... ta. ama karadenizden vatanına milletine sadık insandan gayrısı çıkmaz. diğer yerler öylemidir? neler çıkıyor neler.
aralarında 7 farktan bile fazla fark bulunan 2 milleti karşılaştırmaktır. lazlarda aşiret olayı yoktur. hatta 2 evin arasında 200 metre bile bulunabilir. lazlarda töre diye bir şey yoktur büyük bir kesimi dine bağlı kalır. bir taraf kıçını devirip yatarken ve devlet bize bahmiyır derken diğer taraf ormacılık, balıkçılık, arıcılık gibi doğayla içiçe olan envai çeşit iş yapar. bir taraf diğer tarafa sizin bayrağınız yok mu dediğinde diğer tarafın cevabı bizim bayrağımız zaten göklerde dalgalanıyor olur. 2 tarafta silah sever ama bir taraf taarruz silahlarını severken diğer taraf daha çok tabanca türü taşınabilir silahları tercih eder ve üretimini de yapar.
doğruluğu tartışılamayacak önerme. her şey apaçık ortada. karadenizli değilim alakam yok kesinlikle yani kendi ırkımı övmek için söylemiyorum ama gidin karadeniz'e türkiye'ye bir laf edin bakalım nasıl bir cevap alacaksınız. lazlar bu ülkenin en vatansever azınlığıdır. umarım ermeniler gibi dolduruşa gelmezler, ebediyen öyle kalırlar.
Herhangibir alakaya maydanoz olamayan bir sözdür. Lazlarla Kürtler arasındaki kültürel farlılık dağlar kadardır. Her iki tarafında içinde bulunan insanlar ancakki bu durumu anlarlar.
bir laz olarak söyleyebilirim ki ben bu kadar benzetmeyi bana yapsan, brad pitt olurum bu esmer halimle...
yalanda gelinen son noktadır bu söz.
Karadenizli bir insanın bir kürt'e (hangi kürt kesiminin kastedildiği malum) yazdığı mektup*:
Lazca'yı devletin resmi makamlarına sokma gibi bir isteğim olmadı hiç.
Karadeniz diye adlandırılan topraklarda hep gurbeti yaşadım.
Bazen inşaatçı oldum, bazen hamal.
Bazen yurt dışına göç eden emekçi.
Bazen milletvekili, bazen mühendis.
Patika yollarla doludur yaşadığım yer.
Keçi yolu diye tabir edilen yolları hiç keleş ile dolaşmadım.
Pusu atmadım askere, polise.
Senin gibi açlığı iyi bilirim. Beraber yüklendik ülkenin en ağır yükünü.
Emekçileri oynadık nesiller boyu.
Sen susuzluktan yakınırken
ben sellerin sürüklediği molozlar arasında kaybettiklerimin cesetlerini aradım.
Senin adın sınır kaçakçılığıyla anılırken, ben yasa dışı silah kaçakçısı olarak tanındım.
Silah ürettim evimin ahırında, namlu taktım oyuncak silahlara.
Sen Irak, Suriye topraklarında gezinirken ben de Gürcistan
topraklarına uzanmışım ara sıra.
Bazıları bizi çok özdeş kabul eder.
Lazlar Kürtün deniz görmüşüdür der bilirsin.
Benziyor muyuz gerçekten?
Hem de çok, hem de hiç!
Benziyoruz; sen karnı burnunda anne adaylarını kızak ile hastanelere
taşırken ben sırtımda taşıyorum.
Benzemez miyiz?
Ülkenin en ağır işlerini beraber sırtlandık.
Sen beton dökerken ben duvarcılık yapıyordum. Sen duvar örerken ben
demir döşüyordum.
Sen park simsarlığı yaparken ben gazinoları haraca bağlıyordum.
Benzemez miyiz?
Senin çocukların ile benim çocuklarımın kaderi de aynı, aynı
hastalıklardan kırılırlar, aynı hastalıklardan sakat kalırlar, aynı
eğitimsizlikten mağdur olurlar.
Benzemez miyiz hiç?
Sana ulaşma konusunda devletin nasıl geç kaldığını iddia ediyorsan
benim de farkım yok bilesin.
Devleti hep jandarma diye bilir yörem insanı.
Sizdeki gibi.
Benzemez miyiz?
Aynı gelenek yüzünden silahına sarılıp binleri öldürdük namus anlayışı gereği.
Silaha merakımız, silahı yaşamın parçası görme anlayışımız hep aynı.
Benzemez miyiz?
Çok benziyoruz çok.
Kürtler, Lazların deniz görmemişidir!
Ne kadar doğru değil mi?
HiÇ BENZEMiYORUZ ASLINDA HEM DE HiÇ!
Ana dil hiç sorun olmadı benim için, bahane de olmadı.
Kültürel haklar gerekçesi ile hiç cana kıymadım ben.
Hiç pusu atıp mayın döşemedim körpe delikanlılara, yiğitlere. vatan
için görev yapanlara.
Hiç işyeri yakmadım.
Hiç kepenk kapatmadım insanların yüzüne.
Hiç yollara düşüp caniliği, canileri savunmadım.
Hiç Mehmetçik ile puştu bir tutmadım, yakıştıramadım vicdanıma.
Hiç benzemiyoruz hiç!
Çanakkalede ben de öldüm.
Yetmedi Pontus çeteleri ile mücadelede öldüm.
Ruslara karşı öldüm.
Yetmedi Korede öldüm, Kıbrısta öldüm.
Bunu iğrenç ayrılıkçılık anlayışına kılıf uydurmak için malzeme konusu yapmadım.
Nereden bilebilirim ki Çanakkalede ölen atalarımın şimdilerde yapmaya
çalışacağım ayrılıkçılığa anlayış gösterebileceklerini ki!
Zafere ulaşmak için her yol mübah demedim, diyemedim.
Çocuklarımı sokaklarda taş atsınlar, barikat kursunlar diye yollamadım.
Bayrakları çiğnesinler, Milli Marşı söylemesinler diye öğütlemedim.
Hiç bir zaman Lazlığımı Türklüğümün önünde görmedim.
Ben dağa çıkmadım.
Ülke ülke dolaşıp vahvahlarımı anlatmadım.
Bir oğlumu dağa bir oğlumu üniversiteye birini askere yollamadım.
Devlete vergiden kaçıp eşkiyaya haraç vermedim. Ekmeğine yağ sürmedim.
Gece dağda gündüz kurumda olmadım. Hastaneleri basmadım, okulları
yakmadım, şantiyeleri havaya uçurmadım.
Türkçe'de p, ç, t, k ünlüleriyle biten kelimeden sonra ünlü harf gelirse bu harfler; b, c, d, ğ harflerine dönüşür.
kitap -> kitabı.
ama bu kelime özel isimse gelen harf kesme işaretiyle ayrılır.
kürt -> kürt'ü.
Kim söylemişse halt etmiştir. Karadeniz uşaklarının derin kültürel yapısı , çalışkanlığı ve şahsına münhasır özellikleriyle türkler için örnek niteliğindedir.