"herkesin küçük bir bahçesi olmalıydı
üzerinde fikir teatisinde bulunabileceği saatlerce
mesela aramızdan biri bahçesinde gece yarısından sonra
enteresan bir durum gözlemişse hemen hiç çekinmeden
arkadaşlarını arayabilmeliydi
hareket eden cisimler üzerinde pembe mumlar
kendini gizlemeliydi
tam gece yarısı olduğunda birdenbire
mona lisa çalmalıydı...
gümüş kapların içinde bir tadımlık
yiyecekler olmalıydı...
ne kötü şimdi şu an dışarı baktığımda
sana bu derece yabancılaşmam...
o kadar yakındık ki...
ama işte şimdi elimi dışarı uzattığımda
yağmurun yağıp yağmayacağını kavramak dışında
sana dair hiçbir şey bulamıyor olmam
sana tutunamamam ki katiller bile geride
el izi bırakır, ne acı...
şu an üstümde sarı simlerle işlenmiş
lacivert kadife eşofman olmasından son derece
memnun olmama karşılık bütün bunları
ve başka birçok şeyi bırakıp
çiçekli ince elbiselerle
kafamda hasır üçgen bir şapkayla
sulak pirinç tarlalarında
seninle yan yana dolaşamayacağımızı
bilmek ne kötü..."
"oranj değilim ben, yasın belirtisiyim,
morum, safranım belki ama oranj
değilim. mutluluk çıkmaz benden.
benim turunçgillerim yapraklarını ağlar.
yine de senin için tuhaf şövalyem,
incelikli zulmün için, kalbimin
morluklarını unutup oranj olmayı deneyebilirim" lm
hüzünlü bir kovboyun şarkısı'ndan
''başını yağmur torbasına uzatmış bir at salonun bir köşesinde duruyor.Sende ne var bilmiyorum. platin saçların olsun istiyorum, senin kim olduğunu hiç anlamasınlar istiyorum. birçok şey birden olsun istiyorum. akaretlerde iki başına yürüyeyim. motosikletle balıkpazarına ineyim. eyüp'e inen karla inen sıra sıra melekle inen tuhaf gözlüklü bir yabancıyla istanbul , porselen başkent, seni unutuyor terkedemiyorum. birçok şey birden olsun istiyorum. bir atın üzerinde aya yorgi'de şiir odalarını gezmek istiyorum.trafiğe kapanan yeni beyoğlu'nda break-dance yapsam, bağırarak kendimi aşiyan yokuşundan atsam... ''
(bkz: anne ben barbar mıyım?)
5.
bu yatak büyülendi
sana ve bana ait değil
burda şimdi hepimiz yatıyoruz
ve bize ninni söyleyen yok artık
yatağımı çivilettim
sana ve bana hazırladım
ve söylenemeyecek, söylenemeyecek kadar güzel rüyalara
7.
rüyamda seni gördüm
sen değildin, sana benzemiyordu ama
sendin
çünkü dünyada görülmeyen başka bir bakışla
bakıyordun
8.
rüyamda seni gördüm
sen değildin, sana benzemiyordu ama
sendin
çünkü tıpkı olması gerekene benziyordun
15.
güneşin tutulduğu gün
gölgeler müphemleşti dedi bir şair
şimdi artık her şey müphem
ilişkiler, aşklar, dostluklar
hiçbir şey bilmemek gibi bir duygu
neden diye sormayın
bir martı gibi çığlık ve kahkaha atın.
Voyıcır II (Ahmet Güntan'la birlikte, 1990), Kuzey Defterleri (1992), Buhurumeryem (1993), Uzak Fırtına (1988), Seriler Kitabı (1991) ile Divan ü Lügat-it-Türk (1998) adlı kitapları bulunuyor.
yeni türkü'nün en sevdiğim şarkılarından (bkz: destina)' nın sözleri yazan zat.
(bkz: bizansiyya)
ayrıca derya köroğlu, fuar açıkhavadaki konserinde kendisini anmayı da es geçmemiştir.