türkiyede laikliğin yanlış algılanışından kaynaklanır. şöyle ki;
- laiklik kamusal olanın teolojik değer ve talimatlar referans alınmadan dizayn edilmesidir. yani laiklik toplumsal olan bile değildir aslında. siyaset biliminin konusudur.
- din ise öncelikle vicdani bir müessesedir. bireylerin gündelik hayatlarında ve rutin ilişkilerinde benimseyecekleri ilke ve prensipleri bireye önerir. din emevi dayatmacılığının aksine tepeden inme bir şekilde değil, tabandan yükselen bir şekilde toplumu inşa eder. yani din direk olarak bir sistem önermez. farklı bireylerin dini değişik tonlarda yaşaması neticesinde zaten ideal bir düzen oluşacaksa bile bu şekilde oluşur.
- birey "ben laikim" diyemez. çünkü ortaokuldan beri gördüğümüz ve bize anlatılan kadarıyla laikliğin en basit tanımı: din işlerinin dünya işlerinden ayrılmasıdır. kişi dini dünyada yaşamayacak da nerede yaşayacak?
- laik devlette toplumsal kurumlar asgari düzeyde güvence altına alınır. ancak kapitalist zihniyetin sandığının aksine değerler ve toplumsal kurumları korumak devletten ve piyasadan önce bireyin görevidir.
