tayt değil içliktir o efendim, ve etkili kullanılırsa mükemmel bir silahtır. hem gerektiğinde sadece onla kalırsanız romantizme romatizm katmış olursuz.
erzurumda kış geçirmeyenlere tuhaf gelen ancak, erzurum, sivas gibi memleketlerde yaşayan erkeklerin, kafalarını kullanmasıdır. eh, bir köşede kıçının üstünde donup kalmasından iyidir herhalde.
ilkokuldayken, kışın annesinin zoruyla giymiştir. üstelik tayt bile değil, siyah bir külotlu çoraptır. anneye "bugün beden var, üstümüzü çıkarıp eşfoman giyioruz, bugün giymeyeyim" diye yalvarılsa da, anneliğin verdiği içgüdülerle annede mantık devredışı olmuştur ne olursa olsun giydirecektir. nihayetinde altta siyah külotlu çorap gidilir okula. beden dersi gelmesin diye dua edilir, akılda hep nasıl giyineceğim sorusuyla gezilir. beden dersinden bir önceki teneffüs gelir, çatar. kızlar alt kata, erkekler sınıfa kapanır, üstler değişir. herkes sıraların üstünde değiştirir üstünü. lesterpolfus ise kıçı sıraya yapışık apar topar giyinmeye çalışır 5 saniye içinde. her sınıfın olduğu gibi, bu sınıfın da kıl öğrencileri vardır ve durumu farkederler. lesterpolfus, o ayağındaki ne der biri. sonra "lesterpolfus taaayt giyiyooo, lesterpolfus taaaayt giyiyo(meşhur dalga geçme melodisiyle)" nidaları eşliğinde sınıf kapısı açılır. ilkokul aşkı ve arkadaşları çoktan giyinme işini tamamlamış vaziyette, hemen kapının önünde durmaktadırlar. üstte mavi önlük, altta siyah külotlu çorapla sevdiceğin gözlerine bakılır. arkadan sesler devam etmektedir. bu olaydan hemen sonra yıllar süren bir depresyona girilmiştir.
kışın okul önlüğü altına eşofman giyen kız modeline benzemektedir. ayrıca tayt değil de yün don, yün pantalon dense belki kulağa daha olabilireteli gelebilecek durumdur.
liseye kadar yapmışlığım vardır.
ama tayt değil de dondu bildiğin.
en zoru da işemek o don varken ayağında. fermuardan tenasül organınını çıkarana kadar ne zorluklar çekilirdi be! hey gidi günler. oğlum olsun ona da giydirecem.