* bir kadın aldattığında , neden acaba diye sorulur suçlu aranır, suçlu erkektir,üstelik öküzdür.
* bir kadın aldatıldığında ,saçını süpürge etmiştir suçlu aranır, suçlu erkektir,üstelik öküzdür.
* bir kadın aldattığında, sebebi sadece aşktır.
* bir kadın aldatıldığında saçını süpürge etmiştir.
* bir kadın aldattığında, sebebi hayecan ve tutkudur.
* bir kadın aldatıldığında saçını süpürge etmiştir.
* bir kadın aldattığında, sebebi hormonları öyle söylemiştir,zaaflerı vardır.
* bir kadın aldatıldığında saçını süpürge etmiştir.saçını süpürge etmiştir,saçını süpürge ,saçını. bla bla bla.
kadın erkekten güven ve sadakat bekler öncelikle. öncelik bu olduğu için, kendisi de toplum da bunun ihlaline hazırdır. o yüzden aldatılması büyük yankı yaratmaz*. ama erkek, kadından öncelikle güzellik ve anlayış bekler. kadının sadakatinden şüphe bile etmez. bu yüzden aldatılmaya da hazır değildir, tabi toplum da. bu yüzden bu kadar yankı yaratır ve sert tepkiyle karşılaşır aldatan kadınlar.
köklerinde; yalnız, karamsar, zamansız ve çaresiz olmaktan başka elinden hiç bir şey gelmeyen bir insan, aldatmanın müdavimi olmaktan da kurtulamaz sanki... yıllarca emek verilmiş, kusursuzca sevilmiş, küçük kalbinde ona kocaman yer açılmış, sadece o ve onun gözleri düşünülmüş hayatın en güzel sürprizini yapacakken tam da sessiz sedasız çekip gitmiş tıpkı terk edilmiş bir kentte esen rüzgar gibi...
kızlar da aldatsa, erkekler de aldatsa tahminimce yaşanan acı eşittir... aldatılan var sonuçta, "hiç" yerine konulmak duygusu çok fecidir...
bu ülkede kadın aldatırsa taşlanır, erkek aldatırsa sırtı sıvazlanır.
erkekler kadınlara nazaran daha fazla ve daha kolay aldatırlar, zira seven ve sevdiğine güvenen bir kadın asla aldatmayacaktır.
hayatına giren kadın sayısının oranını erkekliğiyle bağdaştırır ve bundan haz duyar erkek.
ama kadın böyle birşeye ihtiyaç duymaz.