ibrahim karagül'ün yeni şafak'taki 1 ağustos 2016 tarihli köşe yazısının konusu.
batı birleşmiş ve orta doğu'yu parçalamak için türkiye'yi alet etmek, zayıflatmak istiyormuş.
günaydın.
suriye ya da ırak parçalanınca bölgenin tüm 'puzzle'ı bozulur. türkiye 1980'lerden bu yana bölgedeik abd eylemlerine destek verirken bu gerçeği görmezden geldi.
son darbe girişimine kadar yeni şafak'ın destek verdiği iktidar büyük orta doğu projesi denilen bu projenin destekçisiydi.
türkiye dış politikası bölgede iflas etti.
dün rusya ve iran'a karşı blokta yer alan iktidarın, bugün tam tersini deniyor olması bunun kanıtı.
karagül'ün kastettiği 'kıyamet savaşı'ndaki muhatabı fetö çeteleri mi, pkk'mı, net değil.
iktidara karşı olan herkesi düşman sayma paranoyası olmasın da...
1991 körfez savaşı ile başlayan ve 25 yıldır devam eden, önce ırak sonra libya sonra mısır şimdi suriye ve sıradaki Türkiye olan karışılık ve çatışmalar ,emparyalist batılı güçlerin nasıl bir satranç oynadığını bize gösteriyor.
sıkı durun bunlar daha başlangıç tanrıyı kıyamete zorlama diye ismi geçen büyük kıyamet savaşı yaklaşıyor .
Kitab-ı Mukaddes'in Vahiy bölümünde geçen Armagedon sözcüğü Museviler'den daha çok Hıristiyanlar için önem taşır. Museviler isa'yı Atanmış Kral (Mesih) olarak kabul etmezler ve başka bir Mesih beklerler. Bu nedenle Armageddon'la ilgili kavramlar Kitab-ı Mukaddes'in tümü için geçerli olsa da, Vahiy kitabındaki anlatımlar Museviler için geçerli olmaz.
“Altıncı melek tasını büyük Fırat Irmağı'na boşalttı. Gündoğusundan gelen kralların yolu açılsın diye ırmağın suları kurudu. Bundan sonra ejderhanın ağzından, canavarın ağzından ve sahte peygamberin ağzından kurbağaya benzer üç kötü ruhun çıktığını gördüm. Bunlar doğaüstü belirtiler gerçekleştiren cinlerin ruhlarıdır. Her Şeye Gücü Yeten Tanrı'nın büyük gününde olacak savaş için bütün dünyanın krallarını toplamaya gidiyorlar. …… :Üç kötü ruh, kralları ibranice Armageddon denilen yere topladılar. Yedinci melek tasını havaya boşalttı. Tapınaktaki tahttan yükselen gür bir ses, “Tamam!” dedi. O anda şimşekler çaktı, uğultular, gök gürlemeleri işitildi. Öyle büyük bir deprem oldu ki, yeryüzünde insan oldu olalı bu kadar büyük bir deprem olmamıştı. Büyük kent üçe bölündü. Ulusların kentleri yerle bir oldu. Tanrı büyük Babil'i anımsadı, ona ateşli gazabının şarabını içeren kâseyi verdi. Bütün adalar ortadan kalktı, dağlar yok oldu. insanların üzerine gökten tanesi yaklaşık bir talant ağırlığında iri dolu yağdı.[1]( Dolu belası öyle korkunçtu ki, insanlar bu yüzden Tanrı'ya küfrettiler.” [2](Vahiy 16 : 12-21)