kıskanmak

entry507 galeri21
    360.
  1. azı zarar, çoğu da zarardır ilişkide.
    dozajını iyi ayarlamak lazım.
    1 ...
  2. 361.
  3. Tek başına kıskanmak çok geniş çaplı bir kelime. Yine de hangi durumda kime karşı olursa olsun kıskanan kişiyi içten içe bitiren bazı durumlarda da ortaya çıktığında dışarıdan bakınca küçük düşürten duygu. Belki çok aza eyvallah ama fazlası hatta birazı bile zarar hem de büyük zarar.
    0 ...
  4. 362.
  5. 363.
  6. 364.
  7. ya kıskanmasaydık sevdiğimizi? sahip olduklarımızı, olacaklarımızı.

    çoğu zarar, azı gavatlıklık, orta pişirilmişi çok iyidir.
    0 ...
  8. 365.
  9. Çok sevdiğin bir kişiyi paylaşamama duygusudur. Gereklidir. Ama bazen bendeki kıskançlık beni bile sinir ediyor.
    1 ...
  10. 366.
  11. Kaybetme korkusudur ama kiskanclik diyerek ustunu kapatmaya calisiriz.
    5 ...
  12. 367.
  13. insanın içini kemiren, çoğu zaman gereksiz ama bende ziyadesiyle mevcut olan duygudur.
    0 ...
  14. 368.
  15. beyin denen dehlizin ne kadar garip hislere yol açtığını bize gösteren duygudur.
    0 ...
  16. 369.
  17. Alenen ve açık bir şekilde yapıldığında güçsüzlük belirtisidir.
    0 ...
  18. 370.
  19. Sevdiğin herhangi bir şeyi paylaşma tahammülü olmamasıyla birlikte doğan bir duygudur. En tehlikeli duygulardan biridir insanı katil edebilir.
    0 ...
  20. 370.
  21. Yerine ve adabına göre yapılması gereken eylem.

    Eğer karşınızdaki insanı sapık yerine koyuyorsanız, ergenmis gibi her kadına/erkeğe halleniyomuş muamelesi yapıyorsanız sizin yaptığınız Kıskanmak olmuyo. Ne olduğunu bilmiyorum ama Kıskanmak bu değil. Hele bir de karşınızdaki insanı yaftaliyip ona köpek çekiyorsanız kusura bakmayın ama lütfen siz kiskanmayin. Çünkü siz kiskanmayi beceremiyorsunuz demektir. Sizin yaptığınız ego tatmini olur, eziklemek olur. Bu ise sevdiğinizi söylediğiniz insana da kendinize de saygısızlık olur.

    Eğer yukarıda bahsettiğim şekilde kıskanıyorsanız(?) kiskanmayin.
    2 ...
  22. 371.
  23. Ben çok kıskanç biri değilim, kıskançlık çok ben biri.
    (bkz: öldürürüm kimse yaklaşmasın.)
    3 ...
  24. 372.
  25. azı yarar, ortası karar, çoğu zarar bir duygu. Sevdiklerimi yabancı insanlardan kıskanıyorum. Arkadaşları, aileleri falan değil de, yeni tanıdıkları kişilerden. tabii ki marazi boyutta değil, kendime ve sevdiklerime güvenirim. Ama sevdiğini bir yabancıyla paylaşamama duygusu baskın bende. Duygu olan kıskanmak tanımı bu.

    Ayrıca çok güzel bir zeki demirkubuz filmidir. Filmdeki seniha karakterinin eziklikle gerçekçilik arasında gidip gelen halleri oldukça ilginçti. mükerrem rolündeki berrak tüzünataç'ı ve oyunculuğunu hiç beğenmiyorum. Filmi tek başına sırtlayan kişi; seniha karakterini canlandıran nergis öztürk'tür ve bu filmle 46. Altın portakal film festivali'nde "en iyi kadın oyuncu" ödülü almıştır.
    4 ...
  26. 372.
  27. 373.
  28. başkasına gülmesinden nefret ediyorum.
    4 ...
  29. 374.
  30. 375.
  31. hem fazlasinin hemde azinin iyi olmadigi bir duygu. Fazlasi bezdirir azı sevgiyi azaltir.
    0 ...
  32. 376.
  33. Bende aşırı derecede olan şey.

    benim olanı kıskanır sahiplenirim aga.
    1 ...
  34. 377.
  35. Sevilen bir kişiyi başkasından Kıskanmak ile bir nesneyi başkasından Kıskanmak aynı manaya gelen Kıskanmak değildir.Nesneyi Kıskanmak hasettir.Sevgiliyi Kıskanmak gayret.
    1 ...
  36. 378.
  37. eğer antik yunan medeniyetinde yaşasaydım muhtemelen bu duygunun tanrısı ben olurdum.
    0 ...
  38. 379.
  39. sevginin doğal sonucu.
    aslan burcu kadınlarının en belirgin özelliklerinden biri. paranoya derecesinde olabilir. kıskançlığın sizi ele geçirmesine izin vermezseniz hayat size de sevdiğiniz insana da daha kolay. yok gözleriniz kör olursa işte o zaman sıkıntı.

    bir de sevgili kişisinin kıskandırmaktan zevk alma durumu varsa daha fena. sinir sisteminiz çok dayanmayacaktır.
    3 ...
  40. 380.
  41. Kıskandıkça kaybedersin. Tek aşık olduğum kız bana bunu öğretti.
    1 ...
  42. 381.
  43. 1. Karşıdakine fazla değer verip sahiplenme sonucu ortaya çıkan duygu. Seven insan kıskanır.

    2. Birini çekememe
    0 ...
  44. 382.
© 2025 uludağ sözlük