öyle olsa bile, zamanında kemalistler vermemiştir ve bugünlere kadar taşımıştır el üstünde yavru vatanı. eoka'ya yardım eden işbirlikçi şakirtlerden olmamış; gidip savaşılmasını düşmanın atılmasını sağlamışlardır. okyanus ötesinin kemalist düşmanlığı yüzünden olmuştur bu da... ama dönen oyunlara kapak gibi cevap verilmiştir.
şimdi böyle düşünen sevgili şakirt arkadaşa sormak isterim;
-sen bu ülkede devlete ait bir şeyin olduğunu mu sanıyorsun gerçekten?
-ak parti iktidarında topraklarımızda ne kadar yerin kimlere satıldığından haberin var mı?
-ak partinin başındaki adamın nereli olduğundan haberin var mı?****
-ak partinin başındaki adamın eşinin "kürt değilim", "kürtçe bilmiyorum" demesine karşın kürtçe'yi şakır şakır konuştuğundan haberin var mı?*
şimdi, kimse ülkeyi bu insanlara emanet ettiğini açıkça böğürüp de başkalarına taş-çamur atmaya sakın sakın kalkmasın. önce kendi pisliğini temizle, ondan sonra ne yapacağına karar verirsin.
"Arkadaş ne kemalistmiş ya, isteyen istediğini kendine örnek alır " zihniyetini insanın beynine zorla sokan bir başlıktır. Kıbrıs'ı verip kurtulalım diyenlerin chp, mhp, dtp, dsp, kemalist zihniyet, dindar zihniyet vs. mensubu olması gerekmiyor ki. Bu tamamiyle kişisel bir yaklaşım. isteyen verelim der, istemeyen vermeyelim der. Kimsenin kimseye bişiler yapıştırmaya kesinlikle hakkı yok. Kıbrıs olayının yaşandığı günden itibaren, başımıza bela olmasını, hep bir götürüsü olduğunu, hiçbir getirisi olmadığını ne şekilde cevaplayabilir bu non-kemalist zihniyetler? Allah'a dua edip burayı tanısınlar, türkiye'nin olsun mu diyelim? Ya insanı dinden çıkarıyorsunuz diye böğürtçeksiniz ortalıkta sonunda. Ayrıca (bkz: Kemalistler ve Dincilerin Anneleri)
bunca yıllık kemalist olmama rağmen bu şekilde düşünen bir kemalistle hiç karşılaşmadım şimdiye kadar. bunu söyleyen seval acaba hayalindeki kemalisti mi konuşturmuş?
hayatında kıbrısa bir kere gitmemiş kıbrısta ne olup bittiğinden haberi olmayan o salyalarını akıttığı klavyeden uzaklaştırılması gereken insan çeşididir. kıbrıs'a acilen bir çözüm bulunması gerektiği aşikar ama çözüm kıbrısı vermek değil.
unutmayalım ki biz kıbrıs'ı sadece kuru bir toprak davası için elde tutmuyoruz. kıbrıs türkiye'nin güvenliği açısından son derece stratejik öneme sahiptir. kıbrıs'ın hemen şöyle bir güneyine ve güney doğusuna bakmak bunu anlamak için yeterli olabilir.
