kktc tarafından hayali kurulurken, rum yönetimi tarafından sıcak bakılmayan ve "ada bir bütün olarak rum yönetiminin hakimiyetine girsin." istenen sistemdir.
evet, kktc halkı rumlarla birleşip dostça yaşamak istiyor; ama, rumlar, çocukluktan beri okullarda "işgalci türkler" söylemleriyle nefret dolu yetiştirildikleri için, 2 federasyona razı olmuyorlar.
açın rum kanallarını izleyin; sürekli "işgalci türkler" ifadelerini duyarsınız.
kktc kanalını açın: "rum halkı kardeşimizdir." temalı cümleler duyarsınız. rum yönetimi, türklere karşı bu kadar ezici bir politika izlerken, sadece kktc halkının çabasıyla barış ortamı oluşması zor. barış, iki taraf da isterse olur çünkü.
ve rumların barışmak gibi bir isteği yok; rumların tek istekleri tüm adaya hakim olmak. rumların "megali ideaları" var. tüm adaya hakim olmak ve adada ezici güç olmak; kktc halkını 2. sınıf vatandaş statüsüne düşürmek istiyorlar.
eşit hak ve özgürlük yerine rum egemenliği istiyorlar.
sözlükte ilgi çekmeyen bir konudur. osmanlı toprağı diye hönkürenlerin kıbrıs'ı ötelemesi takdire şayandır.
rum kesiminin elinde ekonomik güç var. kktc vatandaşların bu olaya sıcak bakmasındaki tek gerekçe bu. bir oyun dönüyor, piyonlar üstüne düşeni yapıyor.
akplilerden hala ingiliz derin devleti diyen çıkmadı, asıl merak edilen budur.
ters bir şey söylemek istemiyorum. kıbrıs'ı sayenizde kaybedersek ve bu halk gereken tepkiyi vermezse bu halka da ülkenin ve bölgenin geleceğine de güvenim kalmaz. çok net! ayrıca, kıbrıs'ı sayenizde kaybedersek yok tayyip batıyla oyun oynuyormuş, bölgesel aktör oluyormuşuz falan dinlemem, tayyip resmen ve kalben yahudi-hıristiyan projesi olan büyük ortadoğu projesi(bop) eşbaşkanıdır derim ve bu konuda kararım sabit kalır.
devlet ciddiyetine yakışmıyor, evet. ancak bir şart koşabiliriz. rum kesiminde ingilizlere ait bölge var ya, o bölgeyi yönetim türklere geçtiğinde yarısı, rumlara geçtiğinde yarısı olmak üzere ruslar yönetecek. şartımızı kabul edersiniz, imzalarız. kabul etmezsiniz, işler bu şekilde kalır. üstüne en donanımlı sondaj araçlarımızla bölgeyi değerlendiririz diyebiliriz. harici olarak, sert bir hamle daha yapmalıyız. japonlara bizim kısmımızda denize de paralel ve yunan sınırında olmak üzere askeri üs, güney kore'ye de hatay'da denize yakın yerde askeri üs verebiliriz. bütün bunlar için bm ve nato'dan çıkmamız gerektiğinin farkındayım ancak bunu dalga geçer gibi, göstere göstere bu birliklerden çıkmadan ve hızlı bir şekilde yapabiliriz. hadi yapmadık, dillendirsek bile, rusya, japonya ve kore'yi konu dahilinde heveslendirsek bile üçbuçuk atar batı. o zaman bölgede doları da, euroyu da istediğimiz seviyelere getirebiliriz.
kktc halkı ne istediğini bilmiyor ama bildiğini sanıyor, kimlik karmaşası yaşıyor. özellikle 80 doğumlular ve sonrası, emperyal gölgelerde filizlenmiş hastalıklı fikirlere sahip. yazık...
boş hayal kuranın hayalleri kırılır. memleket meselelerinde gerçeğe aykırı hareket edemezsiniz. bir gün bu düşlerinizden ''köle olarak'' uyanırsınız, atatürk'ün dediği gibi.
Denktaş gibi mücahitlerin, uzlaşmaz ve koltuk sevdalısı gösterilmesi akabinde siyaset sahnesinin dışına itilmesi, yerine "Türk askerine ve Türkiye'ye hayır"cıların yerleştirilmesi maalesef bizim eserimizdir.
Kıbrıs'tan, ingiltere bile vazgeçmezken, bizim vazgeçebileceğimizi düşünmek....
Kıbrıs bizim için Akdeniz'in kalesidir, Anadolu'nun güneyden savunma mevziidir.
