bugün

Ben çok güzel bir aşk sahibi olacağımı sanırdım. Herşey güzel olacak, o aşk ayağıma kadar gelecek, karşıda ki insan beni mutlu edecek,ona sırılsıklam aşık olacağım vb. Öğrendim ki olay öyle değilmiş ve ben çok yanlış gelmişim.
sarışın ve mavi gözlü değilsen güzel olamıyorsun sanıyordum.
Cedric'i trakyalı sanıyordum.
Ruhsar'daki güzin ablayı allah sanıyordum tövbe tövbe.
annem ve babamı çok büyük sanıyordum ya şimdi bakıyorum o neredeyse ben o yaşa gelicem.
denizleri itfahiyenin istediğimiz yere su doldurup oluşturabildiğini sanıyordum.
Evimizin penceresinden baktığımda görünen dağın arkadasında dev hayvanlar ozellikle ayı var o yuzden o daglar bariyer gorevi görüyor.
"mahallenin muhtarları" dizisinde sezon sonunda fadime'nin içinde bulunduğu araba, denize uçunca fadime ölmüştü bende fadime gerçekten öldü zannetmiştim. başka bir yerde fadime'yi görünce kafamda deli düşünceler...
Ali Şen (oyuncu olan) ile Kemal Sunalı baba -oğul zannetme.
devlet ecevitin sanırdım.
ediz hun ile edison'u aynı kişi, filmlerin de izlendiği an çekildiğini zannederdim.
Minareyi Allah sanıyordum, töbee.
Güzel kızlar ossurmaz sanıyordum. Büyüdüm, gençliğimin içine sıçtılar.
(bkz: yak sigaraları yak yak)
Bulutların pamuktan yapılarak oraya yerlestigini dusunmektir.
(bkz: çocukken yanlış bilinen şeyler)
hayret kimse yazmamış *

münir ve adile'yi gerçek karı-koca sanmak.
Köpeği kedinin babası sanırdım.
Dizideki ölenlerin gerçekte de öldüğünü sanardim.
Şöyle uzun uzun düşündüm de sandığım hiçbir şey yok. Nasıl çocukmuşum yav ben ilginç. Çok akıllıydım galiba, vay bana.
ay beni takip ediyor sanardım.
Kadın pedi reklamlarında kadınların ballandıra ballandıra kuru kaldıklarını anlatmalarına anlam veremezdim çünkü Orkid i bebek bezi markası zannederdim. Oysa kendilerini değil çocuklarının nasıl kuru kaldığını anlatmalıydılar.
Benzinin varlığından haberim yoktu. Arabaları Allah kendi ittiriyor sanıyordum.
arabaların, bir balon gibi ekzosundan hava püskürterek ilerlediğini sanırdım...
dedemi tanrı sanıyordum. Meğer babaanem tanrıymış.

(bkz: demigod)
dünyadayken bir yere tükürünce. öldükten sonra dilimizin uzayip o tükürdüğümüz yeri yalayacağını sanardım. ne yapayım öyle korkuttular. iyi ki korkutmuşlar. hiç tükürmedim... (sokağa)
dinlediğim çok eski şarkıların solistlerinin yaşadığını zannetmek.
sadece yaşlıların öldüğünü zannederdim. savaşlarda sadece askerlerin öldüğünü. anne babaların sonsuza kadar yaşayacaklarını ve insanların hep verdiği sözleri tuttuğunu.