küçüklük başlı başına farkında olunmayan bir mutluluk olayıdır. haricinde;
sabahın köründe kalkıp, kar kış dinlemeden çamurun içinde misket oynamak. misketin köküldüğü zamanlarda toto oynamak, totoya para kalmadığı zamanlarda çivi saplamaca oynamak.
bok varmış gibi halk pazarının kurulduğu günlerde pazar arabasını çekmek için binbir heves annenin eline saldırmak. şimdi arabayı çekmeyi bırak, pazarın içinden geçmemek için yolumu değiştiriyorum gerçi ama yine de süper market arabalarına karşı bir zaafım var hala.
pakemon tasolarından eyş tasosunu ütmek. (eyş nasıl yazılıyor heheh)
Sonra çocuk zırlamıştı 'tasomu ver yeaa' diye bir güzel dayağımı yemişti. Tabi bende abisinden hayatımda ki en okkalı köteği yemiştim. Eve ağzım burnum kıpkırmızı şekilde ağlayarak gitmiştim ama elimde o taso olduğu için mutluydum.