küçük üniversitelerdeki hocaların durumu maddi, manevi, psikolojik durumlarını, eğitim olanakları, eğitim koşulları ve yaşam koşullarını kapsar.
bazı küçük üniversitelerdeki hocaların durumu gayet iyidir. maaşlarını tıkır tıkır alırlar, çalışma koşulları rahattır. ayrıca idareciler hocaların gelişmalerine (mastır, doktora) destek olur. zaten bu üniversiteler en yakın zamanda küçük üniversite konumundan sıyrılıp büyük üniversite haline gelecektir. ama diğer taraftan bazı küçük üniversiteler vardır ki küçük hesaplar peşinde koşar. bu üniversitelerde çalışanlar ben ilerde Ankara ya da istanbul'da çalışmayı planlıyorum derse dışlanırlar. hatta es kaza bu niyetlerini iş başvurusu sırasında dışa vururlarsa zaten hiç işe alınmazlar. çünkü ömürlerini bu üniversitede çürütmeye mecburdurlar. bu üniversitelere giriş vardır çıkış yoktur. ya benimsin ya toprağın mantığıyla iş görürler. sanki Türkiye'de hiç işsiz yoktur ve sizin gitmenizle oluşacak boşluğu asla ve asla kapatamazlar. Bu üniversitelerdeki idarecilerin psikolojisi o kadar bozuktur ki aslında tüm derslerinizi 3 güne sığdırabilecekken bilerek 5 güne yayarlar ki hafta sonu istanbul ya da Ankara'ya gidemeyin hep küçük şehir psikolojisinde kalın. Bunu yapmadaki bir başka amaçları da başka üniversitelerin iş sınavlarına girmenizi engellemektir. Hatta bu engelleme meselesinde o kadar ustadırlar ki falanca hoca olur da internette her hangi bir üniversitesinin ön elemesini geçtiğinizi görürse vay halinize. hemen hedefiniz olan üniversitedeki hocaya bir telefon eder ve hiç şansızın kalmamasını sağlar. siz de eliniz böğrünüz de kalırsınız. bitmedi olur da kazayla okutman falan olduysanız ve doktora yapmayı planlıyorsanız yapıp yapamayacağınız idarecinizin eğitim durumuna bağlıdır. Olur da idareciniz yüksek lisans mezunuysa ve dedikodu yapmak varken doktoraya vakit ayıramıcak durumdaysa size gıcık olur ve siz doktora yapamayın diye her türlü dolabı çevirir.