-"iyi akşamlar efendim, biz Yalnızlık Gazetesi’nden arıyoruz, bir sorumuz olacaktı, cevaplayabilir misiniz?!"
-"Şu an meşgulüm, bileklerimi kesiyordum, daha sonra belki.."
-"iyi akşamlar efendim, biz Türk Dili ve Atraksiyonları Kültür Dergisi’nden arıyoruz, bir soruşturma için rahatsız etmiştik sizi.."
-"Şu an yoğunum, Ten Dili ve Sefaleti üzerinde çalışıyorum, boşaldıktan sonra belki.."
-"iyi akşamlar efendim, biz sizi Aydınları Koruma Cemiyeti’nden arıyoruz, bir panel için acaba.."
-"Şu an boşluktayım, fikir birliğine girdikten sonra belki.."
-"iyi akşamlar efendim, biz sizi yurtta sulh partisi’nden arıyoruz, "emperyalizme hayır" imza kampanyası için sizin de adınızı.."
-"Şu an adımı değiştirmek için mahkemeye başvurdum, adalet yerini bulduktan sonra belki.."
-"iyi akşamlar efendim, ben telefonunuzu bir arkadaşımdan aldım, belki bu gece başbaşa bir yemek ve ardından çılgınca bir.."
-"Şu an cinsel kimliğimi bir yakınıma ödünç verdim, iade ettikten sonra belki.."
-"iyi akşamlar efendim, ben Zırtpırt FM’den arıyorum, şaka yapmak istediğiniz bir tanıdığınız varsa eğer.."
-"Şu an kimseyi tanımıyorum, birileriyle tanışır tanışmaz belki.."
-"iyi akşamlar efendim, biz Halkların Kardeşliği, Etnik Özelliklerin Enişteliği, Kültür Mozaiğinin Görümceliği Vakfı’ndan arıyoruz, bir akrabalık açılımı ve fraksiyonu bazında kim bilir sizin de.."
-"Şu an hayatla ters temas halindeyim, düz temasa geçtikten sonra belki.."
-"iyi akşamlar efendim, biz sizi TNT adlı yerel bir televizyon kanalından arıyoruz; globalleşmenin tartışılacağı bir müzik-eğlence programına konuk.."
-"Şu an ergenlik çağımdan yeni çıktım, kurulanıp giyineyim, ben sizi ararım .."
-"iyi akşamlar efendim, yayımlanan son kitabınız hakkında birkaç eleştirim olacaktı, acaba siz neden.."
-"Şu an çatladım, su sızdırıyorum, telafisi mümkünse telafi edip size dönerim.."
-"iyi akşamlar, beni terkettiğin günden beri mutlu musun, bunu öğrenmek için aramışt.."
-"Şu an yeryüzündeyim, gökyüzüne gittim mi, ben sana bol melekli bir mektup yazar, herşeyi tek tek açıklarım.."
ha bi'de küçük iskender ba$lığına "büyük iskender'in pipisi, iskender'in porsiyonu" gibi $eyler yazanlara da veriyormu$ iskender. ulan bu kadar mısınız be?
Kitaplarını açık arttırmaya çıkarmasından çok, kendini açık arttırmaya çıkarması koyuyor bana bu sıra.. Hollanda'ya gidecekmiş, gitsin.. Mezarıma gelmeyin dedi, gitmeyiz.. Peki ya sonrası.. Yine de her satırı değerlidir, şair kişidir..
gün itibariyle imge kitabevinde imza günü olmuş olan, şiirlerinin yarattığı etkiyi kendisi daha da bir pekiştiren yazar/şair.
şairler şizofrendirler ve aşka aşıktırlar, bu nedenle ki aşkı yaşayamazlar.
şu şekilde karşılamıştır zat-ı alimi:
-ne zamandır görüşemedik seninle...
-ya öyle oldu, bu karşılaşma iyi oldu.
-nasılsın, iyi misin görüşmeyeli?
-iyiyim, ya sen?
-sağol. bak şu işe adını bile unutmuşum?
-kolik fobik.~ ~
-hah tamam,
kolik fobiğe...
hayat tehlikeli ama bırakma...
küçük iskender 22 mart '08
(...)
-kendine iyi bak.
-tabi sen de. **
bir de alıntı:
-murathanla iskenderin farkı ne?
-iskender eşcinsel, murathan ibne.*
çok güzel yazar kendisi, ibneliğine takılıp kalanların algılayamayacağı benzetmeleri, betimlemeleri,istiareleri vs. cidden etkiler okuyanı.
ama beğeniler nesneldir neticede, ismail yk'yı en iyi gelmiş geçmiş sanatçı ilan eden bir ülkeden ne denli bilinçlilik beklenir o da ayrı. neyse koy götüne rahvan gitsin, şiirine bakın siz.
Bir organ nakli gibi sevmiştim seni;
Çürük gözlerine bağışlanan ellerim,
Yırtık dudaklarına bağışlanan şiirlerim..
Darmadağın kadınların,darmadağın ettiği erkekler gibi
Sevmiştim seni...
Çok eskitilmiş bir aşkın hatırlanması,
Sevgilinin resmi karşısında çocuksu bir iç kanaması
Aslında işin açıkçası;
Rüzgarın fırtınaya dönüşmesi gibi
Hayatına yönelik bombalı bir saldırı gibi
Geriye çekilirken herkesi öldürmek gibi
Sevmiştim seni...
Ruhum kan kaybederken nasıl tutarım seni şimdi deniz gibi,
Neticesi olmayan herhangi bir sebep gibi
Ortalık yerde durup dururken
Sevmiştim seni...
Atlara kalırsa çoktan kaybettik savaşı,
Mızraklar kırıldı,kalkanlar delindi,ganimetler paylaşıldı.
Kasaba meydanında birbirini dövmekten
Yorulan iki kovboy gibi,
Bir tabancanın namlusuyla tetiğiyle,
Kendisinden farklı,
Kendisinden ayrı,
Bir silahın şarjöründe tanışan iki soğuk mermi gibi,
Aynı bedene sıkılan iki el kurşun gibi,
Katille kurban arasında o birkaç saniyelik telaşla
Sevmiştim Seni...
vallahi hakkında açılan 7 sayfayı tek tek inceleyerek acaba benden evvel yazan var mıdır diye bakmaya dermanın yok , o yüzden yazıyorum :
bir dost sohbetinde can yücel'le küçük iskender yanyana otururlar. bir ara sohbet şerbetlenince küçük, elini can yücel'in bacağına atar. yücel hopp ! der ve ekler : " sikseydik büyüğünü sikerdik ! " **
çünkü aklım acıyor.
çünkü sevdiğime dokundukça bölünüyorum.
çünkü isyanım bir komplo.
çünkü alt katta biri dolaşıyor.
çünkü iktidardan iğreniyorum.
çünkü her masalda biraz bizden var.
çünkü terk edenin, sesi unutulur ilkin.
çünkü dönemem. çünkü dönmez, dönemez.
çünkü titriyorum.
çünkü tren devrildi. ölü çok.
çünkü ağrı bütün vücuda yayılıyor.
çünkü vurulduk.
çünkü kolaj , zehri çoğulluyor.
çünkü birbirimizi işitmiyoruz.
çünkü birbirimizi istemiyoruz.
çünkü suçu üstümüze aldık.
çünkü sanki teslim olduk.
çünkü kolay ölmeyeceğiz. şiirinin şairi...
damarlarında herhangi bir beyin süngerleştirici sıvı dolaşmadığında dr.jeckyl, uyuşturucuyu filan geçtim, alkolü bile biraz fazla aldığında mr.hyde olduğunu düşündüğüm zavallı adam.. pek çok azınlık aktivisti gibi (evet genelleme yapıyorum, ve de bilerek ve isteyerek, sonuna dek arkasında durarak yapıyorum), eşitlikçi ve barışçıl ve dahi hümanist bir söylemin içinde, dahil olduğu azınlığa sonsuz ve faşizan güzellemeler yaparak, hem ayrımcılığı hem de eşitsizliği pekiştirmesi itibariyle, bir kitlenin ilelebet, önlerinde sıçsa bile ikonu ve idolü olacak, geri kalanlar içinse mide bulantısı ile hüzün arasında bir duygu uyandırmaktan öteye gidemeyecektir.. küçük iskender güzel şiirler değil güzel cümleler yazabilmektedir, velhasıl bunların hangilerini bir araya getirirse daha anlamlı bir bütün oluşturabileceği konusunda net bir fikir oluşturamadığı ve oluşturmamaya da direndiği açıkça görülebilmektedir.. ismine vurularak aldığım "ikizler burcu hikayeleri" kitabında, zaman zaman bu cümlelerden, yine beğenilebilirlik katsayısı yüksek paragraflar bile oluşturmayı başarabildiği tarafımca gözlemlenmiştir; ki bu da sanırım beyninin daha az süngerimsi olduğu bir döneme tekabül eden bir çalışması olduğu içindir.. öte yandan zannımca bir yazı bir hamlede çıkmamaktadır; dolayısıyla normal zamanlarında oluşturabildiği paragrafları, kafası güzelken birleştirince karşımıza yazınsal quasimodolar çıkmaktadır..
en gay ve gay friendly insanları bile canlarından bezdiren, olaya toplumsal ve kültürel çalışma adına ismini koymuş akademisyenleri hayatın anlamını sorgulamaya itmiş ve bunu da sadece sahip olduğu cinsel kimliğin etrafında oluşturulan gayrıresmi affirmative action (maalesef türkçesini bilemiyorum) ve siyaseten doğruluk haresine, pardon bir de goygoycularına güvenerek yapmış olan bir adamı, sadece etkileyici cümlelerine ve ergenlik dönemi hezeyanlarını sembolize eden temalar üzerine seri zırvalamalarına istinaden sevebilmeyi, hatta kendisine aşık ve/veya hayran olabilmeyi başaranları da genişlikleri ve sabırları için tebrik ediyorum..
günümüzün tartışmasız en kuvvetli kalemine sahip birkaç şairinden biridir kesinlikle. her ruhta kendine yer bulan bir eseri mutlaka vardır. zaman zaman zorlar insanı, zaman zaman yorar, zaman zaman parçalar ama ne yapar eder yüreğinize sızacak bir nokta bulur mutlaka. yüreği "büyük" adı "küçük" iskender'dir o.