" Her şey bir sokak çocuğunun elini cebine sokabildiği kadar boş... Öznesi olmayan cümleler gibi değersiz... Ve senin Naber soruna iyilik dediğim kadar yalan..."
bir damla olma şansı verseler rakıya damlayacak olan ayyaş.sözler yinede fena değil. veri gud da olabilir kanımca. bide bana nedense makedonyalı büyük iskenderi hatırlatır.
ismini görmekten ve duymaktan bıktığım şair, he iyidir, güzeldir ama artık çoluk çocuğun şairi olmuştur. keşke bu kadar insan bilmeseydi de daha bi güzel gelseydi gözüme.
'sana tuz yalatsam; sabaha kadar tuz yerine suyu düşünürsün. işte çelişki burada gibi görünse de nesnel hareketin kanıtıdır bu. bir durumla uyarılan her durum, bir başka durumu işaret edecektir. beni sevdiğini söyledikçe sen, ben bir diğerini sevdiğimi hatırlayacağım. buna ihanet diyemezsin...'
bu adam beni öldürecek..
"hiç durmadan parantez aç, ben kapatırım... sen ünlemlerle takıl, ben soru işareti olup aklında saltanatlar kurarım... sen eksilerden artılara geç, çarpıları ben atarım... sen virgüllerle uğraşırken, ben çoktan noktayı koyup kayıplara karışırım ve sana öyle bir eşittir bırakırım ki, eşitleyecek hiçbir şey bulamazsın!..."
Tanrı her kış başlangıcında bir melek kurban edermiş kendine. Sen: elleri mücevher olan! Sen: bakışları vaaz olan! Sen: hep bir başkalarında hep bir başka olan tanım! Seni severek seni daima ben tanımladım!
kusura bakma dünya, biz seninle anlaşamıyoruz.
ya ben sana fazla geliyorum,
ya da sen benim hayallerime dar geliyorsun.
ayır bizi hakim bey.
zaten görücü usulü evlendik.
ne ona sordular bunu alır mısın? diye,
ne de bana sordular dünya'ya gelir misin? diye..
gibi üzerine yorum dahi yapılamayacak dizeleri döktürmüş olan şahıstır.
'sana tuz yalatsam; sabaha kadar tuz yerine suyu düşünürsün. işte çelişki burada gibi görünse de nesnel hareketin kanıtıdır bu. bir durumla uyarılan her durum, bir başka durumu işaret edecektir. beni sevdiğini söyledikçe sen, ben bir diğerini sevdiğimi hatırlayacağım. buna ihanet diyemezsin...'