küçük bir çocuğa saygı göstermek

entry3 galeri0
    ?.
  1. Yetişkinlerin birbirine saygı göstermediği bir ortamda uygulanması saçma olur. Su kaçırır, mayası tutmaz. Bunca hazımsızlığın içinde çoluk çocuğa maytap patlatmak, mahalleler arası maç yapmak gibi çocukça oyunlara yönlendirilmesine yol açar. işte o zaman gelecedğin talibanını holiganını yaratmış olursun. Çocuk çocuktur yetişkin muamelesi yapmak sorunları tavan yaptırır.
    0 ...
  2. ?.
  3. bu işe ilk olarak onun düşünce ve fikirlerine hoşgörüyle yaklasıp onu takdir etmekle başlanabilir.
    4 yaşında bir kız çocugu sahibi olarak hiç bir zaman onunla çocuk gibi konuşmamışımdır her daim fikirlerine saygı gösteririm. söylediklerini ciddiye alırım bazen öyle mantıklı önerileri oluyor ki ben bile şaşırıyorum.
    ben ona bu şekilde davrandıkça kızımda bana karsı saygılıdır. asla sesini yükseltmez benim yapılmayacak dediğim şeyi yapmak için ısrar etmez.
    kısacası saygı göstermek beraberinde saygıyı getirir. çocugun kendine güvenini oluşturur.
    bu konuda biz annelere büyük görev düşüyor.
    0 ...
  4. ?.
  5. --spoiler--
    Ziyaret ettiğim bu güleryüzlü sıcak ailede, iki olay gerçekten dikkatimi çekti. Bunlardan ilki, Sally'nin babası George'un torunlarıyla konuşurken onların göz hizalarına inmesiydi. Bunu o kadar doğal yapıyordu ki, artık farkına varılmadan yapılan bir davranış olduğu belliydi. Sally'ye, babasının torunlarıyla hep böyle mi konuştuğunu sordum. "Evet" yanıtını alınca, kendisi çocukken de babasının, onunla göz hizasına inerek mi konuştuğunu sordum. "Evet, biz böyle biliyoruz. Ağabeyim Brian da çocuklarıyla böyle konuşur; ben de kendi çocuklarımla böyle konuşacağım. Biz böyle biliyoruz" dedi. Tüylerim diken diken oldu. Ben üniversite öğretim üyesiydim ve insan psikolojisi benim uzmanlık alanımdı ama üç çocuğumdan hiçbiriyle göz hizasına inerek konuştuğumu hatırlamıyordum. Kendime kızdım; sonra kendime kızmaktan da vazgeçtim, beni yetiştirenlere kızdım. Sonra onlara kızmaktan da vazgeçtim ve bütün nesilleri yetiştiren kültür ortamına kızdım. Daha sonra kimseye kızmayacağımı anlayarak, oradaki öğrenme fırsatından yararlanmaya karar verdim. Torunlarının önünde diz çökerek konuşan dede George'a "Beyefendi, çocukların göz hizasına inerek konuşuyorsunuz!" dedim. Bana biraz şaşkınlıkla gülümseyerek, "Tabii, onlar küçük insanlar!" yanıtını verdi. Öyle bir bakışı vardı ki, bu bakış sanki "Bu kadar doğal bir şey ki, herhalde bunu herkes yapıyordur; sen yapmıyor musun?" diyordu.

    O bakışa karşı bütün yaptığım, mahcup bir gülümseme oldu.

    Bu güleryüzlü sıcak ailede dikkatimi çeken ikinci olay, Sally'nin ağabeyi Brian'ın davranışı oldu. Brian, Pasifik ülkeleriyle ticaret yapan, oldukça varlıklı biriydi. Evlerinin büyüklüğünden, yüzme havuzundan, çiftliklerinden, arabalarının türünden ailenin zenginliği belli oluyordu. Kahvaltıdan sonra saat on bir dolaylarında telefon çaldı ve Brian bir süre telefonla konuştu. Ofisten arıyorlarmış, Koreli bir işadamı Los Anegeles'ta imiş, kendisiyle görüşmek için helikopterle saat 14'te gelmek istiyormuş. Başka bir randevusu olduğunu söyleyerek bu teklifi reddetmiş olan Brian, bize durumu şöyle açıkladı: "Dört çocuğum var ve her hafta biriyle dört saat başbaşa geçiririm. Bugün dört yaşındaki kızım Mary'le randevum var. Çocuklar çok çabuk büyüyorlar, eğer dikkat etmezsen, bir bakıyorsun, büyümüşler ve onlarla beraber zaman geçirme olanağı kaybolmuş.
    --spoiler--
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük