dili bir iletişim aracı olarak görme eğilimindeki kimse için garip karşılanacak bir tutumdur. kavramların kendine özgü olamayışı ve öznelliğimizle sıkı bir ilişki halinde bulunması nedeniyle bir propaganda aracı olarak algılanan dil elbette tepki görecektir. düşünülmesi gereken şey ise şudur; neye karşı ya da ne sebeple ifade edildiğine bakmaksızın, nefretin ne olduğunu soracak kadar "sade düşünceli" olabilir miyiz?
türkçe konuşanlardan nefret etmek gibi anlamsız birşeydir. bir insan konuştuğu dil sebebiyle nefret edilecek birşey yapmış oluyorsa o insanında türkçe konuşanlardan nefret etme hakkı vardır. nekadar anlamsız değil mi? nefret edecek ne var. kuş dili konuşanlardan da nefret ediyor musunuz?
türkçe bilip toplum içinde inatla kürtçe konuşanlardan nefret etmekle eşdeğer. dolmuş anıları:
arka ikili: zırtçşkt nahoöl anhestwxsky xiç...
ben: abi bu ne biçim dildir sabahtan beri ağzıma sıçtılar ya!
arka ikili: neden böyle konuşuyosun ki? dil bilmek çok iyi bişey...
buyrun burdan alın alevi...
herkes istediği dili konuşmakta özgürdür. Ben şimdi maskece diye bir dil uydurup sağda solda konuşmaya kalksam bana en fazla "ulan herife bak sikmiş kafayı" dersiniz. Ama bölücü demezsiniz.
Kürtlerden neden nefret eder insanlar?
Bölücülük yaptıklarına inandıkları için, türkiye cumhuriyeti'ne düşmanlık ettiklerine inandıkları için.
Tamamen duygusal nedenlerden yani.
Kürtler ile bölücülük yapan kürtleri birbirine karıştırmamak lazım.
Karadeniz Bölgesi'nde bir grup temel kalkıp da "ula uşağum tc'yi istemiyruk, hamsi cumhuriyeti kuracağuk" dese acaba temel fıkralarına gülmekten de vazgeçer misiniz?
PKK, türkiye cumhuriyeti'nden toprak koparık kendi ülkesini kurmaya çalışan, sözde kürt kökenli bir terör örgütüdür.
Ve PKK eylemleri ne yazık ki kürtler ile bağdaştırılmaktadır.
Oysa ki PKK'nın kuruluşunda kürtlerden başka herkesin katkısı vardır.
insanımız tüm bu muhakemeyi es geçerek doğrudan kürtleri silmektedir.
Bu kompleksi de uzun süre üzerimizden atacakmışız gibi görünmüyor.
resmi dil ne ise devlet dairelerinde o dille konuşulur. hizmetler o dille verilir. devlet, işgörenleri olan memurlarından diğer dilleri öğrenip o dille hizmet etmesini beklemez. gerekirse tercüman kullanır. ama resmi dil budur. anayasanın atıfta bulunulan maddesi bunu söylemektedir.
şimdi tıpkı başörtüsünde olduğu gibi kamusal alan icat etmeyin. evinde sokakta insanlar isterse kuş dili ile konuşur ister işaret dili ile. resmi dil ile zorunlu dil, yasaklı dil gibi icatlarda bulunmak ahmaklığına düşmesin kimse.
insanların düşünce ve hareketlerinde, başkalarının özgürlüklerini kısıtlamaksızın, ayrıca yasalar dahilinde hareket etmesi durumudur.
Örn. Kürtçe konuşan bir vatandaşım kendini öyle ifade eder ben saygı duyarım. Aynı zamanda o dilden nefret eden nefret eder onada saygı duyarım. sanırım bu ülkemizdeki düşünce ve ifade özgürlüğünede biraz girmekte.
ne olursun nefret etme bizden sen bizi sevmezsen neyleriz biz. nefret ediyormuş, evet konuşuyorum kürtçe konuşuyorum. zoruna giden varsa bacağım girsin.
doğru bir davranıştır fakat sadece kürtçe ile sınırlamamak gerekir. madem türkiye'de yaşıyoruz o halde özellikle toplum içinde türkçe konuşulmalıdır. hangi milletten olursa olsun biri (ki şahsımda göçmenim) toplum içinde yabancı bir dil konuştuğunda o toplımdaki insanlar bundan kesinlikle rahatsız olurlar. kimin ne konuştuğu kimseyi ilgilendirmez ama toplum kuralları denen bir şey vardır. ayıptır.
kürtçe konuşmaktan değil de kürtçeyi neden konuştukları beni nefrete sürükler.
gördüklerim arasında, kürtçeyi t.c.'ne karşı olma eylemi olarak kullananları öyle bir güzel eleştiririm ki.
kürtçeyi savunma mekanizması olarak gören aşağılık psikoloji içinde olanlar ,hep öyle kalacaktırlar.umurumda da değildir bir adım ileriye bile gidememeleri.
uyandırdığı düşünülen histe bi sakatlık var bence. yani ben bunları görünce nefretten öte bi tiksinti duyuyorum. ki ben bu tiksintiyi bir fare önümden "fıtı fıtı" diye hızla geçtiğinde de duyarım. he "amına koduğumun faresi" diye sövdüğümüzde bu hezeyanın nefretten geliştiğini düşünüyorsanız farenin annesiyle de ilişkiniz olduğu konusunda ciddi şüphe duyarım. fare de olsa anneler kutsaldır; sonuçta 9 ay karınlarında taşıyorlar. ana hakkı ödenmez.
evet arkadaşlar bu hafta ilk olarak nasıl faşist oldum kitabını hepberaber inceleyeceğiz. gelecek hafta ise beynini kullanmayı kabul etmeyen insan gruplarından bahsedicez. önçalışma yapmak isteyenler, andavallar ansiklopedisinden araştırıp gelebilir. evet bugünkü ders şimdilik bitmiştir, dağılın!
Böyle düşünen kişinin annesiyle,Hitler'in vakti zamanında çok yakın münasebetlerde bulunduğuna inanmama neden olan düşüncedir.Bide hitlerin soyu yok derler varmış hemde bizim sözlükte yazıyo ya la.
-Kürtçe konuşanlardan nefret ediyoruz dimi anne
-Önemli olan neyce konuştuğu değil oğlum işlevidir.Durbi şunu içimden çıkarayımda sonra konuşalım.
türkiye'de ilk öğretim, ortaöğretim ve üniversitelerde, ingilizce, almanca gibi diller zorunlu ders olarak gösterilir. dolayısıyla türkiye'deki hemen hemen herkes ingilizce ve almanca gibi dilleri konuşur.
ayrıca türkçüyüm diye geçinen mallar, anayasadan örnek gösterip kendilerini haklı çıkarmaya çalışan kaypak kürt düşmanları, sokakta fransızca, ingilizce konuşan birini gördükleri zaman götleri düşer, hayranlıkla bakarlar.
niçin konuşulduğuna bağlı olarak değişir. geçen otobüs te iki tane ninem yanyana oturmuşlar kürtçe konuşuyorlar. o kadar seivmli konuşuyorlar ki kürtçe bilmiyorum anlamıyorum ama hani konuşmadki duyguyu görebiliyorsun. öle bişi.
ama aynı gün metrobüste iki lavuk vardı kürtçe konuşan ki mini etek giymiş bir kıza bakıyorlardı konuşurken . ne konuştuklarını tahmin edebiliyorsun. türkçe söyleyemeyecekleri fantezilerini birbirlerini milletin içinde kürtçe anlatıyorlar.
birinden nefret edilmesi gerekiyor o da bunu ikiyüzlülükle yapanlardan sanırım.
--spoiler--
Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe'dir.
--spoiler--
nefret etmemek için bir sebep yok.
nefret etmek içinse daha büyük bir sebep de yok. dilimiz türkçe'dir.