kürt sorununa çözüm önerileri

entry334 galeri7
    34.
  1. kürt sorununun büyük ortadoğu projesiyle bağlantılı olduğu düşünülürse; abd ile çözüm aramak veya posta koymak mantıksız olacaktır. cahil kürt insanıyla mehmetçiğin karşı karşıya bırakılması kimileri için bölgede kaos yaratarak bölge devletlerini kendine bağımlı hale getirmek istemesi abd için projenin temeli olduğundan dolayı biz bir b. k yiyemeyiz. biz belki geçte olsa bunun farkına vardık ama kürtlere bunu kim anlatacak veya onlar anlayacak mı asıl sorun budur.
    2 ...
  2. 33.
  3. kendi kendime "ulan hangi kürt bugüne kadar yüksek bir makama gelemedi de ben yanılıyorum" dememe vesile olan ve bazılarının "sorunun kökeni" diyerek anlatmaya çalıştığı şeyin orada günde ortalama 5 öğretmenin sırf türk olduğu için pkk tarafından katledildiği zamanları hatrıma getiren ve nasıl oluyorsa bazılarının "eğitim için yeterli yatırım yapılmadı" diyebildiği ama aynı şekilde başbakanları da cumhurbaşkanları da kürt olmuş bir sorunsal silsilesi.

    o bölge öyle biryer ki, zamanında yollara mayın döşendiğinde belli olmasın diye asfaltlama çalışmalarını tehditle belediye başkanları nezdinde engelletilmiş olmasını bugün çıkıp "yollarımız bile yok" diyerek acındırarak anlatabiliyorlar. zamanında pkk'nın başlattığı bu apo fantezisi sevda olmasaydı, terörle mücadele için harcanan yüz milyardolarlarla kaç tane üniversitesi olurdu, kaç tane fabrikası olurdu hiç düşünmeden çıkıp pişkin pişkin, "doğuya yatırım yapılmadığını" iddia edenler hayatlarında evlerinde makarna süzgeci gibi delikleri hiç olmayanlar ne hitmekse.

    yine belirteyim ama*, pertev pilavını dehşet yapıyorlar, özellikle şırnak'ta tatar ailesi tarafından. *
    5 ...
  4. 32.
  5. otobüslerde kürtçe konuşulmasından ben de rahatsızlık duyuyorum efendim.

    ama sadece kürtçe konuşulmasından mı? değil efendim, ingilizce fransızca italyanca arapça madagaskarca çince ve işte anlamadığım dilleri konuşan ne kadar insan varsa hepsine kıl oluyorum. hepsi ajan, hepsi bölücü, hepsi birer canlı bomba adeta. tek çözüm önerisini doğru bulmaktayım artık. türkçeden başka dil konuşan kim varsa heppsini ama hepsini öldürmek. kürt yoksa sorun da yok! bankaları hortumlayanlar da kürt değil miydi aziz dostlarım?

    sağolun varolun uludağ sözlüğün sorunu çözebilen, ileriyi görebilen kafaları. gözümü açtınız. böyle bir çözüm önerisiyle geldiniz ve inanıyorum ki ne faşist ne kafatasçı ne de ırkçısınız. hepinizi alınlarınızdan öpüyorum, canlarım benim.

    (bkz: dünya türk olsun)
    9 ...
  6. 31.
  7. 30.
  8. çevre kirliliği, küresel ısınma, kimyasallarla avlanma vb. nedenlerden ötürü nesli tükenmek üzere olanlarının mutlaka ilgili bakanlıklarca veya yetkili kurumlarca koruma altına alınıp, neslinin tükenmemesi için nesli tehlike altında olan türlerin ivedi özel çiftliklerde çiftleştirilmesi ve tekrar doğaya salınması gerekmektedir.
    0 ...
  9. 29.
  10. sorun, bu başlığa girilen abuk ve de sabuk, faşizan, insanlık dışı entrylerin birçoğundan da görüleceği üzre kürtlerin olduğu kadar, hatta daha fazla türklerin ya da daha doğru bir ifadeyle türkiye'de yaşayan halkların hepsinin sorunudur. bunun anlaşılması sorunun çözümünde ilk duraktır.
    4 ...
  11. 28.
  12. hepsini eğitim kampına alın, torlayın toplayın eğitin bu insanları. en önemlisi bu zaten. ögretmek değil ama dikkat edin. eğitin bu insanları.. çünki bu insanların eğitime ihtiyacı var içinizden biri çıkıpta '' bunlar hayvan mı?, eğitilmeye ihtiyacı yok'' demesin sakın.

    eğitim ailede başlar eğitimsiz bir ailenin ne gelecek nesline ne de çevresine bir faydası vardır. eğitin ki doğru yalnış nedir bilsinler. bu ülkenin neresi olduğunu bu ülkede ne yapmaları gerektiğini bilsinler. sonra da etrafındaki insanların sanki öküze bakıyormuşcasına bakışlarından kurtulsunlar. sakın aşağılamak olarak da görmeyin eğer bu tür bilinçsiz insanlar varsa bu ülke sınırları içinde bu bizim utancımızdır. neden kürkçe yerine otobüslerde minübüslerde türkçe konuşmasınlar. neden 15-16 yaşındaki bir kız 3 eşi olan 70 yaşındaki bir adamın koynuna girsin. işte bu insanları eğitin..
    3 ...
  13. 27.
  14. iki taraftanda dökülmüş bunca kan varken artık kalıcı ve gerçekçi bir dostluk veya kardeşlik olmayacağından bu sorunun köklü ve kesin çözümü üzülerek söylüyorum ki yine kan, silah ve gözyaşıdır. velev ki kansız çözüm istiyorsak bunun yolu da bu toprakların tarihte türk olduğunu, bugün de ve gelecekte de türk olarak kalacağını hatırlatıp demokrasi adı altında bu topraklar üzerinde hak hatta ve hatta imtiyaz talep edenleri, sınırlarımızın ötesindeki soydaşlarının yanına göndermektir.
    2 ...
  15. 26.
  16. kürt sorununa çözüm getirebilmesi beklenen önerilerdir.

    kaybedecek bir şeyi olmayan insan ölümü göze alıp dağa çıkar. bu bağlamda o bölgedeki halkın işsiz güçsüz olduğu düşünülürse, terör kaçınılmaz oluyor. bu demek değil ki her işsiz güçsüz parasız insan dağa çıkar, lakin o bölgede eğitimsiz, okuma yazma bilmeyen, evi, işi, düzgün bir hayatı olmayan adamı milliyetçi duygularla dağa çıkarmak çok da zor olmasa gerek.

    aynı durum, ülkücüler için de geçerli, işi gücü olan, toplumda bir saygınlığı olan adamın, polat alemdar gibi giyinip de ona buna saldırdığına, kendini öyle ispatlamaya çalıştığına tanık olan var mı? ya da sürü psikolojisi ile fiziksel güce dayalı bir sistem kurup, başlık olarak da vatan sevgisi atan insanlar topluluğunu göremeyen var mı?
    tabi bütün genellemelerin yanlış olduğu gerçeğinden hareketle istisnaları yani gerçekten düşünebilen insanları her iki tarafta da ayırmak gerekiyor.
    2 ...
  17. 25.
  18. kürt sorunu ve pkk sorununu ayırmak. pkk sorununu çözdüğümüzde kürt sorunu diye bir şey kalmaz.
    3 ...
  19. 24.
  20. sorunun temeli bu ülkede yaşayan herkesin "türk" olmadığının kabulü ile mümkündür. ötekileştirdiğinin ya da varsay kendi kendi ötekileşmişin "diğeri" olma sebeplerini elimine etmek; her kurumun, her söylemin, her tanımın başına milli kelimesini koyanların sorumluluğundadır. mesuliyet bilinci yerleşmemişlere, "ne mutlu türküm" den başka kelamı kabul etmeyenlere derim ki ben de -bir kürt olmadığım halde-: "türklerden daha eski bir kültürüm, destanlarım ve türklerde olmayan mitolojim var." ne oldu şimdi? kesin hop oturup hop kalktı hamasi duyguların. tiz zamanda silahını kuşanıp sefere çıkasın geldiyse işimiz zor. bu ülkede birlik, beraberlik ve bundan doğacak selamet tekrar ediyorum: dayatmaların merkezindeki kurum ve kişilerdir.

    sen her fırsatta türkten gayrısının iyisine de, kötüsüne de aynı muamelede bulun, ondan sonra da "sorun var, sorun bunlar, koparacaksın yılanın başını!" de. iyi de sen bulsaydın bir baş. hadi bu millet cahil diyelim, kendi sorunlarını çözmeyi bilmiyor, inanmakta ve sadakatte yanlış yola sapmış-bak nasıl benzeşiyor türkler ve kürtler-; ulan gebeş adamların karşısına onlardan bir lider mi koyabildin de eleştiriyorsun? oysa, kendilerinden olan az çok bilen olarak kabul edebilecekleri birine sen bir değer verip, onunla hep sana ait olmuş olan bir makamı paylaşsaydın, onu onların lideri haline getirip, "sizin adamınız bizim de adamımız" temasını işleseydin farklı olurdu. ama, ona bile tahammülün yok. ulan hangi ülkede bir ilde 20-30 tane diğer memleket derneği var acaba merak ediyorum. etnik, bölgesel, şehir mlliyetçiliğini kendi kendine yapan bir millet nasıl olacakta bir diğeri ile uzlaşacak merak ediyorum. alsace lorraine geldi birden aklıma. of of şu yağmur bir yağsa.
    5 ...
  21. 23.
  22. görünüşe göre, daha akşam ne yiyeceğini bilmeyen birkaç kişinin ortaya koyamayacakları şeydir. hayatında hiç malatya'dan öteye geçmemiş insanların bu konuda ürettikleri çözüm ne ola!

    kime kürt denir, kime denmez? hangi kürtler sorunludur, hangileri uyum sağlamıştır? sorunlu olanların derdi ortak mıdır? sorunun kökeni nedir? sorunun *tarihi nedir? bunları bilmeden klavye bilgeliği yapılır mı?

    onu geçtim... acaba sorunun çözülmemesinin nedeni, gerekli kişilerin sorun hakkında yeterince bilgi sahibi olmaması mıdır?
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    (düzeltme: alt tarafla bu kadar yakın olmamak için.)
    5 ...
  23. 22.
  24. (bkz: adolf hitler)

    - hani bakın o yapmış ama başaramamış-
    edit: mi acaba?
    6 ...
  25. 21.
  26. (bkz: kürt sorunu) * *

    şunları sıralamadan çözemezsiniz.
    öncelikle bunun bir kara propaganda olduğunu, kürt sorunu dediğiniz şeyin birden fazla problemden oluştuğunu bilmelisiniz.Neydi bu sorunlar; terör sorunu, sosyal * ve ekonomik sorunlar. ayrıca ABD 'nin Daha da Büyük Ortadoğu Projesinin bir parçası ve ikinci israil yaratma hezeyanı olduğunu ve tüm bunların öyle olmadığı halde olmayan Kürt Problemi çatısı altında bir kara propaganda olarak sürüldüğünü anlatmadan/anlamadan çözemezsiniz. Neden, çünkü Kürtlerle bir problemimiz yok. bu devletin kürtleri senin benim gibi üniversitelere girebiliyor, özgürce ev/iş sahibi olabiliyor, akp'den veya başka partilerden milletvekili olabiliyor. Ha, dersiniz ki doğu'da işler hiç de öyle pir-û-pak yürümüyor mualla hanım. e, evet yürümüyor çünkü orada bir terör problemi var, pkk'yı yoketmeden * bir ekonomik yatırım da yapamıyorsunuz ve pkk bu boktan havadan nemalanıyor. pkk ve pkk'lı bazı siyasiler, unutmamalılar ki pkk tehlikesi yüzünden bir kısım kürt, kendi çocuğunu terör örgütünden uzak tutmak için ve pkk tehditlerinden dolayı * yerini yurdunu terketmiştir, pkk'nın kürtleri savunduğu falan yoktur, pkk'nın kürtlere ve bu yaratı/sözde kürt sorununa ihtiyacı vardır.
    TR'nin bir diğer hatası ise; terör örgütünü tamamen yokedemedi, yoketse de diğer gerekli temizlik önlemlerini alamadı/pkk örgütü elemanlarını/sempatizanlarını asimile edemedi ve aynı zamanda TR ,pkk yerine, kendi bölgesindeki kürtlerin hamiliğine soyunamadı, bir kürt kökenli Türk vatandaşları kavramını oturtamadı. psikolojik baskı yapılmalıydı.
    4 ...
  27. 20.
  28. ...

    Mustafa Kemal'in Samsun'a çıktığı 19 mayıs 1919'dan başlayarak Cumhuriyetin ilanına kadar geçen dönemi kapsayan Kurtuluş Savaşı boyunca öngörülen millet (ulus) kavramı ile uygulanan milliyetçilik politikasının özünü, yapılan açıklamalardan ve alınan kararlardan öğrenmekteyiz. Bu milliyetçiliğin niteliği, sürekli eşit haklı vatandaşlık ilkesi olarak açıklanıyordu. Bu milliyetçiliğin özünü anlamak için birkaç veriyi anımsatmak yeterlidir.

    * Erzurum Kongresi 1. Maddesi: 'Erzurum, Sivas, Diyarbakır, Elazığ, Van, Bitlis, Trabzon vilayetleri, Canik Sancağı hiçbir şekilde yekdiğerinden ayrılamaz....' (23 Temmuz-17 Ağustos 1919)

    * TBMM'de Kürtlere Özerklik Tanıyan Karar: 'TBMM'nin 10 Şubat 1922 günlü oturumunda, 64 üyenin muhalefetine karşı 373 milletvekilinin oylarıyla Kürtlere özerklik tanınmasına karar verilmiştir'.

    * Mustafa Kemal'in Elcezire Cephe Komutanlığına Çektiği Telgraf: '...Kürtlerin oturduğu bölgelerde ise hem iç hem de dış siyasetimiz açısından adım adım mahalli bir idare kurulmasına gerekli bulmaktayız';.

    * Mustafa Kemal'in izmit Basın Toplantısı: '...hangi livanın halkı Kürt ise, onlar kendi kendilerini özerk olarak idare edeceklerdir...' (M. Kemal, Eskişehir- izmit Konuşmaları 1923, Kaynak Yayınları 1993, sf. 105)

    * Lozan Konferansında Kürtler: ismet Paşa 'Lozan';da milli davalarımızı 'biz Türkler ve Kürtler' diye savunduk' demiştir.

    Lozan Antlaşması'nın 39/4 maddesi, Kürtler de dahil olmak üzere tüm Türkiye vatandaşlarına dil ve kültür hakkı tanımış olmakla birlikte, bu hakların kullanılmasına hiçbir zaman olanak verilmemiştir.

    * Kurtuluş Savaşı boyunca 'Türkiye Halkı': Mustafa Kemal ve arkadaşları Kurtuluş Savaşı boyunca hiçbir zaman 'Türk Milleti' deyimini kullanmamış, toplumdaki çok etnikli ve çok kültürlü yapıyı belirtmek için ısrarla 'Türkiye Halkı' deyimini kullanmış ve kendileri söz konusu olduğunda ise, Türkiyeli olduklarını belirtmişlerdir. (Baskın Oran, Atatürk Milliyetçiliği, 1. baskı 1988, sf. 164)

    Bu alıntılardan da görüleceği gibi Kurtuluş savaşı sırasında ırk öğesine yer verilmediği ve çok etnikli, çok kültürlü demokratik bir milliyetçi ideolojinin kullanıldığı anlaşılmaktadır. Peki ya daha sonra...

    Kurtuluş savaşı sonrası

    24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması ile Türkiye Cumhuriyeti'nin bugünkü sınırları tanındı. Birinci TBMM yerine, 1923 Haziran'ında, uyum içinde çalışacak ikinci TBMM seçildi. Bu tarihten itibaren komşu ülkeler ve batılı ülkelerin de herhangi bir müdahalede bulunmayacağının garantisi alınmıştı, artık sosyal ve siyasal alanda bazı değişimlerin sırası gelmişti. Bu değişimin en önemli kısmı ise toplumu oluşturan çok kültürlü etnik yapının zenginliğinin ve demokratik yaşamından daha çok ırk temeline bağlı tek kültürlü homojen bir Türk milleti oluşturma girişimi yürürlüğe konuldu.

    Türkiye halkı yerine Türk milleti deyimi kullanıldı. Kurtuluş Savaşı boyunca 'Türkiye halkı' deyimini kullanmaya özen gösteren M. Kemal, Lozan'da azınlıklar sorunu çözüldükten sonra ilk defa Mart 1923'te 'Türkiye halkı' yerine 'Türk Milleti' deyimini kullandı. Cumhuriyetin ilan edildiği 29 Ekim 1923 tarihli konuşmasında da bu deyimi kullanıyor ve 'Türkiye Milleti' deyimini bir daha kullanmamak üzere bırakıyordu.

    1924 Anayasası 'Türkiye halkı'nı 'Türk' olarak tanımladı. 1924 tarihli yeni Teşkilatı Esasiye Kanunu, bir öncekinin öngördüğü 'özerk yerel yönetimler' oluşturma ilkesini kaldırıyordu. Ayrıca vatandaşlık Türk olma koşuluna bağlanıyordu.

    'Türk-Tarih' tezi ile 'Güneş Dil' teorisi kullanıldı. Türk-Tarih tezine göre, Anadolu medeniyetleri başta olmak üzere dünyadaki tüm medeniyetler, çeşitli dönemlerde Orta Asya'dan göç eden Türkler tarafından kurulmuştur. Güneş-Dil teorisine göre de bütün diller Türkçe'den çıkmıştır. Bu iki tez Türkçülük ideolojisinin ve Cumhuriyetin homojen bir ulus/devlet oluşturma politikasının düşünsel dayanağı olarak kullanıldı.

    ismet inönü; 'Lozan'da milli davalarımızı 'biz Türkler ve Kürtler' diye savunduk' diyen ismet Paşa Lozan'dan döndükten hemen sonra Türkiye'de 'Türklerden başka bir unsur yoktur. Kürt yoktur' diyebilmiştir. (Ömer Vehbi Hatipoğlu, Bir Başka Açıdan Kürt Sorunu, Sf. 36)

    Ardından yeni millet anlayışını en net haliyle ortaya koyan yine ismet inönü olmuştur: 'Vazifemiz Türk vatanı içinde bulunanları behemehal Türk yapmaktır. Türkler ve Türkçülüğe muhalefet edecek anasırı kesip atacağız'. (Vakit Gazetesi 25 Nisan 1925)

    Mahmut Esat Bozkurt (Dönemin Adalet Bakanı): Türk, bu ülkenin yegane efendisi, yegane sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette bir tek hakları vardır: hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı...' (Ömer Vehbi Hatipoğlu, Bir Başka Açıdan Kürt Sorunu, sf. 25)

    Görülüyor ki savaş öncesi söylenen ve iki halkın birlikte eşit haklarla yaşayabileceğini sürekli dile getiren yönetim savaş sonrasında tam tersi fikirlerin hayata geçirilmesi için azami hızda görevinin başına geçmiştir. Adı geçen hiçbir lider gerek ülke içinde kullandığı gerek uluslararası toplantılarda ve antlaşmalarda kullandığı 'bu ülkenin asli kurucuları hem Türkler hem de Kürtlerdir' sözünün arkasında bir daha durmamıştır. Tek amaç Kürtler başta olmak üzere ülkedeki bütün diğer halkların kendi özgünlüklerini kaybederek tamamen Türkleştirilmesidir. ilk yıllarda sayısal anlamda fazla olmayan birçok halk bu tutuma karşı koyamamıştır. Kürtler ise, tarihsel nedenler yanında, coğrafi bütünlük, devletin kuruluşundaki katkıları, gelişmiş dilleri, köklü kültürleri, sayısal konumları nedeniyle asimilasyoncu baskılara direnmiş, kimlik, dil, kültür, anadilde eğitim ve öğrenim haklarının tanınmasında ısrarlı davranmışlardır. Bu nedenle varlıkları inkar edilmiş, ulusal demokratik talepleri reddedilmiş, ekonomik, sosyal ve siyasal ayırıma tabi tutularak baskı altında asimilasyona zorlanmışlardır. Uzun yıllar 'Türkiye'de Kürt yoktur, herkes Türktür!' söylemi resmi tez olarak kullanılmıştır.

    Sonuç olarak

    Özellikle savaş dönemi tarihin bizlere öğretmesi gereken bazı sonuçlar vardır. Bunlar, tarihsel gerçekliğin sürekli üstünün örtülmesi, belgelerin genç kuşaklara öğretilmemesi ile sorunu doğru temeller üzerinde geliştirilebilecek tartışmaların önü kesilmiştir.

    Bugün ülkenin gençliği olarak bizler meselenin bir terör meselesi olmadığını bilmeliyiz. Sorunun bir halkın kendini halk olarak ifade edebilmesi için ihtiyaç duyduğu dilini kullanabilme, kültürünü yaşayabilme, kimliğini özgürce eşit haklara dayalı bir biçimde kullanabilmesi sorunu olarak bilmeli ve bunu sağlayabilmek için Türk ve Kürt gençliği olarak kardeşliği ve barışı teminat altına almalıyız.

    genç hayat 1 kasım 2006 (Cemil Demirhan)
    10 ...
  29. 19.
  30. pkk yıllar evvel saldırılara girişip bir baş teröristin fantezilerinin peşinden koşturup gitmeseydi, yüz milyarlarca dolarlık askeri harcamalar yapılır ve bölge halkı bu kadar geride kalır mıydı dedirtir ister istemez.

    aksine ortadaki sorunun başlıca nedeni pkk terörüdür. kürt sorunu kisvesi altına saklanmaya çalışılan da, pkk'nın çabalarını meşrulaştırıp, yıllardır o bölgede hep bu yoksulluk vardı imajı vermeye çalışmaktır.

    bizzat doğuda 10 yıl civarı kaldım, hiç de yoksulluktan birbirini yiyen görmedim. aksine çok da güzel pertev pilavı yaparlar, kürt dostlar mütevazi ama güzel bir yaşam şekline sahiptir. 1980 sonrası ortaya çıkan terörün, onları nasıl etkilediğini de bizzat görürler. çünkü o tarihten sonra yol yapımına giden araçlar bombalanmış, suçsuz günahsız öğretmenler evleri basılarak öldürülmüştür.

    şimdi birileri çıkıp "kürt sorunu vardır" diyor. saddam ve kürtlerin çok yaşadığı ırak bölgelerinde mevcut olabilir bu sorun ama hepinize empoze edilmeye çalışılan zaten, bunun komple bir sorun olduğudur. oysa türkiye sınırları içerisindeki sözde sorunlu kürt kardeşlerim, cumhurbaşkanlığından, içişleri bakanlığına kadar ilerleyip, türkiye'nin en büyük şirketlerinde yüksek mevkilerde söz alabiliyorsa, bir sorun vardır ortada evet ama bu sözde değil beyinlere yerleştirilen fikirlerdedir.

    pkk, yüzmilyarlarca dolara mal olan saldırılarını gerçekleştirmeseydi, bu yoksulluk vukuu bulmazdı. şimdi birilerinin gazıyla sorun var demek, pkk'nın ekmeğine yağ sürmektir. başka da bir halta yaramaz. sonrasında çıkıp özellikle bunun yaygarasını yapanlar "kendim ettim kendim buldum"u söyleyebilirler şakıyarak.
    7 ...
  31. 18.
  32. federatif bir yapı ile çözülebilecek öneridir.
    10 ...
  33. 17.
  34. öncelikle, kürt sorununa belinin altından çözüm önerileri getirenler iğdiş edilmeli!

    sonra, sorunu tartışacak muhatapların, masaya oturup, demokrasi, hukuk, insan hakları çerçevesin de, kürt sorununa ilişkin -samimiyetle- getirecekleri çözüm önerileriyle, kangren haline gelen bu sorun rahatlıkla çözülebilir. sorun taraflardan birinin * varlığının kabul edilmesi. bu kadar basit mi? evet, bu kadar basit! yeter ki iyi niyetli olunsun. fakat iğdiş edileceklerin, yıllardır dayattıkları operasyonel, yok saymalı, pazarlığa oturmazuklu , bazen de nazilere rahmet okutacak türden çözüm önerilerinin, kürt sorununu çözemedikleri de aşikardır.

    ( muhatapları yanlış anlayacaklara: muhatap, derken bölgedeki baro, oda, sendika, kanaat önderleri, belediye başkanları gibi halkın iradesini yansıtan insanlar kastedilmiştir.)
    5 ...
  35. 16.
  36. sözlüğün iki yüzlü humanistleri, hak hukuk eşitlik diye beynimizin etini yiyen zavallılar acaba ne zaman anlayacaksınız kafatasının çapı ile insanlığın doğru orantılı olmadığını?

    türbanlıyı, mini etekliyi, ermeniyi, eşcinseli hatta hatta hüsnü şenlendirici'yi! bile kanatları altına alan sözde dava adamları lafa gelince siz ülke de kurtarırsınız değil mi?

    cumhuriyet mitinglerine katılır, yolda rastladığınız pantolonu yırtık dilenci çocuğu "iç burkan detay" olarak kayıtlara geçirir, yardım kuruluşlarına para yardımında bile bulunursunuz!

    otobüste büyüklere yer verir, baba parasıyla hava atan tikileri kınar, eski sevgililerinize şiirler ağıtlar yazarsınız. ama hepsi bu kadardır işte, sadece bu...
    adını terorizmle birlikte andığınız kürtleri insandan saymazsınız, size göre kürt yokedilmesi farz olan bir canlıdır. kaçınızın kürt komşusu oldu acaba, ya da kaçınız sorunlu diye adlandırdığınız doğu şehirlerinden birinde yaşadınız?

    zaten hepiniz çok doğru dürüst insanlarsınız. bu ülkede organ mafyacılığı yapan, esrar eroin kaçıran, devleti dolandıran, insanları katleden, yazlık yaptırmak için orman yakanların da hepsi kürt zaten.

    kınadığınız hitler'den ne farkınız kalıyor? çözüm belli ya gaz odaları hazırlayacaksınız, ya da oyununa geldiğiniz şu zihniyeti değiştireceksiniz.
    12 ...
  37. 15.
  38. doğu'ya ve güney doğu'ya yatırım.
    9 ...
  39. 14.
  40. olmayan birşeyi sorun olarak dile getirmekten vazgeçmek en iyi çözüm önerisidir kanımca.
    5 ...
  41. 13.
  42. tek olmaktır.
    türkiye cumhuriyetini kuran türkiye halkına türk milleti denir.
    8 ...
  43. 12.
  44. toplama kampı yapalım, hepsini yakalım. nasıl? yakmak demişken madımak'ı hatırladınız mı? benim gibi olmayan ölsün, gitsin buradan dersen olmaz. bir gün sen gitmek zorunda kalırsın. hepimiz türküz. bitmiştir.
    9 ...
  45. 11.
  46. Kürt sorunu çözmek değil ortadan kaldırmak mantıklı olanıdır. doğuda toplamak yanlıştır. doğudaki kürtleri yurt geneline yaymak asıl olandır. nedeni basittir. eğer kürtleri doğuda toplarsanız kendi aralarında bir birleşme olur buda onlara vaad edililen kürdistana inanmaları demektir. bu düşünceleri akıllarından çıkartmak ve birbirinden ayırıp gruplaşmalarını engellemek gerekir.
    10 ...
  47. 10.
  48. en güçsüz zamanlarında bile kimseye boyun eğmemiş ama her başbakanının ve genelkurmay başkanının göreve başlamadan önce mutlaka abd'ne şöyle bir yolunu düşürdüğü milletin çocukları olarak, "o taraf" deyip ayrımın tillahının yapılmasına bütün gücümüzle karşı çıkmalıyız. yüzümüzü abd'ne değil birbirimize dönmek yapmamız gereken tek şeydir. bin yıldır birbirinden kız alıp vermiş anadolu halklarının arasına kan davası girmesi mümkün değildir.

    23 yıldır kanıyoruz, yeter artık. bir kez olsun ilkel milliyetçi yaklaşımlarınızı bir kenara bırakın da gelin yahu!
    11 ...
© 2025 uludağ sözlük