ülkemizde ordu veya devletin değindiği bir kürt sorunu yoktur, yani yoktur böyle bir şey. etnik bir yapıdaki insanların ne sorunu olabilir ki eğer o devletteki tüm vatandaşlar aynı haklara sahipseler? -ki öyleler-.
ülkemizdeki sorun pkk terörü ve ona sempati besleyen insanlardır. eğer bunun adı kürt sorunu vardır diye koyulursa, tüm kürt asıllı türk vatandaşlara ayrılıkçı, terörist damgası vurulmuş olur, bu da gayet yanlıştır.
öncelikle bölücü mantığıyla beyni doldurulmuş sığlardan olmadığımı belirtmek istiyorum başlığı görür görmez içlerinde eksileme isteği doğanlara. kürt değilim, aksi gibi kendisinin türk olduğunu sanan çoğunluktan da değilim. bir nevi abd'nin yandan yemişi olmadı mı zaten türkiye, nasıl ki saf amerikalı yok aynen saf türk de yok. saf türklerin zaten fiziksel özellikleri şöyledir ki boyları 1.60- 1.70 civarlarında çekik gözleri olan ve göz renkleri yaşadıkları tabiat koşullarına paralel olarak da çoğunlukla siyah ya da kahverengidir. her neyse, bu konulara girince insanın konuyu dağıtmama gibi bir ihtimali olmuyor.
neyse, konumuz çoğunluğu doğu ve güneydoğu anadolu bölgelerinde yaşamakta olan kürt kardeşlerimizin sorunudur, diğer bir deyişle kürt sorunu.
şuranın bilinmesi gerekir ki bu sorunu kavrayabilmek için bölgenin mutlaka ama mutlaka görülmesi gerekir. 8 yaşımda ebeveynlerimin tayinleri nedeniyle ayrıldığım bölgeye askerlik sebebiyle 16 yıl sonra atğm olarak 8 ayımı geçirmek üzere geri döndüm. yöre halkıyla konuşmadan, onların zorunlu göçlerde neler çektiklerini, duygularını ve düşüncelerini hissetmeden yorumlarda bulunulup çözüm önerileri getirilirse bir yanı, hem de koca bir yanı eksik kalır. basit bir örnek verip konuya devam etmek istiyorum: 20-23 yaşlarında bir gence ne kadar hızlı koştuğunu sorup aklımca komiklik yaparak " pkk dan kaçarken koşmayı da öğrenmişsiniz" dediğimde altığım cevap tokat gibiydi :" biz ailecek goşmayı cendermelerden gaçargen örgendik.". orda adı konmamış bir devlet terörü yaşandığının kanıtıydı bu cevap. **
evet, kürt sorunu. bunu sadece pkk terör örgütüyle kısıtlamak, sorunu daha başlangıçta çıkmaza sokar. kürt sorunu pkk terör örgütünün ilk eylemini gerçekleştirdiği, bundan 23 sene öncesinin 15 ağustosundaki eruh baskınından çok daha öncelere, osmanlı dönemine kadar uzanmaktadır.
osmanlı devletinde, 2. mahmut'un ıslahat hareketlerine kadar doğu ve güneydoğu anadolu bölgesinin yönetimi, padişaha doğrudan bağlı olan emirlerin ve beylerin elindeydi. ıslahat hareketleriyle birlikte 2. mahmut, bölgenin yönetimini emirlerden ve beylerden almaya kalkışmasıyla tarihin (benim bildiğim) ilk kürt isyanı gerçekleştirilmiştir, tarih : 1834. botan emiri bedir han'ın özerklik amacıyla başlatmış olduğu isyan 1838 yılında kardar sürmüştür. bu arada kürt isyanlarının ömürleri de bir hayli ilginç, hiç biri terör örgütü pkk kadar uzun soluklu olmayı başaramamıştır çoğunun arkasında pkk'nın da aldığı dış güç yardımı olmasına rağmen. bu çok uzun ve farklı bir tartışma konusu.
her neyse, ilk çıkan isyanın ardından ayaklanmaların nitelikleri tarih ilerledikçe değişime uğramıştır. ilk isyan bölge yönetimini elinden vermek istemeyen kürtler tarafından çıkarılmış, sonuncusuna gelince ise asıl etken dışlanmışlık ve bölgeye devletin sırtını dönmesi nedeniyle oluşan ekonomik çöküntü. devletin sırtını dönmesi deyimi tam anlamıyla ne denilmek istendiğini belirten bir söz öbeğidir. cumhuriyetin ilanından itibaren devlet bölgeye üvey evlat muamelesi yapmıştır hala da yapmaktadır.
gerek atatürk'ün verdiği sözler, gerekse daha sonraki hükümetlerin vaadleri unutulmuş ve gerçekleştirilmemiştir. bunlardan en önemlisi pek çok insanın bilmediği atatürk'ün kürdistan vaadidir. atatürk kürdistan kelimesini kullanmıştır ve 16 ocak 1923 tarihinde izmitte köşe yazarlarıyla yaptığı konuşmada kürtlerin anayasının da verdiği hakla kürdistanı zaten kuracaklarını söylemiştir. (bkz: atatürkün kürtlere ozerklik vaadi)
cumhuriyet dönemindeyapılan yatırımların, fabrikaların, 1923 - 1984 aralığında, %95 e yakını batı anadoluya devlet teşvikiyle yapılmıştır. zaten coğrafi olarak zor bir yapıya sahip bölgeden bir de 1991 yılında özal'ın basından gizlemesini istediği ve bunu bir gizli basın toplantısıyla yazarlara da aktardığı zorunlu göç de eklenince yaşanılan sosyal ve ekonomik çöküntü hat safhaya çıkmıştır. göç etmeye gücü olmayan, toprağını bırakmak istemeyen halka işkenceler ve baskılar uygulanmış, yıllar sonra türkiyenin tazminat ödemek zorunda kaldığı halka dışkı yedirme olayları yaşanmıştır. göç eden kürt kardeşlerimizin hayatları da hiç kolay olmamıştır lakin gittikleri yere entegre olamamalarının verdiği dışlanmışlık bir çok kürt gencini birbirine bağlı tutarak çeteleşmeye ve mafyalaşmaya itmiştir.
kürtlere en büyük darbelerden biri de 1980 darbesidir. diğer başlıklarda da bahsettik zaten diyarbakır cezaevi bunların sadece bilinen küçük bir kısmıdır. 1984 - 2000 yılları arasındaki faili meçhul, suçsuz kürt kardeşlerimizin ölümleri, öldürülmeleri ve yaşanan olaylar bir çok kürdün son çare olarak dağlara çıkmasına yardımcı olmuştur. jitem adı altında uygulanan devlet terörü ve kürtlerin asimilasyon süreci türkiyenin kara bir lekesi olarak tarihte yerini almıştır. asimile edilme çalışmaları o boyutlara ulaşmıştır ki devletin bastırdığı sözlüklerde kürt kelimesinin açıklaması bakın ne hallere düşmüştür:
kürt: dağlık bölgelerde yaşayan türklere denir. karlara basarken çıkan kart kürt sesleri nedeniyle zamanla adları önce dağ türkleri, kar türkleri olarak değişmiş, daha sonra da kürtler olarak kalmıştır.
bu kadar rezaletten sonra kimse kalkıp da kürt sorunu yoktur sorunlu kürt vardır gibi komik olmaktan öteye geçemeyen yorumlarda bulunmasın. türkiyenin utanç verici yakın tarihi incelenmelidir.
filozofun dediği gibi : bana 4 tane çocuk verin, birini bilim adamı, birini filozof, birini hırsız sonuncusunu da katil yapayım.
kimse kötü olarak doğmaz. sunulan şartlar sonucunda kürtlerden nasıl bir nesil beklemeyi düşünüyorsunuz?
çözüm mü , çözüm ise ayrı bir başlıkta yorumlanacaktır. esen kalın.
büdüt: yazı 1 sene önce yazılmıştır, bir yanlışlık eseri silinmiş. geliştirebilirdim ama orjinal haline dokunmaya kıyamadım.
kesinlikle halklar arasinda olmayan sorundur. bu sorun yillarin politikasinin bir ürünüdür. egitimsizlik, ekonomik yatirim olmamasi bunun sebepleri, dogunun hala yüzyil önceki görünümünü korumasi ise bunun kanitidir.
ortaya çıkmasının asli ve ilk(s)el sebebini ittihatçı zihniyetin; nam-ı diğer 1908'den beri millete rağmen devlet aygıtlarının yâni hâkimiyetin sahibi olagelen elit(!) derin devlet zihniyetinin teşkil ettiği, kendi erksel çıkarları için körüklediği ve sürdürdüğü hadise. 'düşman yaratmadan otorite te'sis edilemez' nev'i toplum mühendisliği pratiğinin en menfi ve nahoş örneği...
eskilerin dediği gibi 40 kere dersen olur gibi beynimize sorun diye çaka çaka sokulan uydurma sorundur. eni kökü provakasyon olan olaydır. cahilin cahaletten tav olduğu, farkında olanında çıkarlarından ötürü göz yumduğu uydurma sorundur.
sorunlaştırılan sorundur. yılmaz erdoğanın şu dizelerini hatırlatır..
....
çocuktum kürtlerin kuyruğundan bahsedilirdi,
nicedir uyruğundan bahsediliyor,
ve kim ne söylese bu mühim mesele hakkında;
mühim kanamalar tespit ediliyor hastanın dosyasında..
ve diyorum ki ben bazen
bu iki sevgilinin arasında
ve ikisinin eşit derecede akrabası,
ilk kez bir düğünde adam hem erkek, hem kız tarafı..
bağırıyorum şaka yollu;
olacak olmakta olan,
yanacak yanmakta olan,
akacak akmakta olan..
düşecek....
....
bir vakit söylemek icab ederse genel olarak cumhuriyet rejiminin kurulmasıyla başlayan sorundur. çünkü kürtlerin kimlikleri cumhuriyet rejiminden sonra inkar edilmiş, dilleri cumhuriyet rejiminden sonra yasaklanmıştır. bu soruna sebep olan ilk kişiyi söylemek icab ederse o da atatürk'tür. tarih kitaplarında öğrendiğimiz 'öğrenilmiş bir yanlış' olan atatürk'ün milliyetçilik ilkesi "insancıl" kelimesinden çok uzaktır.
kürt kökenli turgut özal bu ülkede bir türk olarak kabul edilir. zaten turgut özal'ın en büyük şanssızlığı berberlerde "ne diyon gardeşim bu ülkede kürt bile cumhurbaşkanı olmuş" gibi bir muhabbete meze olmasıdır. sen kalk senelerce siyaset yap böyle boktan bir berber muhabbetine meze ol. turgut özal'ı anarken bile kürt değil de kürt kökenli, sözde kürt diyen bu angut düşünce yapısına ne demeli? eskiden kürttü değil mi? evet çünkü turgut özal asimile olmuş bir kürttür, değil mi?
ya kürtlüğünü ön plana koyan ama milliyetçi olmayan bir kürt filozofuna ne derdiniz? oraya çıkacak ve özalın yaptığı gibi yapmayıp kürt olduğunu da söyleyecek ve ne büyük cüretle türkiye cumhuriyeti'ni yönetecek. kaç günde öldürürdünüz kürdü?
(bkz: #3481462) kurt kokenli turgut ozal'in bu ulkenin cumhurbaskani oldugunu dahi bilmeyen ergen genclerin altına entry yazdıkları baslık. hangi baska ulke bunu onlara saglar, saddam'dan kacan milyonlarca kurde kucak acar dusunmezler.
en kaba şeklini tasvir edeyim. sen adamı sadece vergisini verip, kıçını kırıp oturunca kabul ediyorsun. başına kürt bir başbakan ya da cumhurbaşkanı gelmiş olsa kabul edebilir misin? ülke ayağa kalkar ulan vatan elden gidiyor diye. yönetimde izin vermiyorsun? güneydoğu'da kendi başlarına yaşamalarına izin vermiyorsun, askerlerin gidip muhtarların tırnaklarını sökmeye devam ediyor. kuzey ırak'ta da kendi başlarına yaşamalırını istemiyorsun miden kalkıyor, gözün seğiriyor. hayır ulan orada da yaşayamazsın diyorsun, askerlerin giriyor bombalıyor orada da yaşamasınlar diye, bayram ediyorsun. nerede yaşayacak bu adamlar diye düşünüyor musun? madem öyle al eline silahını tüm kürtleri öldür, çoluk çocuk, kadın, yaşlı, masum deme öldür hepsini. böylece ne kürt kalır ne sorun? o zaman anlarsın ki sorun aslında senin kafatasının içindeki sıvıda, o boşluktaki birikmiş fazla elektrikte yatıyormuş, çelik silahla ayakların da toprakta olduğu için fazla elektrik toprağa karışmış, o sırada toprağa karışmakta olan kanla birlikte.
kürt sorunu yoktur, bu başlık içinde yukarıdakiler de dahil olmak üzere kürtlerin hepsini sekizer onar çocuk doğurduklarını, mağarada yaşadıklarını, tüm kürt ırkı olarak kaçak elektrik kullandıklarını, hele hölö hele hölö diye fıkralarla türkiye saçmalağındaki gibi konuştuğunu, hepsinin analarının karnından keleşle çıkıp türk avlamaya çıktığını sanan bizzat kürt sorununu cumhuriyet tarihi içinde en aşikar biçimde yaratmış resmi ideolojiyle beyinleri yıkanmış gerizekalı insanlar vardır dedirten dödö.
cici kürtlerin, kaka türkler(!) tarafından ezilmeleri suretiyle ortaya çıkan sorundur.
yav ne şerefsiz ne adi bir milletiz,
şuncacık kürde bakamıyoruz el birliğiyle, eziyoruz sevgi pıtırcıklarını.
oysa ki barış içinde ne kadar mutlu mesut yaşayabiliriz.
ne var biz çalışsak, kazandığımızın neredeyse yarısını vergi olarak versek de devlet büyüklerimiz oy versinler diye kürt kardeşlerimize yardım etse,
onlar hiç çalışmasa, çocuk yapsa ürese bol bol.
ne var bunda?
elektriği kaçak kullanıyorlarmış,
kullanıversinler ne var?
biz 100 lira ödeyeceğimize 150 lira olarak ödeyelim elektrik faturalarımızı onlar ufolarını yakıp ısınsınlar ne var ki bunda?
üşüsün mü cici kardeşlerimiz.
yok arkadaş bu devlette sosyal adalet madalet.
vericen odunu vericen odunu bu türklere ki akıllansınlar,
biraz daha çalışsınlar. hani nerde eşitlik?
hala eziliyor(muş), hala sorunları var(mış) kürt kardeşlerimizin.
demek zorunda olsa idiler bu bir despotluk olurdu. ama ben demokrasiden yanayım ve sorduğum soru neden demiyorlar. bu bizi birleştirecektir. bu ülke türklük-sünni müslümanlık-atatürk ilkeleri temelinde kuruldu bunlardan vazgeçilemez !!! bu yüzden kürtle bunlarla uyum sağlamalı... demek zorunda değiller ama "kürt kökenli kürdüm derlerse" tıpkı fransa daki bi zencinin afrika asıllı fransızım dediği gibi terörün esamesi okunmaz artık bu ülkede !!!
yüzyıllarca avrupa-amerika tarafından sömürülen , köleştirilen , karılarına , çocuklarına hatta kendilerine tecavüz edilen zencilerin amerika da ben amerikalıyım fransa da ben fransızım demesi ama nedense bizdeki kürtlerin zencilerden daha kötü muameleye muatap kalmış gibi ben türkün diyememesi ya da dedirtilmemeleri sorunsalı !