Şüphesiz ki küçükken öğrenmiş dinlemiş ya da okumuş olduğumuz külkedisi masalındaki kızın sanki biraz paragöz ve sevişme istemli olmasıdır.
evet arkadaşlar, şimdi bu kızı bize masum diye yutturdular ama işin aslı öyle değil.
bu kızın tek derdi ne? iki üvey kız kardeşinin gittiği baloya gitmek, oralarda endam eylemek, kendini göstermek, paralı bir koca bulmak.
tüm bu elbiseler, süslenmeler, periye yalvarışlar bunun için.
sırf bu cinsel ve materyalist ideaları uğruna da zavallı 6 farenin atlara dönüşmesine, bir nimet olan balkabağının arabaya evrilmesine, kendi halinde takılan bir sıçanın arabacı yapılmasına ve mis gibi ormanda fiti fiti gezinen 6 kertenkelenin uşak yapılmasına sesini bile çıkarmıyor.
varsa yoksa kendi derdi.
yani saat 00:00'da balo salonundan ağlaya ağlaya kaçışlar hep bunlardan mahrum kalacağı için.
küçükken yemişiz bunları ama gerçekleri artık çok daha iyi analiz edebiliyoruz. yazıklar olsun sana külkedisi. şırfırtı.
Doğru bir saptamadır.
akıl olsa bir avukat tutar babasından kalanlardan kendi payını alır; çeker giderdi.
Bütün grimm kardeşler kahramanları gibi kurtarılmayı bekleyen bir kezo işte.
Edit: grimm kardeşlerin kezoları derken, hansel ve gretel'deki gretel'i tenzih ederim. Gretel sağlam kızdı.
Büyük ihtimal aynı ekonomik düzeyde bir erkek dansa kaldırmak istese "ay hoşt köpek sen de kim oluyorsun" derdi. Prens olunca süper ama. Fakir teklif ederse Sapık, prens ederse çok tatlış oluyor.
Charles perrault' un ileri görüşlülüğünü alıp günümüz külkedileriyle karşılaştırdığımızda, evinde ırgat gibi çalışan proleterya piremseslerinin de yaşama arzusunu kamçılayan tek şeyin yakışıklı erkek ve alabildiğine para olduğunu görebiliriz.
Sanırım maddiyatçı ve materyalist, ambalaj meraklısı sürtük formlarının başlangıç noktasında feyz aldığı hikayelerden birisi de bu külkedili hikayeydi.
Yakışıklı prensler, pamuk prensesler, zengin krallar, uyuyan güzeller bizim gelecekte neye yönlenip ne şekilde evrileceğimize vurgun yaparak beklentimizin değişmesinde etkili oldular.
içimize işleyen bu fazla mutlu sonlu hikayeleri gerçeğe adapte etmeye çalışarak kendi ütopyamızı kurup, içine bir de beyaz atlı prensimizi, bir asır uyuyup bozulmayan güzeli koymak için bekledik.
külkedisinin izmir göçmeni olduğunu bilmeyenlerin şaşırdığı olay. kendisi bornova anadolu mezunudur , zillidir , kezodur. erkek avcısı hunter derlerdi okulda ona.
Bütün gece dans ettiği kızı ayakkabısı olmadan tanıyamayan adamın prens olması ve bir gün kralın yerine geçip ülke yönetebileceğine inanmaktan daha mantıklıdır.
Materyalistliğin ön plana çıkmadığı versiyonu için:
(bkz: cinderella monogatari)
Prensle balodan önce tanışıyorlar ve prensi fakir biri zannederken arkadaş oluyorlar. Çocukluğunda izleyenler olmuştur mutlaka.