alo Mehmet.
hikayesi de pek güzeldir. Zamanında Mehmet Dayı hatırlayamadığım bir şekilde kaybolmuş. Çaresiz düşünürken sarılmış bir telefon direğine, başlamış bağırmaya:'' Alo ben Mehmet, Susurluk civarında kayboldum, Alo Ahmet Dayı beni alın burdan. Alo Mustafa traktörü al gel lan alo... alo... Tekrar ediyorum, Susurluk civarında kayboldum... Alo hava soğudu, ben sizin ta..*koğyym alooo !''
Mehmet Dayı'nın yokluğu fark edilmiş geç de olsa. Onu almaya gidenleri, Mehmet Dayı azarlamış bir de ''niye geç kaldınız iki saattir telefon çekiyorum'' diye.
Keltepe Hüseyin.
o da köyün yukarısındaki Kel tepe denilen yükseltinin dünyadaki en büyük ve en yüksek yer olduğunu zannedermiş.
GAVRAMIŞ(kavramış)
Rivayete göre Avni amca istanbul'a geldiğinde Beykozspor yada benzeri bir takımda futbolcu olmuş. Babasına telefon açıp ''baba futbolcu oldum. Olayı kavradım,çok başarılıyım'' tarzı birşeyler söylemiş. Bunun üzerine babasıda ''Afferim benim GAVRAK(kavrak) oğlum GAVRAMIŞ oğlum falan derken adam 80'li yaşlarında olmasına rağmen dedem de dahil olmak üzere herkes dayıda GAVRAMIŞ diyor. Bir diğer lakabıda PASAKÜL. Pasaklı anlamına geliyor. Çünkü banyo yapmıyor.
bunun dışında gözlerinde tik olan ve sürekli kırpıştıran bir teyzeye kıp kıp şenay diyorlar.
Birde çok güzel bir ablamız var. Adı habibe. Ona da çocukluğundan beri HABiCiK deniyor. Lakap anası tarafından takılmış,kızın ergenlik ve gençlik hayatını yakılmıştır.