Şüphesiz devam ettirilse Ülkeye katkı sağlayacak kuruluşlar idi. Ne yazık ki onlar da soysuzlaştırıldı ve kapatılmak zorunda kaldı. Ama yerine yenisini kurmaktansa tekrar uğraşmadılar.
kapatılmasıyla birlikte gerici islamcılar eğitim düzeyimizin amına koymuştur.
eğer açık kalsaydı anadolu çomarları yüzde onu geçemezdi hiçbir seçimde.
eğitim seviyemizle bi ingiltere fransa olmasa da avrupayla yarışıcsk düzeyde olurdu.
şimdi ki gibi 40 bin atama istiyoruk diyen ak beyinli vasıfsız öğretmenlere de maruz kalmazdık.
Türkiye nin gelişmesinde ilk sırada olan kurumdur. Abd nin borç veririm ama buraları kapatacaksın demesinden bile ne kadar yararlı oldukları anlaşılabilinir.
anadolu insanının makus talihini yenmek için atılmış bir adımdı. nice aydınımız o köy enstitülerinden yetişmiştir. kapatılması haliyle bir hataydı. yerine bilimsellikten uzak, dünyada bir örneği görülmeyen imam hatiplerin bolca açılması da anadolu insanını bilime değil, kulluğa, cinlere perilere inandığı günlere geri götürmüştür maalesef.
30 ların 40 ların devrim ışığına, atatürk nuruna dönülürse tekrar açılması gereken dünyanın en güzide kurumlarından biridir... eğer marshall'ın küflü bulgur yardımları karşılığı kapanmasaydı, şuan birilerinin götüne kıl olan değil, vatan ve millet bilincine sahip, dünyanın en aydınlık, en yetenekli, en verimli çiftçisi bizim ülkemizde olurdu... şu zarafete bak şu güzelliğe bak marşı bile var... beyler bu memlekete nasıl kıydınız nasıl ! şu güzelliklerin içine nasıl ettiniz ! https://www.youtube.com/watch?v=89MG-sgrbf4
o kadar yararlı ve ülke geleceğine o kadar faydalı kurumlardıki, abd yardım yapmak için bu kurumların kapatılmasını istedi. günümüz koşullarına uyarlanarak tekrar açılması şart.
Orta öğrenimimi bitirdiğim okul 1942 de köy enstitüsü olarak açılmış olan ladik Akpınar Anadolu öğretmen lisesidir.
Ben 1989 da o okula kaydolduğum zaman köy enstitülerinin kapatılmasının üzerinden 35 yıl geçmiş olmasına rağmen Akpınar da eski bir köy enstitüsü olmasının izleri hala daha mevcuttu.
Okul 1200 dekar bir alan üzerine kurulmuş bir okuldu, tarlaları, ahırı, endüstriyel büyüklükte sayılabilecek bir kümesi ve bu işleri çeviren bir döner sermayesi bile vardı, enstitüler kapanmış olsa bile bazı ritüelleri devam ediyordu 13 - 14 yaşında bir veletken hafta sonları şeker pancarı tarlasında pancar söktüğüm günler bi hayli fazladır.
Lafı uzatmadan şunu söylemek istiyorum, "yok efendim köy enstitüleri etrafına ışık saçmış açıldıkları coğrafyayı ilme irfana ve aydınlığa boğmuş" bunların hepsi hikâye Samsun ladik i bilenler ne demek istediğimi gayet iyi anlarlar ama okulun emektar çalışanlarından bizzat dinlediklerime göre o zamanlar Akpınar müthiş derecede politize olmuş bir okulmuş aşırı derecede sol propagandanın yapıldığı ve öğrenciler ( kız erkek karma) arasında cinsel aktivitenin çok yoğun olduğu bir yermiş, yani enstitü procesi Türk örf adetlerine ve geleneklerimize uygun
bir sistem değildi.
Keşke bu okullar belli bir ideolojik düşünce yüklenmeden sadece eğitim amaçlı kurumlar olarak bırakılsaydı.
Not. Diğer enstitüler için ortaya atılan iddialarda olduğu gibi Akpınar enstitüsünün ana yolları da orak çakiç şeklindedir, okula adını veren Akpınar isimli su kaynağının üzerinde bulunan ve bölgeye hakim olan tepeden okula bakıldığında
Orak çekiç oluşturacak şekilde yapılmış yollar hemen göze çarpar.
Her şeye rağmen Akpınar bana çok şey katmış olan ve hayatımında hiç bir zaman unutamayacağım anılara sahip bir yerdir.
fakir, gariban, kimsesiz yurdumun zar zor oluşturuğu bu asrın projesini, bu türkiye'yi dünya devi yapacak projeyi mashall'ın küflü bulgur yardımlarına satanlar ! allah sizin belanızı versin ! tekrar izledim can dündar'ın belgesilini... bela okumak bile yetmez size şeytanın çocukları sizi ! https://www.youtube.com/watch?v=zP7X36MscBo
Aslında siyasete kurban gitmiş olan okullardır. temelinde, özünde harika bir sistem var. o dönemdeki yetkililer köylere kadar gidip orayı kalkındıracak bir sistem inşa ediyorlar. ama bu sistemi dönemin demokrat partilileri de chp yönetimini bunlar halkı köye hapsetmek istiyor, onlar köyde kalsın, ziraatla uğraşsın mantığına karşı iktidara geldikleri dönemde bu okulları kapatıyorlar. daha sonra istanbul'un taşı toprağı altın diyerek büyük göç hareketini başlatıyorlar. köylerin ve köylünün geri kalmasında, ülkemizde tarımda istenen verimin alınamamasımda işte bu temele kadar gidebiliriz. aslında bu okullardan yetişecek olan öğretmenler kalkınmayı köyden başlatmayı başarsalardı daha sağlıklı büyüyebilirdik. şimdi yine anadolu köylerine gidin hâlâ cahilliğin, geri kalmışlığın izlerini görebilirsiniz. artık köy demeye de şahit aranır birçok köy göç verdiğinden dolayı boşalmış durumda. bu konuda dr. reşit galip ve fazıl doğan'ın da yapmak istedikleri köycülük hareketleri de çok iyi okunmalı. şu hiçbir zaman unutulmamalı anadolu coğrafi yapısı itibariyle kalkınmaya köyden başlamalıydı. çünkü şimdiki şehirlerimizin de aslında büyük köylerden bir farkı yok. özellikle istanbul mega bir köy.
Can dündar'ın konuyla ilgili belgeselini izleyenler ne denli büyük bir devrim olduğunu anlayabilirler. Klasik sağcı kafasıyla yazık edilmiş bir devrimdir.
köy enstitülerinden yetişmiş ünlü yazar talip apaydın'ın kitaplarında anlattığına göre tarımdan inşaata, müzikten fen derslerine kadar geniş bir yelpazede eğitim veren; kişileri her konuda bilgi sahibi olmaya iten eğitim projesidir.
eğer hala devam edebilmiş olsaydı, kırsal kesimdeki insanlar sanırım bu denli bilgisiz olmayacaktı. dünyaya ve hayata karşı kendi fikirleri olan bireyler yetişecekti.
bir arkadaşımın babası beş yıl köy enstitülerinde okumuş ve bundan başka da bir eğitim almamış. kendisi 85 yaşında ve harika şekilde mandolin çalabilmekte. ayrıca fen, tarih, edebiyat, matematik, tarım, inşaat gibi konularda bilgisi üst düzey sayılabilir. şimdilerin üniversite okuyup da bir boktan haberi olmayan tiplerini beşe ona katlar yani.
özetle şudur: bu enstitülerin kapatılması bu ülkeye atılmış en büyük kazıklardan biridir.
geçekten çok yararlı bir sistemdir. Köy enstitülerinden mezun olan insanlar köylerine dönüp köylüyü örgütleyerek, dayanışma ile köyü geliştirip insanların refah seviyesini arttırmıştır. Devrin şartlarına göre üstdüzey nitelikte eğitim sistemidir. Kim tarafından yapıldığını bilmiyorum ama sanırsam bir iki aktröl çamur attığına göre CHP dönemi icraatidir. (bkz: yiğidi öldür hakkını yeme)
Komünist ya da atayist(!) yetiştirmeyen okullardır, azılı bir komünist düşmanı, hatta onların deyimiyle faşist biri olarak yazıyorum, köy enstitülerinin kapatılmasının sebebi amerikanın köy enstitülerini tehdit olarak görüp üç buçuk atması ve merhum mendereste "aman ali rıza bey ağzımızın tadı kaçmasın" diyerekten kapatmıştır köy enstitülerini.