cemaatlerinin kömürünü aldım. kendi cemaetlerinin yaptığı yolları kullanıyorum mutluyum. gerçek görevlerini kendi adalarına peşkeş çekerek yapmalarından ve devletin gerçek kalkınmasını sağlayan - matematiksel gerçekler- kurumların amcaoğluna, hala kızına, sam amcaya, israilli ağabeylerine, sarıklı babalarına agaya beleş muamelesiyle sattıkları için memnunum. evet mutluyum ben.
cümle ne kadar abartılı olsa da, bu olayların yaşandığını bilmek için, ülkenin büyük kısmının geri zekalı değil, yoksul olduğunu bilmek yeterlidir.
daha düşük gelirli, kömüre, yağa, şekere muhtaç insanlar için karnını doyurmak, oylarının nereye gideceğinden daha önemlidir.
asıl kabahat, halkı oylarını satacak duruma getirenlerdedir.
akp iktidarı döneminden önce Türkiye Maden işletmelerine bağlı işçiler yer altına inememekteydi. çünkü masraflı olmaktaydı. yani işçinin madene inmemesi inmesinden daha karlı idi. bu formülle hem işçiler alın terinin karşılığını almakta hem de kömür ihtiyacı olan insanlara kömür yardımı yapılmaktadır. güzel yapılmaktadır. hoş olmaktadır.
toplum bir partiye menfaatinden ötürü yüzde elli sekiz oy veriyorsa o parti için iyi ve başarılı bir partidir diyebiliriz. partilere şahsi çıkarlarımız için oy veririz. yüzde yüzü mutlu edebilen bir parti henüz dünya siyaset hayatına girmemiştir.
"memur maaş zamları,
memur ek ödemeleri,
seyyanen zamlar,
çocuk yardımı,
aile yardımı,
süt parası,
öğrenci yardım parası,
burslar,
öğrenim kredileri,
asgari ücret zamları,
işçi ücret zamları,
vergi indirimleri,
devlet teşvikleri,
tarımsal krediler,
tarımsal teşvikler,
yol çalışmaları,
otoyol yapmalar,
duble yol yapmalar,
asvalt çalışmaları,
parke döşemeleri,
vs.vs."
-sen kömür aldın mı?
-yok benim emekli maaşım yüksekmiş bana vermediler.
-ya git kuran'a el bas oy verecem diye verirler.
-ciddi mi ?
-necati dayı öyle alıyor valla.
-gidim deneyim.
-hadi koş.