polat alemdar'ı bi' kenara koyduğumuz zaman dizinin ilgi/izlenme potansiyeli 3 elemana dayanıyor.
1-) memati baş
2-) muro
3-) yalçın bulut
şimdi senaristler ilginç bi' yöntem deniyorlar. memati'ye öldü süsü verdiler -ki gerçekten de ölmüş olabilir-, yalçın bulut muro tarafından vuruldu ölme ihtimali yüksek, ölmese dahi muro'yu paket edeceği kesin. anlamadığım nokta; dizi bu karakterler sayesinde ayakta dururken, bir bölüm içinde bunların tamamının köküne kibrit suyu sıkmak neden? dizi, polat'ın bu anam için, bu memati için, bu hede için lafları eşliğinde kafalara sıktığı mermilerle daha mı işlevsel olacak? daha mı fazla izlenecek?
bi' de kim lan bu iskender büyük? ülkeyi yönettiği söylenen ama 3 kişilik orkestrayı yönetecek çapa sahip olmayan kare as'a da kafam girsin, ne işe yarıyorlar acaba? büyük iskender birine suikast yapıyor, diğerinin torununu çalıyor, öbürünün korkudan dizleri titriyor, beriki zaten ortalarda yok.. ne işe yarar lan bunlar?
o değilde, muro ya da bulut ölürse hiç çekilmeyecek bu dizi. hele ikisi birden ölürse eyvahlar olsun, o kadar diyorum. kedi gibi zıplar artık polat damdan dama.
bu dizinin cok fazlasi etkisinde kalanlar var. hatta bu diziden turkiye'nin karanlik yuzunu (?!) gordugunu/gorebilecegini zannedenler var ki acinasi bir durum gercekten. yazik... *
türkiye'nin yakın tarihine sağlam göndermeler yapan dizi. maraş, konya olaylarının hepsinin planlanmış bir tertip olduğunu gözümüze sokan dizi. umarım birileri uğur mumcu cinayetine de bir başka gözle bakmayı dener. gerçek, orada bir yerlerde.
hıristiyanları hedef gösteren dizi. insanların boğazları kesilirken, ibadet yerleri taşlanırken, sokaklarda çekilip dövülürken, tehditler alırken bu yaptıkları olsa olsa ahlaksızlıktır.
uğur mumcu'yu hatırlatmış dizidir. son terör örgütü ile yazısını tamamlamadan öldüğü akıllara geldi. ama bize onu dinciler, irancılar ve mollalar öldürmüştü diye öğretmişlerdi.
- memati, adeta nuri alço filmlerindeki gibi eroine alıştırıldı.
- polat, mizancıların evinden çıkarken bastığı dalı mayın sanan erhan'a 'dalyarak' demememek için kendini zor tuttu ve 'bu adamla mı kurtaracam koca ülkeyi' diye düşünmekten geri alamadı kendini.
- büyük iskender'den sonra küçük iskender de sahneye çıktı. lakin, çıplak kalınca bana aydemir akbaş'ı hatırlattı nedense. karizması gitti, açık konuşayım... yalnız, inci de az orspu değilmiş!
- muro'nun üzerinden devrimcilere bir kez daha giydirildi. toplumda zaten varolan devrimci eşittir terörist mantığı biraz daha pekiştirildi.
- o çocuk muro'yu öldüremez!
- muro örgütün oyununa geldi.
- polat'ın yanında an itibariyle bir eroinman, bir beceriksiz garip bıyıklı adam, bir de abdüley var. bu kadroyla ülke kurtaılamaz bence.
- bu arada, ömer baba da az değilmiş. yumruktan kaçışı cüneyt arkın ustalığındaydı.
--spoiler--
çeto: başkanım televizyona çıkmış mıyız?(o sırada yaralı, hastanede yatıyor)
muro: evet çeto çıkmışız. hatta az önce bi' telefon geldi, çeto'yu anchorman yapmak istiyoruz, kabul eder mi dediler.
çeto: anh. akk. arkı.. o ney başkanım?
son bölümde, büyük iskender'in tataroğlu'nun kaşarlığa meyilli kızını götürdüğü sahnede ne hatunun ne de adamın elbiselerini çıkarma gereği duymadığı, memati'nin iki hafta boyunca tutulduğu yerden sonra ilk görüldüğü sahnede sinek kaydı traşıyla boy gösterdiği dizi olmuştur, anlaşılan adamlar eroin vermeden önce damat traşı da yapmışlar, çok düşünceliler vesselam.
ayrıca muro'nun da ileriki bölümdelerde "nalet olsun böyle örgüte" diyip örgütten ayrılmasını bekliyor ve büyük iskender'in de memati diyişine hasta olduğunu vurgulamak istiyorum, o ne lan öyle.