ateistler durmuyor, yanliş bilgilerle yanliş kelimeler kullanip insanlari yaniltiyorlar, birde sormus allah mi hata yapti peygamber mi yoksa peygamber kafasindan mi uydurdu? diye insanlari celiskiye sokmaya calisiyor. umudum kimsenin cehalete kapilip bu din düşmanlarina kanmamasidir, insanin internet gibi bir sanal alem de her okuduguna inanmamasi gerekir, zira asil dogrularin yazdigi kitap kur'an dir, turkceye cevrilmis sekilde de satiliyor alip ordan okumanizi gercekleri, dogrulari ogrenmenizi tavsiye ederim.
Çok iyi saçmalarım diyen yazarixon açtığı basliktir. Çünkü Kur'an Allah kelamidir ve hiçbir hata yoktur. Aksini iddaa eden ise zamanı geldiginde cayır cayır yanacaktir. Ama tevbe kapısı açıktır, tevbe edebilir.
5 - öyleyse insan neden yaratıldığına bir baksın.
6 - fışkırıp çıkan bir sudan yaratıldı.
7 - bu su, bel ile kaburga kemikleri arasından çıkar.
7nci her yerde farklı aslında çevirisi :
- ki omurga ile göğüsler arasından çıkar.
- (o su) sırt ile göğüs kafesi arasından çıkar.
sperm üretimi, ne yazık ki belde yapılamıyor.
*** şimdi müslüman kardeşlerimiz gelip bize bel-omurga ile testislerin aslında aynı yer olduğunu allahın kitabından seçkilerle anlatacaklar. olmazsa o su sperm değil başka su deyip aslında insanların mide suyundan ya da plasenta içindeki sudan oluştuğunu kanıtlayacaklar.
yenmemiş içilmemiş emek harcanmış kafa yorulmuş bir hesaptır. hiç mi işin yoktu da bu hesabı yaptın be kardeşim... hadi diyelim ki var. allahtan miras hukuku denen bir şey var. hadi uzlaşılmadı, mahkemeler var. yanlış olduğunu da sanmıyorum vardır bir yerde bir çeviri hatası.
tamamen iftiradır çünkü kuran muhammedden sonra kitap haline getirildi yani o yazmadı sadece söyledi. kimin sözleri olduğuna gelince bu kadar çok çelişki ve matematiksel hata olan sözler muhammedin sözleri ise o sizi kandırdı var olduğunu iddea ettiğiniz tanrının sözleri ise demekki tanrda yanılabiliyormuş.
matematik hususunda kafası basmayan, okul hayatı boyunca sürekli bu dersten kalan dingilleri, iddia edilen matematik hatalarını bulmak için birer matematik profesörüne çevirmesi bile kuran-ı kerim in ne denli kutsal bir kitap olduğunu kanıtlar niteliktedir.
iki çocuk ayrı ayrı kalem satmaktadırlar. Her ikisinin de 30'ar tane kalemi vardır. Biri, 3 kalemi 10 TL'ye, diğeri de 2 kalemi 10 TL'ye vermektedir. ilki 30 kalemden 100 TL, diğeri de 150 TL kazanır. ( Toplam 250 TL.) Ertesi gün yine 30'ar kalemle evlerinden çıkarlar. Yolda karşılaştıklarında biri diğerine der ki:
-Gel seninle ortak olalım. 60 (30+30) kalemin 5 (2+3) tanesini 20 (10+10)TL'ye satalım. Kazandığımız parayı da paylaşırız. Basit bir hesapla 60 kalemden 240 TL kazanırlar. Yani;
Kuranda miras taksimi anlatılırken bazı oranlar verilmiştir. Ancak bu oranlar mutlak olmayıp mirasa belli katılım şekillerine göredir. Katılımcıların sayı ve kimliklerine göre miras oranı değişebilmektedir. Mesela ölenin çocuğu varsa annesi 1/6, eğer ölenin çocuğu yoksa aynı anne 1/3 alır. Kadının çocuğu yoksa kocasından alacağı pay 1/4 çocuk varsa 1/8 dir. Katılımcıların oluşturduğu portreler birçok değişik şekilde olabilir. Oluşabilecek katılımcı şekillerinden bazılarına yönelik oranlar Kuranda verilmediği için gereken oranlar şartlara en uygun olan oranların eşit miktarda azaltılması ya da çoğaltılması yoluyla elde edilir ki buna islam hukukunda avliye ve reddiye denilmektedir.
Mesela;
Tek evlat olduğunda kız çocuğunun payı Kuranda 1/2 dir. Ancak sülalede miras alacak nitelikte kimse kalmadıysa kızın hakkı 1/2 olduğu halde kıza mirasın 1/1 i yani tamamı verilir. Bu durumda Kuranda verilen orana uyulmadı denilemez. Bu durum Usul-i fıkıhtaki "Nassın muktezâsı ile sâbit olan, bizzat nass'la sâbit olan gibidir" kaidesince icma-i ümmet tarafından hükme bağlanır.
Bunu kutuplarda namaz meselesine benzetmek de mümkündür, Kuranda 5 vakit namazın vakitleri bellidir fakat kutuplarda bu vakitler oluşmamaktadır. Bu durumda Kurandaki vakit tayinlerinin burada karşılığı yok, demekki Kuranda hata var denilemez. Şu halde yapılması gereken hadiste açıkça bildirildiği gibi o bölgeye en yakın vakitlerin oluştuğu bir yeri baz alarak namazların kılınmasıdır.
Kuranı Hz Muhammed'in kendi yazdığı, burada da hata yaptığı iddiası ise son derece mantıksızdır. Nitekim düşmanlarının bile nübüvvetini kabul etmemek için zekasını ikrar ettikleri ve hayatının önemli bir bölümünü ticaretle geçirmiş ve çevresindekilerin de ticaret ehli olduğu bir zatın bu kadar basit bir oranı bilmemesi mümkün müdür? Halbuki avliye ve reddiyeyi gerektirecek durumlar günümüz matematiğinin geldiği seviye ile ortaya çıkan bir şey değil bilakis o zamanın insanlarının çok rahat bir şekilde hesaplayabildikleri durumlardı.
Kuranda her şey en ince ayrıntısına kadar tarif edilmemiştir. Çünkü Kuran genel hudutlar koyduktan sonra oluşabilecek diğer ihtimalleri Hz Peygamberin sünnetine; sünnette de yoksa ümmetin sözbirliğine bırakır. Bu da "Ümmetim dalalet üzerine birleşmez"; diyen Hz Peygamberin ve mü’minlerin yolundan başkasına uymayı, "peygamberin yolundan ayrılmak" olarak bildiren Kuranın müminlerin akıl ve anlayışlarına verdiği önemi gösterir; tabiî ki bu akıl ve anlayış icma dediğimiz ortak kabule dayalı ortak akıldır.
bazı konularda matematiğin yeterli olmadığı durumlar her konuda mevcuttur. quantum fiziğini de azıcık oturup incelerseniz, matematiksel çıkmazlarla karşılabilirsiniz.
benim bildigim bir kisi oldugunde karisi mirasin yarisini, cocuklarda erkege 2 hak, kiza da 1 hak olarak paylastirilir islami paylasima gore. kiz evlendiginde kocasinin payindan da hak alacagi icin hakki 2 ye tamamlanir. ama bu konuyu tefsirlerden inceliycem.
o dönemin matematik anlayışı ile bu dönemin matematik anlayışı arasındaki fark olabilir, veya arapçadan çevriminde bir hata olabilir. O kadar yıl insanlar bunu okumuş etmiş bir hata bulamadılarsa şimdi bulunabileceğinden şüpheliyim çünkü.
