kur'an-ı kerim'den başka her kitabı bütün bütün okurlar, sıra kur'an'a gelince, içinden cımbızla hop bir ayet çıkartıp üstüne işte din bu! işte islam bu! derler,, tabii diyebilirsiniz, hakkınızdır, eleştirin, yorumlayın, beğenin ya da beğenmeyin tabii kişisel özgürlük hakkınızdır ne diyebilirim, ama ah be kardeşim kendine de haksızlık etme, zekiyim diyorsan, oku, oku, oku.. sonra bir ayetin neresinden tutarsan tut sana kalmış.. kur'an'ı kerim'de asla önüne geleni öldür, kafasını kes falan diye bir ayet geçmez, burada bahsedilen kişiler, doğrudan islama, müslümanlara saldıran, savaş açanlaradır.. sen de biliyorsun da işte yine de maksat yeşillik olsun, dere biraz bulansın istiyorsun, oh ne güzel.. peki bulandı mı dere! sana öyle geliyor, gözlüğü dereceli olan sensin, benim baktığım yerden bakabilseydin o kaynağın nasıl temiz, serin ve lezzetli olduğunu da görebilirdin, istemez misin kardeşim, istersin değil mi.. o zaman bir kez de kur'an'ı samimi olarak öğrenmek ve anlamak için oku,, neresinde nasıl bir hata ve yanlışlık bulabilirim diye değil..
yılların koyu bir ateistinin müslüman olmasının sebebi ne tarikat, ne günümüz müslümanları ne şu ne budur, sadece ve sadece kur'an-ı kerim'dir, elhamdülillah.. (kendimden biliyorum)
'andolsun ki; Biz, bu Kur'an'ı düşünüp öğüt alasınız diye sizin için kolaylaştırdık.. Düşünüp öğüt alan var mı?' kamer suresi 32. ayet
anlamayanın ben şunu anlamıyorum dediği bir tartışma yeri değil burası, önce samimiyet, önce akıl ve fikir, ve tefekkür.. bunlar olduktan sonra hala anlamıyorum diyemez bir insan, vallahi billahi teknik ve biyolojik olarak mümkün değil bu..
bu defalarca anlatıldı ama sözlüğe her yeni gelen, arama-araştırma alışkanlığı olmayanlar aynı şeyi yazıp duruyor. tevbe suresi'nin 5.ayeti, cımbızlanmak suretiyle üzerinden sürekli dezenformasyon yapılan bir ayettir.
tevbe suresi'nin 1.ayetinden başlayarak, 6, 12 ve 13.ayetlerini birlikte okuyun, anlarsınız. aslında kuran'ı bütün olarak ele alsanız daha doğru olur. islam'da savaşın şartı, müslümanlara savaş açılmasıdır.
bakara 256 da dinde zorlama olmadığını söylüyor ve buna benzer diğer ayetlerde de "resulüm, sana düşen sadece tebliğ etmektir" diye bildiriyor. yani insanları tutun, onlarla savaşın ve zorla Müslüman yapın denilmiyor.
tevbe suresi 5. ayette ise bahsedilen mevcut savaş durumundan bahsediliyor. islam dinini insanlara anlatılmasına karşı gelen, peygamber efendimiz ve taraflarlarını öldürmek isteyen müşriklerle olan savaş esnasını anlatan bir ayet. kutsal aylarda mecbur kalmadıkça savaşmayın, ama kutsal aylar çıktıktan sonra savaşabilirsiniz diyor. burada da masumu, kadını, çocuğu çoluğu kastetmiyor, şavaştığı insanları kastediyor.
ancak bir ateist kafasından çıkabilecek iki olmayan çelişki.
sürekli aynı ayetleri getirip önünüze sunarlar. genelde de tevbe suresınden alıntı yaparlar. hz muhammed ile o zamanda yasayan müsrikler arasında olan münasakaları anlatır.
kuran'a bütün olarak degıl de; a ve b diye bakarsan böyle çok çelişki bulursun. kuran'ın o zamanki inilis sırasıyla yazılmaması bunu daha da kolaylastırır.
dini bütün müslümanların küfür ederek karşıladığı çelişki. yav hani hoşgörü diniydi? burada hakaret yok, birşey yok. ama küfür yiyorsun işte. bunlar ilk fırsatta kafa da keser. araştırmak bile batıyor bunlara. evet.
gerçekten de merak ediyorum bunu. eğer ki bir din hocası ya da bunu objektif ve bir kalıba sokmadan mantık çerçevesi içinde açıklayabilecek birisi var ise başımın üzerinde yeri var. aydınlatın bizi. evet.
Hacc-ı ekber (en büyük hac) gününde Allah ve Resûlünden insanlara bir bildiridir: Allah ve Resûlü müşriklerden uzaktır. Eğer tevbe ederseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. Ve eğer yüz çevirirseniz bilin ki, siz Allah'ı âciz bırakacak değilsiniz. (Ey Muhammed)! o kâfirlere elem verici bir azabı müjdele!
Ancak kendileriyle antlaşma yaptığınız müşriklerden (antlaşma şartlarına uyan) hiçbir şeyi size eksik bırakmayan ve sizin aleyhinize herhangi bir kimseye arka çıkmayanlar (bu hükmün) dışındadır. Onların antlaşmalarını, süreleri bitinceye kadar tamamlayınız. Allah (haksızlıktan) sakınanları sever.
Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın, onları hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tevbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse artık yollarını serbest bırakın. Allah yarlığayan, esirgeyendir.
evet işte alenen belli, önce bir ihtar, sonra perişan edeceğine dair bir tehdit, daha sonra elem verici bir azab ve en sonunda da öldürün ya da tövbe eder ve namazı dosdoğru kılıyor ise serbest bırakın hükmü.
sadece arapça versiyonu okunarak anlaşılabileceğini söyleyenler aynı zamanda bu arap safsatalarıyla dolu kitabın aslında evrensel olduğunu iddia etmektedirler. bu kitaptaki sosyal ve toplumsal olarak günümüz şartlarının fersah fersah gerisindeki zihniyeti bırakın, tüm o mantıksızlıkları ve çelişkileri bi' kenara atın. bu kitap isa 'ya incil 'in indirildiğini ve çarmıhta ölmediğini iddia ettikten sonra zaten tarihsel olarak gerçekliğini yitirmiştir.