Cart curt bi ton hocanin lafina gerek yok. iq seviyesi 10luk tabani gecmis herhangi birisi bile uzun soluklu okudugu takdirde defalarca "lan az once boyle diyodu neden simdi soyle oldu ki" diyecektir.
Hazırcı manyakların kopi pastinden ibaret olan, noksan türkçe çevirilerden başka bir delil de bulamayanların uydurduğu çelişkilerdir.
Mesela yardımcı olayım şöyledir bir "çelişki"...
Dağlar hakkında pek çok ayet olup daima sabit oldukları vurgulanır. "Sabit dağlar" olarak tamlama şeklinde anılır.
Benzeri bir kaç ayet daha olup
Örnek bir ayet;
(16:15)Allah, yeryüzü sizi sarsmasın diye oraya sabit dağlar yerleştirdi. Yolunuzu bulmanız için de nehirler ve yollar yarattı.
Lakin bu tüm sabit vurgusunun tam tersi olan bir ayet de vardır ki;
(27:88)Sen dağları görürsün de, yerinde durur sanırsın. Oysa onlar bulutun yürümesi gibi yürümektedirler.(...)
Aaaaa çelişki, hani sabitti dağlar, şimdi de bulut gibi geziyorlarmış yeaaa ay ateist oluyorum şimci. Kuran çok şey yiaaa...
Salaklar.
Evet dağlar tahtaya çakılmış çiviler gibi sabittirler ve evet bulut gibi, suyun üzerinde tahta parçası gibi yüzerler de...
Sen bune çelişki dersin mesela ama biz jeoloji diyoruz, git biraz oku dicem ama... Sanmam yani.
Haaa jeoloji ile nisbeten çok yakın zamanda öğrendiğimiz bir bilgiden 1400yıl önce bahsedilmesi de bilemiyorum, tam da insan yazımı olduğunu gösteriyor.
Hem Copy paste fikir değil seninkiler gibi alın teri.
kuran'daki çelişik ifadeleri bulmanız ve bu ifadelerin neden kaynaklandığını bilmeniz için öncelikle kuran ilmini bilmeniz gerek arkadaşlar.
kuran ayetleri belirli durumlar üzerine indi, sorular üzerine indi, ihtiyaç üzerine indi..
yaklaşık 23 yılda indirilme süreci tamamlandı.
şimdi ayetlerin arkasındaki sebepleri bilmeden ayetler arasında çelişki varmış gibi gelmeyin buraya..
(bkz: al-i imran) 7. sana kitab'ı indiren o'dur. onun (kur'an'ın) bazı âyetleri muhkemdir ki, bunlar kitab'ın esasıdır. diğerleri de müteşâbihtir. kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler. halbuki onun tevilini ancak allah bilir. ilimde yüksek pâyeye erişenler ise: ona inandık; hepsi rabbimiz tarafındandır, derler. (bu inceliği) ancak aklıselim sahipleri düşünüp anlar.
----------
soru şudur:
burada bahsedilen "incelik" nedir?
cevabı da şudur: "muhkem ayetlerin apaçık deliller olduğunu idrak etmiş kişiler, müteşabih ayetlere "inandık" derler".
muhkem ayetler üzerinden yürüyerek müteşabih ayetlere iman edersiniz.
yani benim çok önceden anladığım (kur'an'ı okumadan önce) bir mevzudan bahsediliyor buradaki incelikte. "en çok bilen kişi, inanca ulaşmış kişidir." ilimde yüksek pâyeye erişenler bunlardır. az konuşurlar, bir konuşurlar, tam konuşurlar.
yani allah diyorsa ki "müteşabih ayetler vardır, ve onları siz bilmezsiniz ancak muhkem ayetleri idrak ettikten sonra onlara iman ederseniz" o halde okuduğumuzda bulacağımız bütün çelişkiler yekünen boşluğa düşmüş olur. çelişkinin kendisine bile iman edilmesi isteniyor. ha muhkem ayetlerden sonra inancın artar veya artmaz, müteşabih ayetlere iman edersin veya etmezsin orası seni ilgilendirir. zira "kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler."
kısacası hem müteşabih ayetler var deyip hem de "hiçbir tutarsızlık yok" derseniz, denklemi eşitlemiş olursunuz.
islam alimlerinin ittifakla kabul ettiği, bol miktarda bulunan çelişkilerdir.
görüyorum ki birileri suya sabuna dokunmayan örnekler vererek durumu kurtarmaya çalışıyor. geç onları...
mesele şudur: kitabını "indirmeyi" bitirdikten sonra aradan milyon yıl da geçse, insanlık akla hayale gelmez değişiklikler de geçirse sözünü ve hükmünü değiştirmeyeceğini ilan eden "tanrı", kuran'ın "indirildiği" 23 yıl içinde sözünü ve hükmünü defalarca değiştirmiş midir, değiştirmemiş midir?
tüm islam alimlerinin ittifak ettikleri ve olduğuna dair zaten kuran'da da ayet bulunan nesh meselesi budur. dolayısıyla kuran'da birbirini tutmayan, biri diğeri ile çeliştiği için, öncekinin hükmünü ortadan kaldıran bir çok ayet vardır.
kimi alim, nesh edilen ayet sayısını 80 küsura kadar çıkarmaktadır.
bu arada, kuran'da çelişki olmadığını iddia edenler "tevil"den dem vuruyorlar!.. merd-i kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler hesabı!.. tevil nedir? bir söze açık anlamından çok daha farklı bir anlam yüklemektir. herhangi bir kuran ayetini tevil etmek, "allah ne diyeceğini açıkça ifade etmekten acizdir bazen en açık gibi görünen ayetlerinde bile söylemek istediği başkadır. dolayısıyla biz düzeltiveriyoruz" demektir. tevilin, deyimsel kullanımların veya benzetmelerin asıl işaret ettikleri anlamlara göre yorumlanmasıyla bir alakası yoktur.
aynen iddia sahiplerinin de kabul buyurduğu gibi bir çok kuran ayeti "tevil" edilir. hadi fazla arızalı bir konuya girmemek için nur 3 örneğini vermekle yetineyim:
kur'an bir kitap değildir. kur'an'dan birçok ayet çıkarılmış ve eklenmiştir. kitap haline muhammed'den sonra dönüşmüştür. araplarda 7.yy'da on haneli sayılandırma ve tasnif yoktu. yunan ve hintlerle bağlantılıdır kur'an'ın tasnifi. kısaca temelden uydurma bir kitaptır zaten bu. ve kur'an'ın hakiki hali olan din selefiliktir.
yukardaki bazı arkadaşlarımın da dediği gibi, önce mealin ne olduğunu bir anlamak lazım. zaten herkesce bilinen bir gerçek var oda, hiç bir meal Kur'an yerine geçmesi mümkün değil. Yani tam anlamıyla anlamak için arapça orjinal versiyonu okumak ve anlamak lazım.
En önemlisi ile allah'ın hz. Muhammed'e " sen olmasaydın alemleri yaratmazdım " demesidir.
mantık olarak kendi eseri olan bir ürün için alem yaratması mantık hatasıdır. Bu allah bir tane muhammed yaratabiliyor demek midir ? Allah milyonlarca muhammed yaratamayacağı için mi alemleri yaratmıştır ? Kendi kulu için alem yaratması normal midir ? Muhammed'den önce dünya yok muydu ?
hangi din'e bakarsanız göreceğiniz şeylerdir, yeni ve şaşırtıcı bir durum değildir..
gerçekten de çok yeni birşeymiş gibi abartmamak gerek.. parmaklara harcanan enerjiye yazık..
Hâlâ Kuranı düşünüp anlamaya çalışmıyorlar mı? Eğer o, Allahtan başkası tarafından (indirilmiş) olsaydı, mutlaka onda birçok çelişki bulurlardı. Nisa 82
kuran'ı sözlüklerde tartışarak anlamaya çalışmak, ahırda klasik batı muziği konseri dinlemek kadar saçmadır.
şayet bu konularda cidden aklında sorusu olan insanlar varsa, doğru kaynaklardan beslenmezlerse onun bunun oyuncağı olma yoluna girmişler demektir.
bu tür sorular asırlardır sorulup, asırlardır cevaplandığı halde birileri sırf yeni yetme bir kesimin aklını bulandırmak için sanki bunların cevabı verilememiş gibi gündeme getirmekteler.
hakikaten bu tür soruları, masumca, sırf öğrenmek maksatlı olarak merak eden insanların, bunların cevabını öğreneceği asıl yer kesinlikle sözlükler değildir; en azından buralar ilk yer değildir. bu konularda, merak edenlere ciddi yardımcı olabilecek bir site olarak, acizane bir tavsiyem şudur, ki bu alanda en itibar edilen sitelerdendir;
35.maddeye cevap olarak füssilet suresinin 9-12 ayetlerini tekrar okumak gerekir 2 günde yer yaratılmıştır 4 günde rızıklar falan filan takdir edilmiştir. 2+4=6 eder, 8 değil. 8 diyen de ya matematik bilmiyordur ya da bok atmak için kör olabiliyorlar.
olmayan çelişkilerdir. Kimi inanmak için kurani okur, kimi inanmamak için. Şahsen inanmamak istesem kurandan delil getirmem çok aptalca olurdu. Amaç başka, amaç akıl bulandırabilir miyim sorunu. Gerizekalı olmak ya da senin inanmadığın kitapta belirtildiği gibi bozguncu olmak böyle birşey.
28- Allah insan gibi yemin eder mi? iddiasına cevap.
Üstte cevapladım. Bir dil ile bir şey yazarken o dilin özelliklerinden istifa edersin. Allah, Kur'an'ı Arapça indirdiği için o dönem sık kullanılan bir dikkat çekme olayına başvurmasında nasıl bir çelişki buldun anlaması güç.
Bir ayette Muhammed'in Arap toplumunda öncelikli bir yeri olmadığı ifade ediliyor. Bir tarafta eşlerinin değerli olduğu ifade edilmek isteniyor. Buradaki çelişki falan yoktur.
(bkz: arapça bilmeyip arapça kitapta çelişki bulmaya çalışmak)
anladın hepsini yaladın yuttun bu kaldı müslüman he.
ayrıca: (bkz: başka işi olmayıp inanmadığı dini sorgulayıp durmak) hayrola? icat falan yapsanıza yüce bilim insanları ve aydınlarsınız hepiniz, ne diye 1500 yıldır saplandınız kaldınız bize, bakın yolunuza.
bi laf vardı twitter'da dolaşan, ben budizmin açığını arıyor muyum lan sizin derdiniz ne gibisinden. derdiniz kendiniz de farkında değilsiniz. selametle.