18- Kıble, islamın ilk yıllarında neden Kudüstü? iddiasına cevap
Cevap vermeye bile lüzum görmüyorum. Kıblenin değiştirilmesi Kur'an'daki bir çelişki değildir. Sadece değiştirilmiştir. Haklıysan bile mantıksal olarak bu bir şeyi ispatatlamaz.
tefsir yoluna gidilmeyip, meal okuyarak, insanın başkalarının kur'an'dan ne anladığıyla uğraşmasının sonucudur bütün bu kafa karışıklıkları.
kur'an-ı kerimin türkçe tercümesi imkansızdır. arapça karakteristik özellikleri olan bir dildir. birçok kelimenin türkçe karşılığı yoktur. tefsir yolu açıktır, ona başvurulması gerekir. insanın tefsir okumamaktaki tembelliğini kur'an üzerine yıkması ise büyük bir acımasızlıktır, bedbahtlıktır.
en kötüsü dünya hayatına da, sonsuz bir hayata da işte böyle zarar verir.
21- Kuran Mekke ve çevresine mi yoksa tüm insanlara mı? iddiasına cevap
Kur'an'ın metni evrensel değildir. Hiçbir metin evrensel olamaz. Çünkü mecburen hangi dilde yazıyorsanız o dilin etkinlendiği kültürel özellikten yararlanırsınız. Burada Kur'an'ın arapça bilerek anlaşılmasının daha iyi olduğu ifade edilmiştir.
Kur'an'ın metni değil MESAJI evrenseldir. Mesaj olarak bütün insanlığa hitap eder ama dili Arapça'dır metni bölgeseldir.
4- Cennetin genişliği ne kadardır? iddiasına cevap.
Bu ancak kuran mealini okumamış bir kişinin sorusudur. Kur'an'da birçok farklı cennet isimleriyle zikredilir. Örneğin adn cennetleri ve diğer farklı cennetler. Bu farklı cennetlerin ya da cennet bölümlerinin genişlikleri farklıdır.
Hâlâ Kuranı inceleyip düşünmeye çalışmıyorlar mı? Eğer o, Allahtan başkası tarafından (indirilmiş) olsaydı, mutlaka onda birçok çelişki bulurlardı. (Nisa,82)
Bu Allah mı sorgulamayı yasaklıyor? Alakasız bir kıssadan çekip kafa karıştırma.
12. iddiaya cevap: Salat kelimesinin farklı anlamları mevcuttur. O ayette kullanılan anlamı ise "yardım etmektir." Klasik Arapça kurallarıan göre bu çok nettir, sapla samanın karıştırılmaması gerekir.
Cevap 1: Şefaat vardır. Fakat ayetlerde vurgulanan nokta Allah'ın izin vereceği kişiler dışında kimsenin şefaat edemeyeceğidir. Kur'an 10 tane kutsal kitabın birleşimi değil tek bir kitaptır. Ayetleri birlikte anlamak gerekir. Bakara Suresi 48. ayette kastedilen kişiler Allah katından söz almamış kişilerdir. Kur'an da bu kullanım sıkça görülür.
tevbe 5;
Haram aylar çıkınca bu Allah'a ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
maide 32;
Bunun içindir ki, isrâiloğulları'na: "Kim, bir cana kıymayan veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayan bir nefsi öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir nefsin yaşamasına sebep olursa, bütün insanları yaşatmış gibi olur" hükmünü yazdık (farz kıldık).
allaha ortak koşmak şahsi bir şeydir, bozgunculuk çıkarmak değildir.
kur'andaki çelişkilere çocuklarında azapta ölmesi gösterilmiş, mülk o'nun yaratıcı o, çocuklara insanlara can veren o, insanı hikmetli bir sınamadan geçiren o, üstelik dünya hayatının tek gerçek olmadığını bizlere bildiren o ve ölen çocuk bir çelişki olacak öyle mi? inkar edip azaba uğrayan mı daha şanssız o masum çocuk mu? elbette inkar eden insan şanssız. çocuğu ise öte dünyalarla bir düşündüğümüzde pek şanslı. çelişki allah'ı insanlaştırma temayülü ve hayatın dünya ile sınırlı olduğu savıyla ancak mümkün olur ki kur'andaki allah bu değildir.
Alemlerin rabbi olan Allah, peygamberimiz aracılığıyla indirdiği kitabın içine sizce böyle bir çelişkiye yer verir mi? Biraz mantığınızı kullanmanızı rica ediyorum. insanlığı aydınlığa sürüklemek için çelişkili bir kitap mıdır K. Kerim? Lütfen yapmayın. Size verdiği beyini doğru yönlerde kullanın.
bazıları eski ahitle ortak olan çelişkilerdir. peygamberlerin hikayelerindeki çelişkilerdir bunlar. misal, az önce de bir başka entry' de yazdım, ibrahim' in isteği üzerine eğer sodom' da on masum varsa onların hatrına şehrin affedileceğinin söylenmesi gibi. sodom bütünüyle yok edilmiştir; ama insan düşünmeden edemiyor sodom' da on tane çocuk yok muydu diye? islam' da ilk günah diye bir şey olmadığı için çocukların günahkâr olması gibi bir şey söz konusu değil. keza bütün peygamberlerin günahsız olduğunu savunur kuran oysa ibrahim ve lut birbiriyle kavgalıdırlar, bu durumda en az biri haksızdır ve tanrı kelamını bir kenara bırakıp kavga ettikleri için günahkardırlar da. musa mısır' dan bir ibraniyle kavga eden bir mısırlı' yı öldürdüğü için sürülmüştür. bu örnekler sayısız defa uzatılabilir. örneğin yunus peygamber gemiye neden binmişti? tanrı' dan kaçıyordu, tanrı' dan kaçabileceğini düşünmek günah değil midir, o halde yunus nasıl günahsız olur. peki bunlar çelişki değilse nedir?
diğer ilahi dinlerle alakalı çelişkilerdir. islam diğer ilahi dinleri kabul eder mi etmez mi?
Bakara-62. Şüphesiz, inananlar, Yahudi olanlar, Hıristiyanlar ve Sabiilerden Allah'a ve ahiret gününe inanıp yararlı iş yapanların ecirleri Rablerinin katındadır. Onlar için artık korku ve üzüntü yoktur.
Ali imran-85. Kim islam'dan başka bir din ararsa, (bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.
bakara 62'de diğer dinleri kabul eden ve meşru gören islam, ali imran 85'te diğer iki ilahi dini kabul etmiyor. ya islam ya hiç diyor.
şimdi bazı mümünler eminim çıkıp 'abi tevrat, incil bozuldu ondan öyle' diyecekler. ama ne zaman, niye ve hangi bölümlerinin bozulduğunu açıklayamadıkları gibi bunu kuran'da açıklamıyor. ki bozulma zamanı yazıldıysa.
insanın küçükken kazandığı allah sevgisi olmasa ya da var olan bu sevgiyi, türlü suni sebeblerle ortadan kaldırmaya uğraşan: nefs-şeytan-inançsız toplum ve özellikle inançsız ünlülerine karşı, bu üçlüden gelen çelişkiye düşürecek fikirlerden uzak duracak, iradeyi gösterebilirse çelişkiye düşmez. ve şu ön kabulle rahatlar hakikatini anlamasa bile: allah'ın yarattıklarında çelişki bulamazsınız.
bir mümin'in bu çelişkileri anlaması ve kabul etmesi bir anda olacak bir şey değildir. hatta bazıları kafasını çevirmez bile görmezden gelir. normal olan budur çünkü küçük yaşlardan beridir din ile korkutulmuş çocuklarız. allah çarpar, allah taş yapar, allah cehennemde yakar. ruhani olarak korkuyu küçükten verdikten sonra o çocuk dine körü körüne bağlanır, zeki ve salak olmasıyla ilgili değildir bu. aşı tutmuştur. ve bazı müminler kuran'da çelişki bulsa da kendini toplumda ifade edemez, dışlanır, taşlanır, her türlü haktan dolaylı veya direk olarak men edilir. bu sindirme politikasının kurbanı olmak istemez kimse zaten fakir bir ülkede yaşıyorsun allah varmış yokmuş çok önemli olmuyor, var mı he var. ama dini alimlere ve din simsarlarına faydası var düz müminlere faydası yok.
çelişkiye bakın:su sıcak ortamda buhar olur, sogukta ise buz, ayrıca deniz,dalga, nehir, dere, göl gibi yerlerin de aslı sudur. şimdi su tek olduğu halde isimleri ortama göre değişti. ateistlerin bir türlü anlamadıkları ya da kasten çarpıttıkları ortamları kaldırıp suyun adı neden bir yerde buhar başka bir yerde dalga oluyor çelişki olmuyor mu, düşüncesidir. olmuyor anam olmuyor. yaratılış çelişkisi diye sunulanı bu teşbih ortadan kaldırır. anlayana.
bir çok müslümanı kafirliğe sürükleyen çelişkilerdir. çünkü ulema olmak için yırtınan müminler kuran'da yazan ayetleri çelişmesin diye çeviriyorlar, çarpıyıyorlar. islam dinine göre allah'ın kelamını çeviren çarpıtan kafirdir.
örnek vermek gerekirse #12817842 entry sahibi yazar #12811943 nolu entry'de yazan ayetleri değiştirip saptırarak islam dinine göre dinden çıkmıştır. ama şahadet getirir geri girer ama bazı ayetlere görede giremez bilemiyorum daha büyük ulemalara gitmesi lazım. koskoca tanrı çelişen ayet göndersdiyse müslümanlarda oturup kuzu kuzu çelişmek zorundadır. size mi kaldı tanrınızın buyruğunu düzeltmek.
insanın neyden yaratıldığına dair net çelişkiler vardır.
alak suresi 2. ayet:
'O insanı alaktan(kan pıhtısından) yarattı.
Nur suresi 45. ayet:
'Allah bütün canlıları sudan yarattı. işte bunlardan bir kısmı karnı üzerinde sürünür, kimi iki ayak üzerinde yürür, kimisi dört ayak üzerinde yürür. Allah dilediğini yaratır. Çünkü Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir.' (sudan yarattı diyor)
Hicr suresi 26. ayet:
'Andolsun, biz insanı kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş bir balçıktan yarattık.' (şimdi balçık oldu)
insanın tarifi net verilmemiş galiba evde yapmasınlar diye.
Allah ın kula verdiği en büyük nimet akıldır. şu dünyada elinize hazır geçen ne var ki. Allah sana akıl bahşetmiş ki, doğru yolu bulabilesin. önüne hazır koyaydı kulluğun ne anlamı kalırdı ki?