atlantikle akdeniz´in sularının birbirlerine karışmama hadisesi, enterasandır, ama belki de kuran aslında bütün büyük denizlerin sularının birbirlerine karışmadığına dem vurmaktadır. mesela atlantik hint okyanusundan daha tuzludur- haddızatında atlantik hayvani büyüklüğüne rağmen neredeyse akdeniz kadar tuzludur...demek ki sadece akdeniz´le atlantik diil, hint okyanusuyla atlantik de birbirlerine karışmamaktadır.
dünyanın normal deniz olarak bilinen en tuzlu denizi kızıldenizdir. kızıldeniz direkt olarak hint okyanusuyla birleşir, heyhat, hint okyanusu suyu en an tuzlu okyanustur. demek ki kızıldenizle hint okyanusu da birbirlerine karışmamaktadırlar.
ancak tabii o günkü insanların bunları bilmesi imkan dahilinde diildir. bu bilgi kuran´da mevcuttur, ve bütün dillerdeki çevirilerinde .almanca da da- "denizlerin birbirlerine karışmaması" babından tercüme edilir.
bunun dışında , mesela aklıma hemen gelen, nahl suresi 68´inci ayettir. nahl "arı" demektir. arapçada konuşma ve hitap şekli dişi ve erkek olarak değişir, bir kadınla konuşurken, bir erkekle konuşurkenden farklı konuşursun arapçada - bu durum ibranicede de böyledir- bütün sayılar, takılar, sıfatlar, iyelikler fiil çekimleri dişi ve erkek olarak ayrılırlar.
ayet 68 de "git ve insanlar için de yararlı olan balı yap !!" diye allah arıya vahyeder bu hitap şekli "dişiye yönelik" yapılmıştır, yani ayetin söylem şeklinden, bu bahsi geçen vahyin "dişi arıya" yapıldığı sonucunu çıkartmak zorunda kalırız.
bugün, daha 20 yyıldan beri bilmekteyiz ki, balı yapan sadece ve sadece dişi arıdır !!
kuran´ı ancak dikkatli okuduğumuz zaman içindekileri anlarız. kuran çok "dağınık" yazılmıştır, bu belki de kitabı okuyanın kitabı bütün olarak okumasını, bir çırpıda okumasını, tavsiye etme durumudur.
mesela yasin suresinde bir kısmı anlatılan bir kıssanın baş tarafı bakara suresindedir !! kuran mütemadiyen konudan konuya atlar, anlattığı bir şeyi bilinçli olarak yarım bırakır, ondan sonra bambaşka konulara geçer. mesela kadın düşmanı sure olarak geçen nisa suresindeki "kadının erkeğin yarısı kadar hakkı olduğu" konusu, kuran´ın başka surelerinde açıklığa kavuşturulur, işin aslı hiç de o müslüman geçinen din bezirganlarının aksettirdiği gibi diildir.
e bu da tabii allah´ın mütemadiyen söylediği "bu bir imtihandır" sözünün tecelli etmesi durumudur. adam kadın düşmanıysa, sana nisa suresindeki o ayetleri gösterecektir, böylece allah da o şahsın "kadın düşmanı " olduğunu bilecektir...ahiret günü cenab-ı hak o şahsa " ey kulum, hayatın boyunca gösterip durdurduğun o ayetleri biz şurada ve şurada ayrıntılarıyla açıkladık, o ayetleri neden referans göstermedin ?" diye sorduğunda bakalım bizim kadın düşmanı din bezirganı ne cevap verecektir?!...
kuran roman gibi okunmaz, kuran bir şiirdir, birçok kelime normal konuşma dilindekinden çok başka anlamlarda kullanılmıştır. o yüzden bu kitabı çevirmek güçtür.
dinde ilerlemiş olan yaşar nuri hoca, mehmet okuyan hoca ve birkaç başka hoca da bilindiği üzre hiç de din bezirganları gibi yobaz ya da çomarkafa adamlar diillerdi. kuran zaten çok ince detaylarla bezenmiş çok önemli bir kitaptır.
batılı, arapça bilen dostlarımız derler ki, işin dini yönü, inanç yönü b ir tarafa, sadece edebi açıdan bakılırsa, arap edebiyatının en büyük başyapıtı kuran-ı kerim´dir, derler.
kuran´ın içindeki bir sürü mucizeyi ben konuyla sadece hobi olarak ilgilendim, ama konuyu çeşitli kitaplardan okudum. konunun uzmanlarıyla tartıştım, buna binaen söyleyebilirim ki, kuran bir dinsiz için eşi benzeri bulunmayan edebi bir başyapıttır, inanan içinse içi mucizelerle dolu allah kelamıdır.
Bahsettiğiniz, yazmıyor dediğiniz mucizeler döneme hitap eden mucizelerdir. Yani kimse o mucizeleri okuyarak iman etmez. Misal hz isa nın ölüyü diriltmesi mucizesini ben burada size anlatsam kaç kişi iman eder? Kimse etmez ama hz isa bizzat o dönemin insanlarına uygulamalı anlatınca işe yarıyor, o yüzden peygamberlere verilen mucizelerden daha çok evrendeki mucizelerden bahsediyor.
Demek istediğim maddi elle tutulur gözle görülür mucizelerden çok, akla yatkın okuyarak anlayabileceğimiz mucizeler yazıyor kuranda, çünkü kur-an sadece o dönemin insanlarına inmedi bize de indi.