kuran ı kerim deki irade çelişkisi

entry18 galeri1
    1.
  1. 2 ayetin karşılaştırması ile ortaya çıkan çelişki. her ikisinde de diyanet çevirisini baz alıyorum

    önce şura suresi 30. ayet.

    --spoiler--
    Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. (Bununla beraber) Allah çoğunu affeder.
    --spoiler--

    http://www.kuranmeali.org...urani_kerim_mealleri.aspx

    ve şimdi de en'am suresi 125. ayet.

    --spoiler--
    Allah kimi doğru yola iletmek isterse onun kalbini islâm'a açar; kimi de saptırmak isterse göğe çıkıyormuş gibi kalbini iyice daraltır. Allah inanmayanların üstüne işte böyle murdarlık verir.
    --spoiler--

    http://www.kuranmeali.org...urani_kerim_mealleri.aspx

    evet şimdi soru şu.
    kendi irademiz yüzünden mi günah işliyoruz, allah kimi saptırmak isterse onun yüzünden mi? evet.
    8 ...
  2. 2.
  3. inanmak icin mi yoksa sirf din ile ugrasmak icin mi arastirildigini dusundugum celiskidir.
    inanmaya cabaliyorsan tamam ama sirf tartisma ortami yaratayim diye konu aciyorsan ciddi sorunlarin var.
    5 ...
  4. 3.
  5. sorgulamaktan korkanların kaçak dövüştüğünü gösteren, sadece bir takım yaftalar vurabildiği çelişki. ne kadar da korkuyorsunuz bu çelişkilerin ortaya dökülmesinden, sosyal platformlarda tartışılmasından. çürütün bu tezi, bir insan daha kazandırın dine ama dogmalarla değil, analitik ve mantıksal düşünceler çerçevesinde.

    sonuçta islamiyet; bir insan daha kazanır. siz de develere sahip olmaktan daha hoş bir sevap.

    (Allah'a yemin ederim ki, Cenab-ı Hakkın senin aracılığınla bir tek kişiyi hidayete kavuşturması, en kıymetli dünya malından, kırmızı develere sahip olmaktan daha iyidir.) buhari.

    evet.
    4 ...
  6. 4.
  7. Yaradan affedecimidir yoksa cezalayıcı mıdır.. ? sorusunu getiren bir çelişki durumunu ortaya koyar. Yaradın kullarını sevdiğini ve affedicidir oldduğunu vurguluyor islam. Fakat Kuran'ı okuduğumuzda belli bir azap bekliyor. Çoğu insanın her türlü kuralı yıktığı bellidir. Ne kadar Hacca gitse ne kadar oruç tutsa ne kadar namaz kılsa gene bir günah işliyor buna bakarsak tüm insanlık veya insanşığın çoğu Cehennem kapısındadır.
    1 ...
  8. 5.
  9. cüzi irade ve külli irade vardır.
    cüzi irade: Allah'ın kula verdiği, kendi aklı ile hareket edebileceği özelliğidir.
    Külli irade:Allah'ın mutlak iradesidir.

    Lakin, şura 30. ayette bahsedilen cüzi iradedir en'am 125 ise, külli iradedir.

    124. ayeti anlayanlar, (Onlara bir âyet geldiği zaman: "Allah'ın peygamberlerine verilenin aynısı bize de verilmedikçe iman etmeyiz" derler. Allah peygamberliğini kime vereceğini daha iyi bilir. Suçlu olanlara, yaptıkları hilelerinden dolayı Allah katından bir zillet ve şiddetli bir azap erişecektir.) devamı olduğunu göreceklerdir.

    125. ayete gelince; "allah kimi doğru yola iletmek isterse onun kalbini islâm'a açar; kimi de saptırmak isterse göğe çıkıyormuş gibi kalbini iyice daraltır. allah inanmayanların üstüne işte böyle murdarlık verir."

    peygamber'lere gelen mertebenin kendilerinde olmadıkça iman etmeyeceklerini dile getiren kafirlerdir.
    125. ayetin son cümlesini ele alalım. allah inanmayanların üstüne işte böyle murdarlık verir: nasıl verir? göğe çıkıyormuş gibi kalbini daraltarak. allah kimin kalbini daraltır? kimi saptırmak isterse, burada külli iradedir. dön 124. ayete, peygamberlere verilen benzeri şeyler bizlere verilmedikçe iman etmeyiz diyor kafirler, dön 125. ayete allah eğer isterse onu islam'a yöneltir, kimi saptırmak isterse de kalbini daraltır.
    külli irade, şu kulum günahkar olsun bu kulum sevaplı olsun değildir.
    “De ki: “işte Rabbiniz tarafından gerçek geldi. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin.”(Kehf, 18/29)
    Yukarıdaki ayetden şu anlaşılmaktadır ki, Allahu Teala hidayeti ancak talep edene vereceğini bildirmiştir..
    4 ...
  10. 6.
  11. çelişkiden ötürü mini etek gitmiş bir abimizin beyanı. kafasındaki kuşkuları gidersek jartiyer giymeyeceği ne malum. ilişmeyin.
    3 ...
  12. 7.
  13. bir soru buldum, bir de cevap.

    --soru--
    Nahl 93(Diyanet çevirisi) ;

    Allah dileseydi hepinizi bir tek ümmet kılardı; fakat O, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Yaptıklarınızdan mutlaka sorumlu tutulacaksınız.

    _______

    Şimdi ayete baktığımızda, Allah istediği herhangi bir insanı doğru yoldan saptırabileceğinden bahsediyor.

    Hemen sonraki cümlede ise, ''Yaptıklarınızdan mutlaka sorumlu tutulacaksınız'' diyor.

    Bu nasıl bir mantıkdır? bu nasıl bir çelişkidir?

    sırf Allah canı istedi diye yoldan saptırdığı bir insan bunun cezasını cehennem azabı ile ödüyor. Allah kendi yaptığı şeyin cezasını damı insana çektiriyor?

    o zaman insan demezmi ''sen istedin diye yoldan saptım, şimdi niye işkencesini ben çekiyorum'' diye.
    --soru--

    --cevap--
    Doğru yoldan saptırılmayı hakedecek ne yaptık; ve bunu ne zaman yaptık acaba?

    Vardır bir kusurumuz. Neticede hikmetinden sual olunamayacağı bize öğretildi..Vardır bir kusurumuz ana rahminde; ya da evveliyatında.

    Muhakkak vardır.

    --cevap--

    --size kötü bir haber--
    islam'dan haberdar iseniz ve aklınızda ki tüm sorulara rağmen iman etmediyseniz islam inancına göre cehennemliksiniz.
    --size kötü bir haber--

    bu arada diyanet'e pek güvenmemek lazım. sonuçta isabet ettirir kelimesini çarpar diye çeviriyor. yıldırım(elektrik dediğimiz hede) bir elektronik cihaza isabet ettiğinde çarpmaz, çalıştırır.
    2 ...
  14. 8.
  15. Bak kardeşim burda kader anlayışınız çok yanlış kısaca anlatiyim.

    Kader ;
    Allah bildiği için yaptıkların değil ,
    Sen yaptığın için Allahın bileceği şeylerdir.

    Yani sana olaylar verilir bunları allah verir bu olayları ama seçimleri sen yapacaksındır bu yol ayrımında ki kararı sen verdiğin için '' allah bilir ''.
    0 ...
  16. 9.
  17. çelişki yoktur konu yine iradeyle ilintilidir. "allah diledigine hidayet verir"den murat, insanın hidayete yönelik iyi amelleridir.zira şu ayeti unutmayın;rad 11"gerçek şu ki, insanlar kendi iç dünyalarını değiştirmeden allah onların durumlarını değiştirmez" bu ikili anlam taşır hem iyilik, hem kötülük anlamında.yani önce sen isteyeceksin, sonra allah sana istediğini verecek.
    0 ...
  18. 10.
  19. kaç sene geçti, eski, ateizmin kıyısından dönmüş bir insan olarak, tevratı, incili az çok bilen bir müslüman olarak diyorum ki.

    bunu sana anlatmak çok uzun sürer.

    görmek için okursan görürsün birader.
    0 ...
  20. 11.
  21. anlatmak uzun sürermiş.

    diyemiyorlar ki evet haklısın, bu bir çelişkidir. evet.
    2 ...
  22. 12.
  23. çelişkilerle dolu bir kitap olduğuna başka bir ispattır.
    1 ...
  24. 13.
  25. ozgur irade yoktur allahin dedigini yapmak vardir. hele bir yapma. coluk cocuk koca dunyayi sel bastirir alayini bogar.

    (bkz: you crazy bro)
    3 ...
  26. 14.
  27. Yapılan kötü amellerin kimisi kişinin kendi iradesi ile yapılmıştır fakat kişinin hayatını etkileyecek boyutta ki günahlar allah'ın kader olarak belirttiğimiz kişi için onu layık görmesiyle yapılan günahlardır.
    Mesela bir insanın bir olay karşısında yalan söylemesi kendi iradesiyle işlemiş olduğu bir Günah iken bir anda sinirlenip hiç birşey düşünemeyip bir insan öldürmüş olması kendi iradesiyle seçmiş olduğu bir Günah değildir zaten yaratıcı kişiye bir kader biçmemiş olsa dahi o kişi doğup büyüyüp ileride o günahı işleyeceğini bildiği için kader denilen şeye o kişinin yapacağı şeyleri yazmıştır.
    Kader yazılmış olsada olmasada o kişi onu yapacaktı zaten.
    1 ...
  28. 15.
  29. Kişinin doğması yada anne babasını şeçememiş olması gibi şeyler zaten kendi iradesi dışındır yada kaç yasında öleceğini kendi belirleyememesi gibi.
    0 ...
  30. 16.
  31. allah insana kendi iradesince istediğini seçme izni vermiş lakin bunun sonuçlarını da insanın önüne koymuş. yani "sonuçlarını" biliyorsunuz ve bu kurallara uyup uymamak sizin iradenizde.
    1 ...
  32. 17.
  33. Burada mevzuya nüfuz edememek, külli irade ve cüzi irade arasındaki ilişkiyi anlamamaktan kaynaklanıyor olabilir. Matematikte kümeleri düşünelim. Diyelim ki A kümesi B kümesini kapsıyor. B kümesi kendi içinde özerktir ve eylemi kendine aittir. Ama aynı zamanda A kümesine tabidir ve eylemi onun iradesi haricine taşamaz.

    Külli irade ve cüzi irade arasındaki ilişki de bunun gibidir. Bizlerin iradesi var ve bu cüzi iradedir; isteğimizle sevap veya günah işleriz. Aynı zamanda bütün eylemlerimiz külli iradeye tabidir: yani günah da işlesek, sevap da işlesek bu külli iradenin kontrolünde gerçekleşir.
    0 ...
  34. 18.
  35. kimi müminin bol küfürlü "irşad" denemelerine sahne olan çelişkidir. bunca küfürden sonra hidayete ereceğimiz kesindir!...

    küfürbaz mümin "bir insanı öldürmek ya da ona iyilik yapmak insanın elindedir" diyor. meseleye o açıdan da bakabiliriz ama ilgili kuran ayetleri daha net olduğu için şu açıdan bakalım: dediği cümlenin bir benzeri "iman etmek veya etmemek insanın elindedir" olmuyor mu? oluyor... fakat kuran'da insanları imana ancak allah'ın döndürebileceği, dilediğinin iman edeceği, dilediğinin etmeyeceği defalarca tekrarlanmış durumda.

    tabi diyeceklerdir ki "öyledir ama üzerinde açık bir baskı, açık bir yönlendirme hissetmediğine göre, iman etmezsen sorumlu sayılırsın". yani allah öyle dilediği için imansız oluyoruz ama dileğini bize açıkça hissedilir şekilde dikte etmediği için sorumlu sayılıyoruz. böyle bir mantığa (!) denk gelen örnek ne olabilir? düşünelim:

    bir fareyi bir labirente koyalım. labirentteki tek bir çıkış dokunduğu anda elektrikle kızartma olacağı bir kapı olsun. fare cüz'i iradesiyle sağa da koştursa sola da eninde sonunda o kapıda bulacaktır kendini.

    tabi bir de şöyle söylenebilir. "efendim neden tek bir kapı olsun? birinde felaha ereceği iki kapı da olabilir". olabilir olmaya ama o zaman farenin hangi kapıdan çıkacağını bilemeyiz. fakat iddiaya göre tanrı bilmektedir. bildiğine göre deney düzeneği bir üst paragrafta olan düzenek olsa gerek...

    böyle olduğunun bir ispatı da tebbet suresidir. malum, söz konusu sure ebu leheb daha sağken "inmiş", kendisi cehenneme mahkum edilmişti. yani istese bile iman etmesi mümkün değildi.

    kimisi diyebilir ki "efendim ebu leheb zaten azgın bir müşrikti. sonunun önceden belli olmasında şaşılacak ne var?"... sonradan ebu süfyan gibi birinin iman ettiği düşünülürse şaşılacak çok şey var ama hadi şaşırmayalım ve başka bir örneğe bakalım:

    diğer örnek kuran'da geçen hızır (olduğu düşünülen, allah'ın sevdiği kişi; biz hızır diyelim) ve musa kıssasıdır. hızır musa ile yolculuk ederken gördüğü bir çocuğu öldürüverir. musa kızar tabi kendisine. hızır der ki:

    "Çocuğa gelince, onun anne ve babası mü'min kimselerdi. Bundan dolayı, onun kendilerine azgınlık ve inkar zorunu kullanmasından endişe edip-korktuk. Böylece, onlara Rablerinin ondan temiz olmak bakımından daha hayırlısı, merhamet bakımından da daha yakın olanını vermesini diledik." (Kehf, 18/80-81)

    görüleceği üzere hiç bir günahı olmayan bir çocuğun azgın olacağı garanti edilmiştir!.. aslında garanti de edilmemiş, azgın olacağı endişe konusuymuş!... yani öldürülmesi için yeterli sebepmiş!.. üstelik yerine gelecek çocuk daha hayırlı olacakmış!...

    yani birileri bunları mantıksız bulduğumuz için mi bunca sövüyor!.. yahu sövmek yerine işin aslını esasını adam gibi anlatsanıza aynen bizim yaptığımız gibi... sövgü haksızların son sığınağıdır vesselam...
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük