parası vardır kullanmıyordur, bize mi dert zenginliği. fakiriz işte arkadaşlar kabul edelim, bu durumla barışık yaşayalım, zengin piçleri dışlamayalım.
bunlardan birisi de benim. elimde maaş için verilen banka kartları var, * taksit yapıyor, kuruşları ödemiyorum, internetten alışveriş yapabiliyorum. üstelik bunu nakit para öder gibi yapıyorum. elin kredisiyle alışveriş yapmaya gerek yok. ay sonu şu bankaya şu kadar, öbür bankadan al buna ver gibi ali cengiz oyunları yapmak zorunda kalmıyorum. hoş elimden gelse banka kartını da kullanmam da maaş için kullanmak zorundayım.
ayağını yorganına göre uzatan ve temkinli insandır, benimdir. o kadar borcun altına girmeye götüm yemez, faizi vs alır başını gider sonra aileden azar işitmek var öğrenci adamız sonuçta.
bu yüzden banka kartı diye yanlışlıkla babamla beraber formunu doldurduğum* kredi kartını eve gelir gelmez şifre bile almadan iptal ettirdim. gelen-giden para transferleri için banka hesabı ve banka kartı yeterli oluyor,* kyk' nın kartından avans ile alışveriş yapabilmek zaten bir nevi kredi kartı etkisi vermekte.* onun dışında internet alışverişleri içinse enpara var, bir tek taksit imkanlarından mahrum kalınıyor o kadar da olsun artık*
Borç yapıp borcumuzu ödemek için zorunlu çalışmamız için üretilmiş olan kartı kullanamayan insandır. Akıllıdır, gereksiz harcama yapmaz, bilinçli tüketicidir.
dili yanan insandır. Örneğin ''ben''. Borcumu 2 ay geciktirdim ve sonrasında borcun tamamını tek seferde ödedim. Bana söyledikleri ''cezanız var.'' ''Toplu ödemeseydim bu cezayı ödeyecek miydim?'' diye sordum. ''Hayır zaten fazlasıyla faiz işleyecekti'' dediler. Sinirlendim ve ağzıma geleni söyledim güvenliklerin kovmasıyla dışarı çıktım. Bir daha siksen elimi sürmem karta.
ailecek biziz. almadık almıyoruz. Salon koltuk takımımız 1991de alındı klasik bir takım halen tertemiz. bir tüplü bir de ilk renkli tv lerden iki tane televizyonumuz var. renkli televizyonun atası olan tv miz uzaktan kumandalı değil, çıt çıt diye 10 tane farklı kanala ayarlanabiliyor.
geriden gelmiyoruz bile. biz oradayız canı isteyen evimize buyursun kendi gelsin. bil cümleye kapımız açıktır. sizin faize yatırdığınızla alamadığınız mutluluğu biz size bir bardak demli çay olarak ikram ederiz. ama mutlu olur musunuz orası size kalmış.
